Yeniden yayınlanan meşhur araştırma, GDO’ lu mısır ve herbisitin farelerde ağır karaciğer ve böbrek hasarı, hormonal değişiklikler ve tümör riskini artırdığını, bunların güvenli olduklarını söyleyebilmek için deney süresinin 2 sene olması gerektiğini gösteriyor. Size “hapı yutturmak” isteyenlerle “GDO yedirmek” isteyenlerin “aynı tipler” olduğunu unutmayın.

WHO, 2005 yılında 1 milyar 600 bin kişinin fazla kilolu, 400 milyon insanın ise obez olduğunu bildiriyor. Bu şartlar değişmediği takdirde, 2015’te fazla kiloluların sayısının 2 milyar 300 bini, obezlerin ise 700 milyonu geçeceği tahmin ediliyor. Çocuklar da erişkinler gibi obezite tehdidi altında. Tonton kızlarımızın, tosun oğlanlarımızın sayısı her geçen gün katlanarak artıyor.

Kolesterol haplarının (statinler) omega 3’ ün kalbi koruyucu etkilerini yok edebileceği gösterildi. Omega-3, tabiatta bulunan, sağlıklı yaşamak için mutlaka alınması gereken bir yağ asidi; statinler, vücudun temel ayarlarını bozan, sentetik kimyasal maddelerdir. Sağlıklı olmak için omega-3’ ü mü yoksa statinleri mi tercih etmek doğrudur?

Ülkemizde imkânlar o kadar arttı ki, artık 19 yaşında kalbi ağrıyan, kalbi sıkışan bir genç kıza cart diye “tomografi” çekilebiliyor. Hasta ilgiden memnun, doktor iyi bir şey yaptım zannediyor ama işin aslı hiç de öyle değil. Meslekdaşlarımı, halkı ve idarecilerimizi uyarıyorum: “Daha fazla tıp daha iyi tıp demek değildir”.

Doktorların hastalarını kolesterol hapı içmeye zorlamaları ve hatta onları “İçmezsen ölürsün” diye tehdit etmeleri yanlıştır. Kolesterol hapı içelim mi diye soranlara şunu söylüyorum: “Aterosklerozun fizyopatolojisini ve statinlerin etki mekanizmasını, mutlak fayda ve yan etkilerini, ilaç endüstrisinin pazarlama taktiklerini bilmesem ben de “Başlarım statin tedavisine”.