VİTAMİN D TAKVİYESİNİN HAYATİ RİSKİ BİLE VAR
Sağlıklı bir hayat için yeterli D vitamini seviyelerine sahip olmak şart ama bunun yolu D vitamini hap, damla veya iğnelerini kullanmak değil.
Bakmayın D vitamini dendiğine, bu bir vitamin değil, vücutta yapılan yağda eriyen bir hormon.
Çok yüksek D vitamini seviyelerinin herhangi bir hastalığı önlediği veya tedavi ettiğini gösteren hiçbir bilimsel delil de olmadığı gibi aksine birçok da riskleri var.
Kanda D vitamini eksik olan birine bunun sebebini ortaya koymadan D vitamini takviyeleri vermek tıbbi bir hatadır.
D vitamini takviyeleri ancak çok özel durumlarda gerekli olabilir.
Yeterli D vitamini seviyelerine sahip olmak için hap ve damlaların adını en sonda anan ve yüksek dozların risklerini dile getiren meslekdaşıma teşekkürler.
***
Habertürk‘ ün haberi:
Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar; D vitamininin kemik sağlığından bağışıklığın güçlendirilmesine dek birçok fayda sağladığını, eksikliğinin ise diyabetten kalbe, depresyondan astım ve kansere dek birçok ciddi hastalıkla ilişkili olduğunu ortaya koyuyor.
“Tüm bu hastalıklardaki öneminden dolayı her derde deva D vitamininin vücutta ne eksik ne de fazla, yeterli düzeyde olması sağlanmalıdır. D vitamini vücutta depolanan bir vitamin olduğu için, aşırısı kalp ritim problemleri, böbrek taşı oluşumu ve böbrek yetmezliği gibi birçok soruna neden olabilmektedir. Gelişigüzel değil mutlaka doktor önerisiyle D vitamini takviyesi kullanılmalı, altı ayda bir vitamin düzeyi ve kalsiyum düzeyi kontrol ettirilmelidir” diyor. Dr. Bilge Ceydilek, D vitaminini yeterli ve faydalı bir biçimde depolamanın 6 etkili yolunu anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
GÜNEŞTEN DOĞRU FAYDALANIN!
D vitamini içeren gıdaları ne kadar tüketseniz de, ne yazık ki günlük ihtiyacınızın en fazla yüzde 20’sini karşılayabiliyorsunuz. Geri kalanı için cildinizin güneş ışığı ile buluşması şart! Dr. Bilge Ceydilek “Ülkemizde güneş ışınlarından en çok fayda görülecek zamanlar Mayıs ayından Kasım ayına kadar saat 11.00 ile 15.00 arasındaki zaman dilimidir. Bu saatler arasında her 2 diz altının ve her 2 kolun çıplak olacak şekilde ve koruma faktörü olmadan güneşlendirilmesi önemli. Açık tenliler günde 15-20 dakika, koyu tenliler günde 30-45 dakika faydalanabilir. Ancak daha uzun süre güneşte kalacaksanız mutlaka koruyucu kreminizi sürün!” diyor. Koruyucu kremin yanı sıra kıyafet ya da pencerenin ardından güneşlenmek de, güneş ışığının ciltte D vitamini üretmesini engelliyor.
BU BESİNLERİ İHMAL ETMEYİN
Somon, sardalya, ton, uskumru gibi yağlı balıklar D vitamini açısından iyi bir kaynak. Toprakta kendiliğinden çıkmış ve güneş görmüş mantarlar (kültür mantarı D vitamini içermiyor) günlük D vitamini ihtiyacınızın küçük bir kısmını karşılamanıza yardımcı olabilir. Ancak besinler tek başına D vitamini için yeterli olmuyor.
DÜZENLİ UYUYUN
Düzenli uyku D vitamininden daha fazla faydalanmanızı sağlıyor. Yapılan çalışmalar, günde beş saatten az uyuyanlarda D vitamini düzeyinin daha düşük olduğunu ortaya koyuyor. Narkolepsi ve huzursuz bacak sendromu gibi uyku bozuklukları, D vitamini düzeyi düşük olanlarda daha sık görülüyor.
