SADECE BENZİN DEĞİL DÜNYANIN EN PAHALI BURUN DAMLASI DA BİZDE
Bu yazı, Vatan gazetesi yazarı Elif Ergu Demiral’ ın “Birileri bizi serum fizyolojikli burun damlaları ile aldatıyor mu?” başlıklı yazıma gönderdiği e-postaya cevabımdır. Elif Hanım’ ın e-postasını bahsi geçen yazının sonunda “Yorumlar” bölümünde okuyabilirsiniz.
Elif Hanım,
Cevabınız için teşekkürler.
Mektubunuzda bahsettiğiniz mevzulara açıklık getirmek istiyorum.
BİR: Sizin yazınız gizli reklâm için çok tipik bir örnektir.
Bir köşe yazısında şirketin ve ürününün adının geçmesi bile bunun yeterli delilidir.
Üstelik sizin ‘yazınızın başlığında’ bile şirketin adı var; yazı içinde şirket adı 11 ‘on bir’, ürünün adı 7 ‘yedi’ kere geçiyor.
Daha ne olsun; Elif Hanım.
Amacınız reklâm olmayabilir ama ameliniz reklâm olmuş!
Bu yazınız gazetecilik mekteplerinde ‘gizli reklâm’ olgusu için mükemmel bir örnek olarak gösterilebilir.
İKİ: Abdi İbrahim’ in nerede doğup büyüdüğünü veya kaç yıllık olduğunu tartışmıyoruz ki.
Ülkemin bir şirketinin başarısı beni de en az sizin kadar gururlandırır, hiç şüpheniz olmasın.
ÜÇ: Piyasaya her gün onlarca belki de yüzlerce yeni ürün çıkıyor.
Bu yeni ürünün bir köşe yazısına mevzu olma özelliğini bildirirseniz öğrenmiş olurum.
İşiniz, her şirketin her ürününü yazı mevzu yapmaktan ibaretse diyeceğim bir şey olamaz ama öyle olduğunu sanmıyorum.
Mesela, ben sizden köşenizde her gün bir şirketin yeni çıkan bir ürününü tanıtmanızı istesem, bunu yapar mısınız?
DÖRT: Kişisel çıkarlarınız için haber yaptığınızı iddia etmedim.
Size bu firma ile çıkar ilişkiniz olup olmadığını sordum sadece.
Çıkar ilişkisi ifadesiyle, arkanızı döndüğünüzde çantanıza haberiniz olmadan bir zarf konmasını kastetmiyorum elbette; tövbe hâşâ!
Ben tamamen ve sadece kanunlarla belirlenmiş çıkar ilişkilerinden bahsediyorum.
Bu firma tarafından bir kongreye, bir tanıtım toplantısına, bir yemeğe, bir geziye davet edildiniz mi; bu firmadan herhangi bir hediye aldınız mı?
Sizi suçlamıyorum; ne haddime.
Bu sorularıma yalnızca evet veya hayır demeniz yeterli, mesele anlaşılır.
Bu istediğim şey de kabalık veya ayıp falan da değil.
Artık tüm ‘bilimsel araştırma makalelerinde’ yazının sonunda çalışmaya katkısı olan herkesin endüstri ile olan ilişkilerini ‘açıkça’ belirtmesi gerekiyor.
Yazınızı bir bilimsel araştırma makalesi kadar önemsediğimi sanırım anlamışsınızdır.
BEŞ: Yazılarımı ve kitaplarımı takip etmeniz beni tabii ki mutlu etti ama bunları okuyan birinin bu sahadaki ‘hassasiyetimi’ de bilmesi gerekir.
ALTI: Tüm köşe yazarlarını takip etmiyorum; sizi de değerli bulduğum için okuyorum.
Başka kimlerin yazdığını bana lütfen bildirirseniz onların yazılarını da hem sitemde yayınlamak hem de cevaplamak isterim.
YEDİ: İstanbul’ da yaşıyorsanız deniz suyuna her mevsim ulaşabilirsiniz.
Hastalarıma sürekli olarak ‘Marmara denizinin suyunu’ tavsiye ederim.
SEKİZ: ‘Bugüne kadar Türkiye’ de kullanılan tüm serum fizyolojikler yabancı firmaların ürünleriydi’ ifadeniz gerçekleri yansıtmıyor.
Şirketin sizi yanılttığını sanıyorum.
Kaynaklar bölümünden ulaşabileceğiniz gibi, 5 dakikalık bir internet araştırmasında 6 Türk firmasının serum fizyolojikli burun damlası ürettiğini öğrendim.
Ben de yeni öğrendim; çünkü bugüne kadar hiçbir hastama eczanede satılan ne yerli ne yabancı serum fizyolojikli burun damlası yazmadım.
Hastalarım ‘kendi markalarını kendileri yaratıyor’; yani burun damlalarını evlerinde kendileri ‘bedava’ üretiyorlar.
Gelelim neticeye
BİR: Asla size ‘Elif Hanım, biz sizi gezdirelim, tozduralım, şu hediyeleri alın; siz de ürünümüzü konu alan bir yazı kaleme alın’ dendiğini söylemiyorum.
Böyle bir şey asla olmaz, olamaz!
Endüstri, sizden hiçbir zaman hiçbir şey talep etmez, îmâ dahî etmez: Onlar sadece gezdirir, tozdurur, yedirir, içirir, hediyelere boğar.
Mesele, muhatabın kendisine yapılan bu iyiliklerin altında kalıp kalmama tercihine göre şekillenir.
İlişkiler ‘kadirşinas eşhas’ ile devam ederken, ‘nankör yaratıkların’ isimleri üzerine birer çizik atılır ve iş biter.
‘Bir fincan kahveye kırk sene hatır biçen’ bir ırkın ahfâdının ‘kahve ötesi’ durumlarda hangi ‘hisli duygular’ içinde olacağını herkes kendince hayâl edebilir.
İKİ: Kaldı ki, bu tür bir yazının tamamen iyi niyetle, her mânâda karşılıksız yazılmış olması da bana kalırsa doğru değildir.
Bu, en iyi ihtimalle cehenneme giden yolda küçük bir taş olabilir.
Tecrübeli bir gazeteci yazdığı yazının her kelimesini düşünmelidir.
Bu yazımda ‘hiçbir ticari adın geçmediği’ umarım dikkatinizi çekmiştir.
ÜÇ: Belki daha önce farkına varmamış olabilirsiniz ama artık ‘içinde yarım gram tuz olan bir çay bardağı musluk suyunun 20 liraya satılmasının’ sizi de rahatsız etmiş olduğunu tahmin ediyorum.
Sorumlu bir gazeteci olarak yapmanız gereken şey şudur:
Sizi yanıltanlara gereken cevabı vermek ve serum fizyolojiğin ev şartlarında herkes tarafından bedava yapılabileceğini köşenizden duyurmak!
Birbirini okuyan iki yazarın birbirini anlamış olduklarını umuyorum.
Saygılarımla.
KAYNAKLAR
İsimlerinden yerli malı olduğunu sandığım serum fizyolojikli burun damlalarının ve üreticilerinin isimlerine ulaşmak için:
http://www.ilaclari.net/tag/berko-fiz-burun-damlasi
http://www.ilacpedia.com/prospektus/serum-fizyolojik-burun-damlasi
http://www.1ilac.com/ilaclar/Sifa_Kimya/serum.fizyolojik.htm
http://www.ilacpedia.com/prospektus/serum-fizyolojik-burun-damlasi-25-ml
http://www.ilacpedia.com/prospektus/fizyolen-damla-20-ml
http://www.ilacpedia.com/prospektus/sefiyol-steril-burun-spreyi
Mustafa Orhan diyor ki:
Hocam Merhaba,
Piyasadaki çok pahalı olan burun spreyleri ve içinde serum fizyolojik içeren burun damlaları ile ilgili yazınızı okudum…
Gerçekten de 3-4 günde biten, çekici paketlerdeki basınçlı tuzlu su 30 TL ye satılıyor.
Hele ki bebekler için tek kullanımlık olan ve içinde 10 adet kapsul bulunan fransız marka damlalar 18-20 TL ye satılıyor.
Biz nasal irrigasyon ile ilgili çok ucuz bir yöntem bulduk.
Eczanede yarım litrelik cam sisede serum fizyolojik (0,9% NaCl) alıyoruz ve
Sisenin uzerine bir enjektör saplıyoruz, enjektörle de aldigimiz tuzlu suyla nasal irrigasyon yapiyoruz.
Tabii herkesin şişesi farkli…
Enjektor 50 kuruş, yarim litrelik cam sisede serum 3,5 TL, yaklasik 2-3 ay gidiyor :))
Selam ve saygilar,
En pahalı benzini kullanan insanlar en pahalı tuzlu suyu da kullanır, neden olmasın ki?
Zengin ülkelerde bile evleri ve iş yerleri yakın olan 3-4 kişi, toplu taşıma araçlarını kullanma olanağı yoksa aynı araba ile giderler. Bizde sabahları ana caddeden geçen arabaları (Taksiler hariç) sayın. Ortalama her 20 arabadan 19’unun içinde tek kişi (sadece sürücü) vardır. Böylesine cömert olan insanlar en pahalı tuzlu suyu neden kullanmasınlar ki?