Batı Diyeti (BD), Alzheimer Hastalığının (AH) başlamasını ve yaşlanmaya bağlı enflamasyonu hızlandırabilir ve artırabilir. AH, bir beyin hastalığı olarak bilinir ama bunu bir beslenme hastalığı olarak görmek bana daha doğru geliyor. Önlenmesi ve tedavisi için bu hususun dikkate alınması fevkalade mühimdir.

KOVİD’ de serum bakır ve selenoprotein seviyelerinin sağkalım tahminine katkıda bulunduğu gösterildi. Bakır veya selenyum eksikliği olan hastalarda takviyenin, hem hayatta kalanları artırması hem de bağışıklık tepkisi ve antioksidatif savunma sistemleri için çok önemli olması dolayısıyla hastalığın seyrini olumlu etkilemesi mümkündür.

Bilim Kurulu, KOVİD geçirenlere antikor seviyelerinin zamanla düştüğü gerekçesiyle 6 ay sonra tek doz mRNA aşısı tavsiyesini 3 aya çekti. Ben ise hastalık geçirenlerin aşılanmalarına gerek olmadığını, risk grubunda yer aldıkları için iki doz inaktif aşı yapılanlara üçüncü dozun faydasının olmayacağını düşünüyorum.

İneğin midesinde bulunan bazı mikropların polyesterleri parçalayabildiği bildirildi. İklim değişikliğine sebep olmakla suçlanan ineklerin çevre kirliliğinin çözümüne katkı sunmaları ne kadar ilginç, değil mi? Plastik tabak, çatal, bıçak, bardak gibi ürünlerin yasaklanması da çok isabetli bir karar ama yetmez!

Solunum yoluyla uygulanan yeni bir ilacın, akciğer sertleşmesi adıyla bilinen hastalıkta solunum fonksiyonları üzerine olumlu etkisi olduğu gösterildi. İlaç şirketleri tarafından yapılan araştırmalara ne kadar güvenmek gerekirse bu araştırmaya da o kadar güvenilmelidir. Kâğıt üzerindeki fonksiyonel iyileşmenin hastalık belirtilerini ne kadar etkilediği mühimdir.