FAZLA KİLODAN KAÇININ
Aşırı kilolu kişiler D vitamini eksikliği açısından risk altında. Obezlerde vücut yeterli güneş ışığı alsa bile, ciltte D vitamini üretimi azalabiliyor ve oluşan D vitamini de genişlemiş yağ hücrelerinde uzun süre hapsedilerek etkisiz hale gelebiliyor. Bu nedenle ideal kilonuzu korumaya çalışın. Sağlıklı beslenmeye dikkat edin. Basit şeker içeren gıdalardan ve işlenmiş gıdalardan uzak durun. Düzenli olarak haftanın en az üç-dört günü en az yarım saat tempolu yürüyün; bisiklete binin, yüzün.
İLAÇLARINIZA DİKKAT EDİN
Kullanmakta olduğunuz bazı ilaçlar D vitamini düzeyinizi düşürebilir. Özellikle bazı epilepsi-sara, mantar enfeksiyonu, AIDS ilaçları, kortizonlar buna neden olabilir. Bu tür ilaçlar kullanıyorsanız doktorunuzun kontrolünde D vitamini düzeyinize bakılarak takviye almanız gerekebilir.
D VİTAMİNİ DÜZEYİNİZİ KONTROL ETTİRİN
Dr. Bilge Ceydilek, “Eğer D vitamini takviyesi alıyorsanız altı ayda bir vitamin düzeyinizi ve kalsiyum düzeyinizi kontrol ettirin. Yeni başlamak istiyorsanız da öncesinde mutlaka test yaptırın. Çünkü çıkan D vitamini sonucuna göre değişen miktarlarda D vitamini takviyesi önerilmektedir, herkesin ihtiyacı aynı değildir” diyor. Ampul formlarının çok yüksek düzeyde D vitamini içerdiğini belirten Dr. Bilge Ceydilek, bunların doktora danışılmadan eczaneden alınarak gıdalara karıştırılıp tüketilmesinin hayati riske bile neden olabileceğini, bu nedenle damla şeklinde alınabilen D vitaminlerinin tercih edilmesinin daha güvenilir olacağını söylüyor.
Kaynak: http://www.haberturk.com/saglik/haber/1585377-d-vitamini-depolamanin-yollari
Bağışıklık sistemini güçlendiren D vitamini tüketimi artınca Hastalıklar azaldı, ilaç sektörü zarara uğradı galiba Sayın Canan Karatay’ı izleyin takip edin Kalsiyum fazlası için de K2 vitamininden haberi olmayanlar konuşuyorlar Halk uyanıyor Sağlıklı besleniyor ilacınız sizin olsun
Canan karatay hoca D vitaminin sınırı Yok diyor hiçbir zararı Yok hastalıkları önleyici diyabet gibi
Ben artık Canan Karataya hiç mi hiç inanmıyorum.
ben vitiligo hastasıyım hiç rengim kalmadı güneşe çıkamadığım için alıyorum banada zararlımı
Aklın yolu birdir. D vitamini ihtiyacınızı referans aralıkları dahilinde aşkın ve yazın bol güneşlenin.
Benim Vitamin D (25 OH_D) degerim 130 ng/ml dir. Kalziyum ve magnezyum degerlerimde normal. 150 ng/ml ye kadar kimsede kalziyum yüksekligi görülmemistir. Vitamin D alindiginda mutlaka sende iki defa kan tahlili yapilmali. Burda sadece vitamin D ye degil, ayriyeten magnezyum ve kalziyum degerlerine bakilmali. Kan degeri 100 ng/ml civarinda olmali. Benimki biraz fazla. Ama yinede zararli seviyede degil. En ideali kronik hastaligi olmayanlar icin 80 ile 100 ng/ml dir. Kronik hastaligi olanlar icin 100 ile 130 ng/ ml arasidir. Günde 10.000 U.E ye kadar Vitamin D3 alinmasinda bilim adamlarinin ifadelerine göre bu zararli olmadigini söylemekteler. Ben hekim degilim bu sadece benim uyguladigim vitamin D takviyesidir. Kimse kendi kendine tedavi olmasin. Esas olan tipdir. Hekim basvurun.