CHP’ Lİ MİLLETVEKİLİNİN İNTİHALİ
Bugün Hürriyet gazetesinde Yalçın Bayer’ in köşesinde “Dikkat! BPA’lı ürünler kanser riski taşıyor” başlıklı yazıyı okurken orada geçen ifadeler bana çok tanıdık geldi (1).
Yazıyı sanki ben yazmışım gibi hissettim.
Siteme girip BPA ile ilgili yazılarıma göz atınca (2, 3) gazetede yer alan ve CHP Muğla milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir’ e ait olduğu bildirilen ifadelerin benim yazılarımdan adeta “mot á mot” alınmış olduğunu, aynı satırların milletvekilinin şahsi sitesinde de bulunduğunu tespit ettim (4).
Şimdi size o yazılarda yer alan cümleleri ve altına da benim yazımlarımdan aldığım cümleleri vererek bunları kıyaslamanızı istiyorum:
NURETTİN DEMİR: Yapılan araştırmalar Türkiye’ de kanser hastalığının ve kansere bağlı ölümlerin son yıllarda artış gösterdiğini ortaya koymaktadır. Bu artışta Bisphenol A (BPA) içeren ürünlerin bilinçsizce kullanımının da etkili olduğu bilinmektedir. BPA içeren ürünlerin, sindirim ve bağışıklık sistemi bozuklukları, nörolojik sorunlar, obezite, hiperaktivite, kalp hastalığı kısırlık gibi hastalıkların yanı sıra prostat ve göğüs kanseri başta olmak üzere kanser hastalığı riski taşıdığı bilinmektedir.
KÜÇÜKUSTA: Özellikle üreme ve hormon sistemini bozucu etkileri olan BPA’nın kalp damar hastalıkları, diyabet, obezite, astım, karaciğer hasarı, meme ve prostat kanseri gibi pek çok hastalığa yol açabileceğini gösteren yüzlerce araştırma var.
Yeni yapılan 5 yıllık bir araştırma, kan BPA seviyeleri ile erkek kısırlığı arasında bir ilişki olduğunu ortaya koydu.
**
NURETTİN DEMİR: Bütün dünyada Bisphenol A (BPA) ihtiva eden plastikten yapılmış biberon, bardak, şişe ve yiyecek saklama kaplarının yasaklanması konusunda yoğun çalışmalar yapılmaktadır.
KÜÇÜKUSTA: Bundan önceki yazımda bisfenol A (BPA) ihtiva eden sert plastikten yapılmış biberon, bardak, şişe ve yiyecek saklama kaplarının sağlığımız üzerine olan olumsuz etkilerinden bahsetmiştim.
**
NURETTİN DEMİR: Amerika’da yapılan yeni bir araştırma BPA’nın kasa fişleri, bankamatik çıktıları, faks belgeleri gibi ‘termal kâğıtlarda’ çok daha yüksek miktarlarda bulunduğunu ortaya koymuştur.
KÜÇÜKUSTA: Belki size inanması zor gelecek ama hergün hepimizin elinden düşmeyen kasa fişleri, bankamatik çıktıları, faks belgeleri gibi termal kağıtlarda da çok yüksek miktarlarda BPA var.
**
NURETTİN DEMİR: Test edilen kasa fişlerinin % 40’ında BPA bulunduğu anlaşılmıştır.
KÜÇÜKUSTA: Amerika’ da Environmental Working Group (EWG) tarafından görevlendirilen bir laboratuar tarafından test edilen kasa fişlerinin yüzde 40’ ında ağırlıklarının yüzde 0.8 ila 3’ ü kadar BPA bulunduğu anlaşıldı.
**
NURETTİN DEMİR: Uzmanlar, BPA’nın kâğıttan ele bulaşıp sonra da ağız yoluyla veya deriden emilerek vücuda girdiğini, kâğıtla teması olanlara kolayca geçtiğini belirtmektedir.
KÜÇÜKUSTA: Araştırmada fişlerdeki BPA’ nın kâğıtla teması olanlara kolayca geçtiği de gösterildi. BPA’ nın vücuda kâğıttan ele bulaşıp sonra da ağız yoluyla veya deriden emilerek girdiği düşünülüyor.
**
NURETTİN DEMİR: Hayvan deneyleri de BPA’nın deriden emilebildiğini göstermektedir.
KÜÇÜKUSTA: Hayvan deneyleri de BPA’ nın deriden emilebildiğini gösteriyor.
**
NURETTİN DEMİR: Kasiyerler başta olmak üzere, her alışveriş yapan kişi, fişler aracılığıyla BPA’ya maruz kalmakta ve kanser riski taşıyan bu madde ile iç içe yaşamaktadır.”
KÜÇÜKUSTA: Her alış-veriş yapan, fişler aracılığıyla BPA’ ya maruz kalabiliyorsa da en büyük risk altında olanlar kasiyerler.
**
NURETTİN DEMİR:
– “Bakanlığınızın kasa fişleri, bankamatik çıktıları, faks belgeleri gibi ‘termal kâğıtların’ Bisphenol A (BPA) maddesi taşıması ile ilgili inceleme ve istatistiki bir çalışması var mıdır? Varsa, uzman kişiler tarafından test edilen Türkiye’deki fişlerin ve diğer termal kâğıtların yüzde kaçında BPA maddesi bulunmaktadır?
– Eğer yoksa, termal kâğıtlardan oluşan BPA taşıyan ve her gün temas ettiğimiz bu fişler ile ilgili bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
KÜÇÜKUSTA: İlgili bakanlıklarımızdan ülkemizdeki kasa fişlerinde BPA bulunup bulunmadığının ve bu konuda ne gibi tedbirlerin düşünüldüğünün açıklanmasını bekliyorum.
**
NURETTİN DEMİR: Kanser riskine karşı, BPA’nın emilimini artırdığı için fişlerle temastan sonra alkol bazlı el temizleyicilerin kullanılmaması, ellerin iyice yıkanması, yeniden kazanılan kâğıda da bulaşabileceğinden BPA’lı fişlerin ‘yeniden kazanıma’ verilmemesi alınabilecek önlemler arasında belirtilmektedir.
Yüksek miktarda kanser riski taşıyan Bisphenol A (BPA) maddesinden korunma ve halkımızı bilinçlendirme konusunda Bakanlık olarak neler yapmayı düşünüyorsunuz?”
KÜÇÜKUSTA:
- Gereksiz fişler toplanmamalı ve saklanmamalı
- Fişler ayrı bir cüzdan veya çantada toplanmalı.
- Çocuklara tutması ve oynaması için asla fiş verilmemeli.
- Bir fişle temastan sonra eller iyice yıkanmalı.
- Fişlerle temastan sonra alkol bazlı el temizleyiciler kullanılmamalı (Bunların BPA’ nın emilimini artırdığı gösterilmiştir).
- Fişler veya diğer termal kâğıtlar yeniden kazanıma verilmemeli
İntihal var!
Sayın milletvekili yukarıdaki karşılaştırmalı cümlelerden de açıkça anlaşıldığı üzere bu bilgileri benim yazılarımdan almıştır ama ne kendi sitesindeki yazısında ne Yalçın Bayer’ in köşesinde bu ifadelerin bana ait olduğuna dair hiçbir bilgi yoktur.
Bu durumda da “intihal” yani “aşırma” söz konusu olmaktadır.
İntihalin ne olduğu konusunda wikipedia’ da şunlar yazıyor (5):
“İntihal (TDK: Aşırma), bir kişinin eserinde başka kişilerin ifade, buluş veya düşüncelerini kaynak göstermeksizin kendisine aitmiş gibi kullanması. İntihal bir tür sahtekârlık ve hırsızlıktır.
Başlıca türleri:
- Alıntı ifadeler ve fikirler için kaynak göstermemek
- Ödünç alınan ifadeleri tırnak içinde yazmamak ve kaynak göstermemek
İntihal bilinçli olarak veya kaza eseri oluşabilir.
“Bırakılan cisimler yere düşer.” veya “II. Dünya Savaşı 1945’de sona erdi.” gibi cümlelerde kaynak gösterilmemesi intihal sayılmaz. Zira bu tür yaygın bilgileri, gerçekleri içeren cümleleri yazan kişi, bunları bulan, ilk düşünen ve ortaya koyan kişi olduğu izlenimi yaratmaz. Bu türden, yaygın bilgi veya gerçek kabul edilen konularda kaynak göstermemek intihal yaratmaz.
Başkalarına ait fikirler alıntı yapılırken, yeni cümlelerle ifade edilseler bile kaynak gösterilmesi gerekir.
İntihal ciddi bir akademik suçtur. Cezaları öğrencilerin düşük not almasından akademik kariyerin silinmesine kadar değişebilir.”
Dikkat çeken değişiklikler
Sayın milletvekili yazısında bazı ufak tefek değişiklikler de yapmış.
