TAM YAĞLI SÜT VE PEYNİR NEDEN DİYABET VE KALP HASTALIĞI RİSKİ YARATMIYOR OLABİLİR?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Değerli bilim adamı Gökhan Hotamışlıgil’ e adının geçtiği “Farelerle aynı kafadayım, peynirin hastasıyım” başlıklı yazımı göndermiştim.

Kendisine teşekkür ederek cevabını aynen yayınlıyorum:

Sevgili Ahmet Bey,

Yazınızı bana yollamak nezaketini gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Gayet hoş bir başlık ile yansıtmışsınız. Sizin de bildiğiniz gibi bu konu hakkında Time tarafından hazırlanan bu yazıda aslında korelatif olarak bilinen ama mekanizma olarak kimsenin anlamadığı bir mesele tartışılıyor.

Sadece bir noktaya açıklık getirilebilir.

Bildiğiniz gibi benim peynir konusunda, zevk içerisinde yemek dışında, her hangi bir faaliyetim mevcut değil.  Bu yazıda yer almamızın sebebi, 20 senedir üzerinde çalıştığımız bir temel bilim projesinin beklenmedik bir sayfasında palmetolat’ı bulmuş olmamız (Cao et al., Cell 2008, 134:933-44). 

Takdir edersiniz ki biz bu yağ molekülünü peynir konusunda araştırma yaparken değil, yağ dokusundan salınıp karaciğerde yağlanmaya engel olan ve kas dokusu aracılığı ile kandan şekerin uzaklaştırılmasında  görev yapan yeni molekülleri ararken bulduk. Yine bu çalışmada palmetolat’ın karaciğer yağlanması ve diyabete karşı etkin olabileceğini öngörmüştük.  

İlginç olan çok yeni bir gelişme de Türkiye’de çok parlak bir genç araştırmacı olan Dr. Ebru Erbay’ın laboratuvarında deney hayvanlarına gıdaları gibi ağızdan palmetolat verildiğinde kronik enflamasyon ve aterosklerozun önlenebileceğinin gösterilmesi ve çok saygın bir bilimsel dergide Eylül ayında yayınlanması (Çimen et al., 2016, Science TM 2016 Sep 28;8(358):358ra126).  

Şaşırtıcı olan paletolat’ın diyetimiz içerisinde de olması ve tam yağlı süt, peynir gibi gıdalarda bulunması. Genelde hayvansal gıdaların tamamı sağlık riski olarak görülüyor, tabi bunun doğru olan kısımları da var. 

Aslında tam yağlı süt ve peynir gibi gıdaların diyabet ve kalp hastalığı riski yaratmadığını epidemiyoloji çalışmalarında farketmişler ama kimse nedenini anlayamadığı için bu mesaj hiç bir zaman bilim camiasına ve halka ulaşmamış ve genel mesaj baki kalmış. 

Biz palmetolat yağ asitinin fonksiyonunu tanımlayınca bu konuya olası bir katkısı olabilecek bir mekanizma (bu her şeyi açıklıyor olamaz tabii ki, sadece bir olası senaryo) ortaya çıkmış oldu ve mesaj biraz değişmeye başladı.  İşte bizi de peynir konusuna getiren bu.  

Sevgiler, selamlar,

Gökhan Hotamışlıgil.

 

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Kerim Tütüncü dedi ki:

    Sizi de Hotamışlıgil hocamızı da tebrik ederim. Her ikinizin başka başka faydası var insanlığa. Biriniz araştırmacı, biriniz insanları bu araştırmalardan haberdar eden, doğru yolu gösteren kişisiniz. Sizler insanlar için çalışan değerli insanlarsınız.

  2. ismail karataş dedi ki:

    Gökhan hoca gerçek bir bilim adamı. Bizden kendini bilim adamı sananlardan biri olsaydı alınır oma göre yazardı.

Siz de yorumunuzu paylaşın: