Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Kahve aslında kuvvetli antioksidandır ancak işlenmesi sırasında kanserojen kimyasallar ortaya çıkabiliyor.

Bunun için işlenmiş kahveden uzak durmak gerekir.

Türk kahvesi veya filtre kahve ise şekersiz makul miktarlarda içilebilir, hiçbir sakıncası yoktur ama her yiyecek ve içecek için geçerli olduğu gibi “aşırıya kaçılmamalıdır”. 

Akrilamit hakkında daha fazla bilgi edinmek için ise “Patates kızartmasındaki akrilamit kanser yapıyor” başlıklı makalemi okumanız yeterli olur:

Kaynak: http://ahmetrasimkucukusta.com/2013/11/15/yazilar/tip-yazilari/beslenme/patates-kizartmasindaki-akrilamit-kanser-yapiyor/

***

Habertürk‘ ün haberi:

ABD’nin California Eyaleti’nde Zehirli Maddeler Konseyi (CERT), kahve üretimi ve dağıtımı yapan 90 şirkete karşı “Kanserojen madde içeriyor” ibaresi konulması için dava açtı. Çünkü CERT’e göre ısıl işlem gören kavrulmuş kahve çekirdeklerinde ‘akrilamid’ adlı kanserojen maddeden az miktarda da olsa bulunuyor.

‘AKRİLAMİD’SİZ ÜRETİLSİN’

Gazete Habertürk’te yer alan habere göre; mahkeme CERT’in talebini kabul ederse, kahve sektörü astronomik tazminat davaları ile karşılaşabilir. Konseyin avukatlarından Raphael Metzger, temel amaçlarının kahve endüstrisinin bu kimyasal maddeyi ürünlerinden çıkarmasını sağlamak olduğunu vurgularken, “Ben de nüfusun üçte ikisi gibi kahve bağımlısıyım. Ancak kahve endüstrisinin akrilamidsiz üretim sağlaması gerekiyor” diye konuştu.

SADECE KAHVEDE BULUNMUYOR

Akrilamid, nişasta içeren ve yüksek sıcaklıklarda işlem gören tüm yiyeceklerde bulunabiliyor. Yüksek sıcaklığa maruz kalan; kahve, çikolata, kavrulmuş kuru yemişler, patates kızartması, cipsler, tahıllar, bisküviler, ekmekler, karamelize edilen meyvelerle sebzelerde akrilamid oranı yüksek.

Kaynak: http://www.haberturk.com/kahvelere-kanser-uyarisi-1651743

Siz de yorumunuzu paylaşın: