SEN NEYMİŞSİN BE KOLESTEROL!

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Cleveland’ lı medarı iftiharımız Prof. Dr. Murat Tuzcu, bugünkü yazısında okuyucularının sorularını cevaplıyor (1).

Hocamız, inatla, kalp krizi ve felçlerin sebebi olan damar sertliğini (ateroskleroz) “kolesterol yüksekliği” üzerinden izah etmeye çalışıyor.

Hâlâ “iyi kolesterol-kötü kolesterol” ayırımı yapıyor.

Kolesterolü düşürmenin faydalarını “ballandıra ballandıra” anlatıyor.

Yazısını okuyunca benim bile “statin içesim geldi” desem mübalağa etmiş olmam.

Fazla söze gerek yok.

Milliyet gazetesindeki yazısının başlığı aslında her şeyi özetliyor: “Kolesterolle nasıl savaşırız?”

Savaşılması gerekenin elbette kolesterol olmadığını, asıl sebebin “enflamasyon” (mikropsuz iltihap) olduğunu, hastaların statinlerden kolesterolleri düştüğü için değil enflamasyon baskılandığı için fayda gördüklerini, kolesterolün düşmesinin ilacın bir yan etkisi olduğunu mutlaka biliyor.

Ancak “illâ ki kolesterol yüksekliği” demesinin, “kolesterolle nasıl savaşırız” diye başlık atmasının bir sebebi var:

Yakın bir zamanda piyasaya çıkması beklenen ve kanda LDL-kolesterolü bambaşka bir mekanizma ile azaltan “PCSK-9 inhibitörlerinin” önünü daha şimdiden kesmemek!

Bu ilaçlar, LDL-reseptörünün LDL-kolesterolü kandan etkili olarak uzaklaştırmasını sağlıyor ve böylece kanda kötü kolesterol gerçekten de azalıyor ama bu azalmanın kalp krizi ve felç riskini azaltıp azaltmadığı bilinmiyor.

Bunu anlamak için en azından birkaç senelik çalışmalara ihtiyaç var ve neticede büyük ihtimal “özel durumlar dışında” PCSK-9 inhibitörlerinin de işe yaramadıkları anlaşılacak.

Endüstri, bu risk azalmasını ispatlayacak araştırmalara gerek olmadan bu ilaçların kolesterolü azaltmasını yeterli görerek bir an önce ruhsat almak istiyor.

Bunun için “kolesterol korkutması” sürdürülüyor!

Böyle olunca da, “Ateroskleroz kronik bir iltihaptır, statinler kolesterolü düşürmek için değil, anti-enflamatuar etkileri için kullanılmalıdır ” diyemiyor.

Çünkü böyle dediği anda PCSK-9 inhibitörlerinin yerinin tıpkı CETP-inhibitörlerinin yanı yani çöp tenekesi olacağı ortadadır.

Damarı tıkayan kolesterol değil plaktır

Hocamız, kalp damarlarının kolesterolle tıkandığını gösteren resimlerden de asla vazgeçmiyor.

Bu resimlere bakan da kalp krizi ve felçlerin gerçekten kolesterol yüzünden tıkandığını sanır.

Damarı tıkayan vakaların çok büyük bir kısmında kolesterol değil bu plağın yırtılmasıyla oluşan “pıhtıdır”.

İşte zaten anjiyo yapıldığında damarları tama yakın açık bulunup “bir şeyin yok” denen ama anjiyo dinlenme salonunda veya evine gittiğinde kalp krizi geçiren hastalarda sebep plağın yırtılmasıdır.

Plağı yırtılmaya yatkınlığını belirleyen de plağın damarı ne kadar tıkadığı değil plağın ne kadar “kırılgan” olduğudur.

Mesela damarları çok az tıkalı olan ama damar plaklarında “kalsiyum yüksek olanlarda” kırılganlık ihtimali çok daha yüksektir.

Buna göre de hastaları kalp krizi riski bakımından değerlendirirken LDL-kolesterole bakılacağına “koroner damarlardaki kalsiyum birikimine” bakmak daha doğrudur.

Kötü kolesterol yok kötüye kullanılan kolesterol var

Prof. Dr. Murat Tuzcu, tüm bunları elbette benden çok daha iyi biliyor ama söyleyemiyor.

Tıpkı Amerikalıların yedikleri “antibiyotik, hormon ve GDO’ lu yemle beslenen, işlenen, nitrit ve nitratlar eklenen, ambalajlanan” kırmızı etle yani sosis, salam, jambonla yapılan araştırmayı tüm sağlıklı kırmızı etleri karalamak için kullandığı gibi, kolesterolü de böyle “kötüye” kullanıyor.

Evet, gerçekte “kötü kolesterol” yok ama “kötüye kullanılan kolesterol” var.

Gelelim neticeye

Kalp krizi ve felçlerin sebebi kanda “statin eksikliği değil” yanlış beslenme, hareketsizlik, sigara, düzensiz uyku, stres gibi hayat tarzıyla ilgili faktörlerin yarattığı enflamasyondur.

Bu enflamasyonu önlemenin yolu da hapı yutmak değil bu yanlış unsurları ortadan kaldırmaktır.

Değerli Hocamız’ dan, kalp krizlerinin sebebinin kötü kolesterol yüksekliği, iyi kolesterol azlığı falan değil “kronik mikropsuz bir enflamasyon” olduğunu anlatan “Damar sertliğiyle nasıl savaşırız?” başlıklı bir yazı bekliyorum.

Kolesterol savaşı ilaç endüstrisini sorunudur, insanlarınki kalp hastalıklarıyla savaştır!

Kaynak:

1. http://ahmetrasimkucukusta.com/2014/12/01/misafir-yazar/kolesterolle-nasil-savasiriz/

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Canan Karatay dedi ki:

    Kolesterol bir streoid hormondur.

    Bu nedenle tek bir formülü vardır.

    Streodler damarları tıkamaz.

    Kolesterol damarı tıkıyorsa, bacak damarlarını ya da İnternal Meme Arterini neden tıkamıyor?

    Kalp cerrahları bu damarları by-pass ameliyatlarında sağlam oldukları için neden kullanıyorlar?

    Bu damarlarda başka kan mı dolaşıyor?

    Damarları tıkayan pıhtıdır!

    Pıhtı nedeni de yüksek kan şekeri ve yüksek insülin sonucu yükselen TRİGLİSERDLER’ dir!

    Her üçü de vücudumuzda kronik inflamasyonu başlatır, neden budur!

    Kalp krizi geçirenlerin % 50’sinin kolesterolü normaldir!

    Yüksek kolesterolü olanların da % 50’sinin de koroner arterleri normaldir!

    Kolesterol ilaçları kullananlar da şeker hastalığı oranı yüksektir.!!

Siz de yorumunuzu paylaşın: