KOLESTEROL HAPLARI OMEGA 3′ ÜN ETKİSİNİ DE YOK EDİYOR
Tüm dünyada milyonlarca insan tarafından kullanılan kolesterol haplarının (statinler) her gün yeni “marifetleri” ortaya çıkıyor.
Son araştırmalar, “statinlerin omega 3 yağ asitlerinin kalbi koruyucu etkilerini de yok edebileceğini” gösteriyor.
Geçmişte birçok çalışma, omega 3 yağ asitlerinin kalp-damar sağlığı üzerine müspet etkileri olduğunu ortaya koyarken yeni çalışmalarda koruyucu etkinin olmadığı veya az olduğu sonucu ortaya çıkmaya başladı.
Mesela, JAMA’ da yayınlanan ve 68 bin 680 hasta üzerinde gerçekleştirilen 20 çalışmanın meta-analizinde omega 3 kullanmanın tüm sebeplere bağlı ölümleri, kalp hastalıklarına bağlı ölümleri, ani ölümleri, kalp krizini ve felçleri önlemediği gösterildi (1).
Grenoble‘ da Joseph Fourier Üniversitesi uzmanları tarafından yapılan çalışma, randomize kontrollü araştırmalarda balık yağı almanın kalp krizlerinden neden korumadığını iki faktöre bağlıyor (2).
BİR: Omega 3 yağ asitlerinin sağlığa faydalarının farkındalığının ve bunların tüketimlerinin artmasıyla beraber bu yeni kontrollü araştırmalara katılanların çoğunda artık omega 3 eksikliği yoktur ve bundan dolayı da bunlara ilave omega 3 vermenin bir yararı olmayabilir.
İKİ: Asıl önemlisi de, bu araştırmalara katılanların büyük çoğunluğunun statin kullanıyor olması omega yağ asitlerinin faydalı özelliklerini baskılıyor ve bu yüzden sonuçlar olumsuz çıkıyor olabilir.
ÜÇ: Post hoc statin ilaç araştırmaları, statin kullanan ve kullanmayanlar ayrıldığında omega-3’ ün kalp sağlığını koruyucu tesirinin sadece statin kullanmayanlarda ortaya çıktığını gösteriyor.
Benzer şekilde, son randomize çalışmalar omega-3 desteklerinin aritmi riskini sadece statin almayan hastalarda azalttığı sonucunu bildiriyor.
Ezber bozan bir sonuç!
Statinlerin, omega 3 yağ asitlerinin faydasını azaltması birçok doktor tarafından bilinmeyen “ezber bozan” bir sonuçtur!
Araştırmacılar, bu hipoteze destek olarak da statinlerin omega-6 yağ asitleri metabolizmasını artırırken omega-3 yağ asitlerini inhibe etmesini gösteriyorlar.
Omega 6 ve omega 3, aynı metabolik enzimler için birbirleriyle yarışırlar ve bunların mutlak değerlerinden ziyade “birbirlerine oranları” daha mühimdir.
Omega 6 yağ asitleri omega 3’ün zıddına ensülin direnci ve diyabet riskini de artırır ve omega 6 yağ asitlerinin fazlalığı enflamatuar hastalıklar ve kanserle de alâkalıdır.
Bu durum, omega 6 yağ asitlerinin enflamasyonla ilgili COX2 ve LOX2 gibi enzimlerin substratı olan araşidonik asidin aşırı oluşumundaki rolüne bağlı olabilir.
Aynı zamanda PGE2, tromboksan, lökotrien gibi birçok enflamatuar hormonun oluşumunu da mümkün kılar.
Kolesterol düşürücü ilaçlar kanda araşidonik asit miktarlarını artırdıkları için “omega 3/omega 6 üretiminin, oranlarının ve metabolizmalarının bozulması” statinlerin birçok yan etkisinin de sebebi olabilir.
Statinler mitokondrileri de felç ediyor
Statin ve omega 3’ ün hücrelerin enerji merkezleri olan mitokondri fonksiyonları üzerine de zıt etkileri vardır.
Statinlerin mitokondriler üzerine doza bağlı olarak toksik etkileri vardır ve mitokondrilerde biyo-enerji transferinde anahtar rolü olan koenzim Q10’ un sentezi statinler tarafından inhibe edilir.
Omega 3 ise mitokondri fonksiyonlarının daha iyi olmasını sağlar.
Mitokondri fonksiyon bozukluğu ile ensülin direnci ve diyabet arasında bir ilişki vardır.
Ayrıca, statinlerin kas ağrılarına (miyalji) yol açarak hastaların hareketlerini kısıtlaması da ensülin direnci ve diyabetin ortaya çıkmasını kolaylaştırır.
Omega 3 ise tersine, ensülin direncini ve diyabet riskini azaltır.
Statin ve omega 3 arasındaki bu etkileşimler, statinlerin hafıza ve enerjiyi azaltmasını ve egzersizde yorgunluğu artırmasını da açıklayabilir çünkü omega 3 beyin ve sinir sisteminin ana lipitleridir.
Statinlerin omega-3’ü etkisiz kılabileceğine yeni destek
77 bin 776 kişi üzerindegerçekleştirilen 23 randomize kontrollü çalışmanın Journal of the American College of Cardiologists ‘ de yayınlanan meta-analizinde statinlerin omega 3 yağ asitlerinin faydasını azaltabileceğini gösteriyor.
38 bin 910 hasta en azından 6 ay süreyle hayvansal kaynaklı omega 3 yağ asitleri (DHA/EPA) ile beraber statin alırken, kontrol grubundaki 38 bin 886 kişi ise sadece statin kullanıyordu.
Statinlerle beraber omega 3 alınmasının total mortalite, kalp krizi üzerine etkisi görülmezken kardiyo-vasküler mortaliteyi çok az (yüzde 7 rölatif risk) azalttığı tespit edildi.
Sadece statin alan ve daha yüksek DHA/EPA değerlerine sahip olanlarda ise total mortalitede daha fazla azalma olduğu görüldü (Buradan statinlere değil, sağlıklı beslenmeye pay çıkarmak gerekir).
Araştırmacılar, bu sonuçları statinlerin omega-3 yağ asitlerinin faydalı etkilerini azaltacağı, yüksek DHA/EPA oranlarının ise bu etkiyi artıracağı şeklinde yorumluyorlar.
Gelelim neticeye
Bu araştırmalar statin ve omega-3’ ün birbirlerinin âdeta “azılı düşmanları” olduğunu ispat ediyor.
Omega-3, tabiatta bulunan ve sağlıklı bir hayat için gıdalarla mutlaka alınması gerektiğine kimsenin itirazı olmayan bir yağ asididir.
Statinler ise, vücudun temel ayarlarını bozan, sağlıklı bir insanın kanında işi olmayan, endüstri ürünü sentetik kimyasal maddelerdir.
Soru şu: Sağlıklı yaşamak için omega-3’ ü mü yoksa statinleri mi tercih etmek doğrudur?
Cevabı omega-3 olanlar yaşadı, onlara “havada karada ölüm yok”.
Cevabı statin olanların ise “Allah yardımcısı olsun”, başka ne denebilir?
KAYNAKLAR
1. http://jama.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=1357266
Sevgili Hocam, nihayet sizi de omega 3’cü yaptık. Hatırlarsanız http://ahmetrasimkucukusta.com/2013/05/11/yazilar/tip-yazilari/besin-destekleri/omega-3-haplari-ise-yaramiyor/ konusaunda statinlerin omega’3 leri inhibe ettiğini göstermiştim. Bu yeni çalışmalardan sonra bence şüpheye yer kalmadı bile…
Değişen hiçbir şey yok ki.
Omega 3′ e diyecek sözümüz yok, bunlar gıdalarda yeteri kadar var.
İtirazım omega-3 haplarına!
Hocam omega-3 gıdalarda yeterince var demişsiniz. Bu söylediğiniz 200 yıl önce doğruydu. Bu ülkede doğal beslenen hayvan kalmadı. Köylüler bile hazır yem veriyor. Nedir bu yemler? Gdo’lu mısır ve soyadan elde edilen yemler. Bu hayvanların eti de, sütü de, yumurtası da, peyniri de, yoğurdu da tıka basa omega-6, eser miktarda omega-3 içeriyor. Bitkisel omega-3’ler ise tamamen safsata. Semizotu omega-3 içerebilir ama hiçbir insan günde 50 kilo semizotu yiyemez. Kuruyemişler ise 1 omega-3 içeriyorsa 10 omega-6 içeriyor. Geriye bir balığın kendisi kalıyor. Onu da kızartırsan hiçbir kıymeti kalmıyor. Ayrıca çiftlik balığı olmayacak, dip balığı olmayacak vs. Taş devrinde insan beslenmesinde omega 3-omega 6 oranı 1-1 civarındaydı. Bugün toplumda 1-50 oranlarına ulaştı. Bir şey hap formatına girince illa yapay, kimyasal, ilaç formatına girmez ki. Sonuçta bu balığın yağı. Mutfağımızda zeytinyağı kullanmıyor muyuz? Bunu alıp kapsüle koyunca farklı bir maddeye mi dönüşüyor? Hayır yine aynı zeytinyağı. Ben beslenmeme o kadar dikkat ettiğim ve ek olarak omega-3 takviyesi kullandığım halde hala omega-3 omega-6 oranımın 1-10 falan olduğunu düşünüyorum. Bence toplumdaki kanser ve kalp hastalığı patlamasının sebeplerinden biri de bu oransızlıktır.