Her halde bir “fark” yaratmak istemiş olmalı!
Mesela, ben ısrarla Türkçe okunduğu gibi “bisfenol A” yazmama karşılık o “bisphenol A” yazmayı tercih etmiş.
Kendisi ısrarla “içeren” kelimesini tercih etmesine rağmen yazılarımdan intihal yaptığı için bir yerde dalgınlıkla olsa gerek benim tercim olan “ihtiva eden” ifadesini kullanmış:
NURETTİN DEMİR: “Bütün Dünyada Bisphenol A (BPA) ihtiva eden plastikten yapılmış biberon, bardak,şişe ve yiyecek saklama kaplarının…”
KÜÇÜKUSTA: “Bundan önceki yazımda bisfenol A (BPA) ihtiva eden sert plastikten yapılmış biberon, bardak, şişe ve yiyecek saklama kaplarının…”
**
Bir de değişiklik yapayım derken müthiş bir hata yapmış. Şöyle diyor:
“…kısırlık gibi hastalıkların yanı sıra prostat ve göğüs kanseri başta olmak üzere…”
Kendisi bir doktor, üstelik de kadın-doğum hastalıkları profesörü; bilmesi lâzım.
“Göğüs kanseri” diye bir tâbir hekimler arasında “hiç” kullanılmaz. Kullanılsa da başka manası vardır. Göğüs kanseri meme kanseri demek değildir.
Göğüs, vücudun boyunla karın arasında bulunan ve kalp, akciğer vb. organları içine alan bölümüdür. Halk arasında mecazi anlamda meme manasına kullanılır.
Gelelim neticeye
Sayın milletvekilini bu yaptığı “intihal” için benden özür dilemeye; bu durumu hem kendi sitesinde hem Yalçın Bayer’ in köşesinde açıklamaya davet ediyorum.
KAYNAKLAR:
- http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20492228.asp
- http://www.ahmetrasimkucukusta.com/?s=BPA
- http://www.ahmetrasimkucukusta.com/2011/09/12/yazilar/tip-yazilari/bisfenol-a-bpa/kasa-fisleri-ve-bankamatik-ciktilarindaki-sinsi-tehlikeden-haberiniz-var-mi/
- http://www.nurettindemir.com/habergoster.aspx?id=48
- http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0ntihal
- http://emincetingirgin.blogspot.com/2011/06/sanatta-intihal-sorunu-1.html
Sayın Küçükusta,
Yazınıza konu olan milletvekili akademik hayattan çıkıp geldiği için yaptığının ‘normal’ olduğunu düşünüyorum.
“BİLİM SAHTECİLİĞİ, TÜRKİYE’de ÜNİVERSİTE SİSTEMİNİN YAZILI OLMAYAN RESMİ POLİTİKASIDIR; HAKSIZ KADROLAŞMADA (DOLAYISIYLA İŞE HAKKEDENLERİN ALINMASINI ENGELLEMEDE), ve İŞİ HAKKEDENLERİN YAPMASINI ENGELLEMEDE, HAKSIZ EKONOMİK ÇIKAR SAĞLAMADA YOĞUN BİR ŞEKİLDE KULLANILMAKTADIR.” http://plagiarism-in-turkey.blogspot.com/
Sayın KÜÇÜKUSTA
SİZİN AMACINIZ NE?
BU İNSAN SAĞLIĞINI TEHLİKEYE SOKAN BİLGİLERİ SİZ BİLİYOR YALNIZ SİZ Mİ DİĞER İNSANLARA AKTARMAK ZORUNDASINIZ?
SİZİN TARAFINIZDAN AKTARILAN BU BİLGİLERİ BENDE SİZDEN HABERSİZ AYNEN HEMDE NOKTASINA DOKUNMADAN AKTARMAM MI ÖNEMLİ YOKSA BU BİLGİLERMİ ÖNEMLİ?
SİZİNLE AYNI MASADA HEMDE İÇKİ MASA
SINDA OLMAK İSTEMEM.
Sayın Düzenci,
Bilgi KAYNAK GÖSTERİLEREK aktarılır, paylaşılır. Başka birisinin kurduğu cümleleri noktasına, virgülüne dokunmadan, tırnak işaretleri kullanmadan ve kaynak göstermeden aktarmak İNTİHALdir. Emeğe saygısızlıktır. En büyük suçtur.
İntihal da bir çeşit hırsızlık sayılır. Ancak Türkiye’de hırsızlık çok da önemli bir suç sayılmıyor ki hırsızı vuran ev sahibini tutuklayıp hırsızı serbest bırakıyorlar.
pelin sevilay
11.05.2012 / 10:40am tarihinde gönderilmiş
BPA’nın zararlarını tüm Türkiye sizin sayenizde mi öğrendi yani? Benim 10 yaşındaki oğlum bile biliyor. Geçen sene onun ısrarıyla evimize cam damacana almaya başladık. Yapmayım Rasim Bey kimi kandırıyorsunuz?
pelin sevilay
11.05.2012 / 10:33am tarihinde gönderilmiş
Yalçın Bayer Abi’ye söyleyelim Rasim Küçükusta’yı da haber yapsın ki Rasim Bey’in bu hırsı bu kıskançlığı biraz sakinleşsin. ) Nurettin Beye olan düşmanlığınızı artık herkes biliyor. Size vahiy mi geldi ki BPA’nın zararını tek başınıza keşfettiniz? Önemli olan halkı tehdit eden böyle bir konunun gündeme gelmesidir. Hüseyin arkadaşımın ağzına sağlık..Çünkü insanlar çoğu zaman anlatılan kadar anlatana bakarlar. Sizi kaale almadılarsa o da sizin eksiğinizdir. Bu kindar söylemleri bırakın artık.
PELİN HANIM, A.RASİM BEY AKPLİDİR VE BÜTÜN CHPLİLERE DÜŞMANDIR. YALÇIN BAYER AĞABEYİMİN KÖŞESİNDE YAZMASINA İÇERLEMİŞ BELLİ. ÇÜNKÜ AYNI KONU BAŞKA SAĞLIKÇI VEKİLLER TARAFINDAN GÜNDEME GELMİŞTİ. MANİSA MV SAYIN ÖZGÜR ÖZEL DE BU KONUYLA İLGİLİ SORU ÖNERGESİ VERMİŞTİ MESELA. AMA ONA BİRŞEY DEMEMİŞ MESELA. BANA MAİLİNİZİ VERİRSENİZ. BEN SİZE BAŞKA BELGELER ULAŞTIRMAK İSTERİM. 20 MİLLETVEKİLİNİN İMZA KOYDUĞU ARAŞTIRMA ÖNERGESİ VERİLMİŞ BPA İLE İLGİLİ.. AMA ANLAŞILAN HUSUMETİ SAYIN DEMİR İLE. DAHA ÖNCEDE BİR KAÇ KEZ CHP’LİLERE SATAŞMIŞTI.BU YAZIMI YAYINLAYACAKLARINDAN ŞÜPHELİYİM AMA YAZDIM YİNEDE.
Sayın Küçükusta,
Son yorumları okuyunca şu alıntıyı sizinle ve okurlarınızla paylaşmak istedim:
“Bu ülkenin insanlarının, 12 Eylül yönetiminden bu yana dillendirmeye korktuğu her şeyi yuta yuta sindirim mekanizmaları çöp yuvasına döndü. Bu yavaş yavaş sindirim mekanizmasının literatürdeki adı “kurumsallaşma” dır. Bu ülkenin insanlarına 1980’den bu yana ufak ufak ahlaksızlık-haksızlık-adaletsizlik tabletleri yutturularak, “bir defadan bir şey olmaz” denilerek ahlaksızlık kurumsallaştırılmaktadır. Başka ülke insanlarını sokaklara döken olayların, bu ülkede neden kimsenin kılını kıpırdatmadığını hep merak ederiz ya, nedeni budur.”
Link >> http://plagiarism-turkish.blogspot.com/search/label/Dr.Şükran Gölbaşı
CHP Muğla milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir dün beni bu sayfada yer alan yazım dolayısıyla telefonla aradı.
Kısa da olsa faydalı bir görüşme oldu.
Soru önergelerinde “kaynak” göstermek gibi bir gelenek söz konusu olmamakla beraber yazılarımdan yararlandığı bilgisini soru önergesinde belirteceğini ifade etti.
Bugün kendisinden aldığım e-mektupta da soru önergesinde yazımı kaynak gösterildiğini bildirdi.
Bağlantı şöyle: http://www.nurettindemir.com/habergoster.aspx?id=62
CHP Muğla milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir’ e bu hassasiyeti için teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.
İntihal kuçumsenmemesi gereken haksız bir durumdur ahmet rasim abime sonuna kadar katılıyorum zaten yazılarında haksız uygulamalara bunca değinen bir insanın kendisinin uğradığı haksızlığı dile getirmesi kaçınılmazdır