KALP SAĞLIĞI İÇİN ŞEKER TUZDAN DAHA ZARARLI
Sağlık için şekerin de tuzun da zararlı olduğu bilinir.
Şeker obezite ve diyabetle, tuz ise kalp-damar hastalıkları ve özellikle de hipertansiyonla ilişkilendirilir ama şekerin kan basıncını tuzdan daha fazla yükselteceğini ortaya koyan bilgiler artıyor.
St. Luke’s Mid America Heart Institute ve Montefiore Medical Center uzmanları, insanlar, hayvanlar üzerinde yapılan çalışmaları ve laboratuar deneylerini değerlendirdikten sonra “şekerin ve özellikle de früktozun tansiyon ve diğer kalp-damar hastalıklarına tuzdan daha zararlı olduğu” sonucuna vardılar.
Değerlendirmede, “tuz alımını belirli bir seviyenin altına indirmenin faydadan çok zarar vereceği” ve “işlenmiş yiyeceklerde tuzun azaltılmasının insanları daha fazla yemeye yöneltebileceği” de iddia ediliyor.
Uzmanlar, ilave şekerin hipertansiyonda tuzdan muhtemelen daha zararlı olduğunu, özellikle de früktozun metabolik disfonksiyonu daha fazla kışkırtacağı, kan basıncı değişkenliğini, kalp kası oksijen ihtiyacını, kalp hızı ve enflamasyonu artırabileceğini vurguluyorlar.
Open Heart isimli derginin yardımcı editörlerinden DiNicolantonio tuzu kısıtlayan kılavuzları “İnsanlık tarihinde önleyici beslenmede en büyük kandırmaca” olduğunu iddia ediyor:
“Araştırmalar günde 3-4 gram tuzun kalp-damar hastalığı ve tüm sebeplere bağlı ölümler için en uygun miktar olduğunu gösteriyor ama onlar günde 2.4 gramdan daha az tuz alınmasını istiyor”.
AHA/ACC tuzu iyice azaltın diyor
Geçen temmuz ayında yayınlanan Amerikan Kalp Derneği ve Amerikan Kardiyoloji Koleji’ nin (AHA/ACC) kılavuzu da günde 2.4 gramdan az sodyum tüketilmesinin kan basıncını düşürmeye faydası olacağını, günde 1.5 gram sodyumun tansiyonu daha da düşüreceğini bildiriyor.
Kılavuzlarda kan basıncını azaltmak için her ikisi de sebze, meyve, tam tahılla beraber az yağlı süt ürünleri, kümes hayvanları, balık, baklagiller, kuruyemiş ve bazı bitkisel yağları, çok az tatlı, tatlandırılmış içecekler ve kırmızı et tavsiye eden DASH veya Akdeniz Diyeti de uygun bulunuyor.
DiNicolantonio ve Lucan diyor ki:
“Bir araştırmaya göre, sodyumun kısıtlanmasıyla sistolik kan basıncı 4.8 mm Hg ve diastolik 2.5 mm Hg azalıyor ama bu azalmanın sağlığa bir faydası olup olmadığı bilinmiyor.
Ayrıca, sodyum alımının azaltılmasını diyabetlilerde ve konjestif kalp yetersizliği olanlarda yapılan birçok çalışmada klinik bulguların kötüleşmesi ve tüm sebeplere bağlı ölümlerin artmasıyla ilişkilendiren deliller var.
FDA, gıda endüstrisinden ürünlerindeki sodyum miktarını gönüllü olarak azaltılmasını isteyen kılavuzlar planlıyor fakat Batı toplumunda son 50 senede sodyum alımı işlenmiş gıda tüketimindeki dramatik artışa rağmen günde 3.5-4 gram arasında aşağı yukarı değişmeden kaldı.
Diyetteki sodyumun ana kaynağının işlenmiş gıdalar olduğu dikkate alındığında, bu gıdaların daha az tuzlu olması fizyolojinin ihtiyaç duyduğu sodyumun alınabilmesi için bunların tüketimini artmasına yol açabilir”.
Birkaç yüzyıl önce hipertansiyon diye bir hastalık yoktu
Farelerde yapılan deneylerde şekerin merkezi sinir sistemini uyararak kalp hızı, renin salgısı, böbreklerin sodyum tutması ve damar direncini artırdığı gösterildi.
Bunların tümü bir arada kan basıncının yükselmesine sebep oluyor.
Birkaç yüzyıl önce hipertansiyon diye bir hastalık yoktu ve şeker tüketiminin artmasıyla beraber hipertansiyon, gut, obezite ev diyabet de artmaya başladı.
Bir çalışmada kalorilerinin yüzde 10-25’ unu şekerden alanların kardiyo-vasküler hastalıklardan ölüm oranları, kalorilerinin yüzde 10’ dan azını şekerden alanlara göre yüzde 30 daha fazla bulundu.
Kalorilerinin yüzde 25’ den çoğunu şekerden alanlarda risk 3 misli artıyor.
NHANES 2003-2006 verilerine göre Amerikalılar günde ortalama 83.1 gram früktoz alıyorlar.
Yeni bir meta-analiz fazla şeker alınmasının, 8 hafta veya daha uzun süre düşük şekerle beslenmeye göre sistolik basıncı 6.9 mm Hg, diastolik basıncı 5.6 mm Hg artırdığını ortaya koyuyor.
Şeker endüstrisinden “destek” alan çalışmalar dışlandığında tansiyondaki artış daha da fazla (sistolik 7.6 ve diastolik 6.1 mm Hg) oluyor.
Bazı araştırmalara göre früktoz kardiyo-vasküler sistem için özellikle zararlı.
21-33 yaş arası erişkinlerde yapılan bir araştırmada 60 gram früktozun sistolik basıncı 6.2 mm Hg artırdığı ama glukozun kalp hızı ve kardiyak debisini artırmasına rağmen tansiyonu artırıcı etkisinin olmadığı belirlendi.
Sadece 2 hafta yüksek früktozlu diyet uygulanan 74 erkekte kan basıncı ve nabzın artması yanında trigliserit, açlık insülini ve HOMA’ nın (insülin direnci ve beta-hücre fonksiyonunu gösteren “insülin direnci testi”) arttığı tespit edildi.
Diyetteki tuzun çoğu tuzluktan gelmediği gibi aldığımız şekerin çoğu da şekerlikten değil işlenmiş gıdalardan geliyor.
İngiltere Milli Diyet ve Beslenme Çalışması, erişkin ve çocukların çoğunun tavsiye edilenden fazla şeker tükettiklerini gösteriyor.
Dünya Sağlık Örgütü de günlük toplam enerjinin yüzden 10’ dan azının şekerden alınmasını uygun buluyor; bu miktar ortalamam bir erişkin için 50 gram.
Gelelim neticeye
Hiç şüphe yok ki tuzun da fazlası zararlı ama bu arada şekeri gözden kaçırmamak lâzım.
Früktoza demediğini bırakmayan Canan Hoca’ nın ne kadar haklı olduğu giderek daha iyi anlaşılıyor.
Şeker mevzuundaki hassasiyeti bilinen TJOD yani Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği bu araştırma için de suç duyurusunda bulunur mu, merak ediyorum.
Benim tavsiyem şudur: Tatlı konuşalım ama tatlı yemeyelim!
Not: 5 gram tuz=2 gram sodyum’ dur.
Kaynak: http://www.medpagetoday.com/Cardiology/Hypertension/49078
Oxford Profesörü JOHN YUDKIN 1972 yılında yayınladığı kitabında Şekerin kalp ve damar hastalıklarının sebebi olduğunu yaptığı bağımsız ve gerçek bilimsel araştırmalara dayanarak anlatmıştır, açıklamıştır. kitabında son derece önemli bilimsel kaynaklar bulunmaktadır, adı:
‘PURE WHİTE AND DEADLY: How sugar is killing us and what we can do to stop it
Şekerin bir molekülü 190 molekül su tutar insan vücudunda.
Her türlü ekmek de ağızda çiğnenmeye başlar başlamaz kana şeker olarak geçer!
Tuzun ise 1 molekülü 1 molekül su tutar vücudumuzda. Bütün hücrelerimizin etkili ve yeterli çalışması için tuza ihtiyacı vardır.
Rafine olmuş sodyum klorür, sağlıklı tuz değildir, zararlı olan bu türdür.
Tuz olarak gerçek kaya tuzu öğütülerek kullanılmalıdır. Kaya tuzu son derece sağlıklıdır.
Kaya tuzunda en az 80 adet doğal mineral bulunur.
Kalbimiz, kemiklerimiz, adalelerimiz, böbreklerimiz ve de tüm hücrelerimizin sağlam ve güçlü olması ve çalışması için doğal olan bu mineralleri tüketmemiz şarttır.
Kaya tuzu Tansiyonumuzu yükseltmez, korkmadan tüketebiliriz.