GLUTEN HASSASİYETİ İLE PİYASA OLUŞTURULUYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Ben de glüten üzerinden çok büyük bir algı kampanyası yürütüldüğüne, sinsi pazarlama oyunları yapıldığına inanıyorum.

Bazıları bu işten nemalanmak için bunu bilerek yaparken bazıları da sırf artistlik yapmak için glüteni karalıyorlar.

Benim glüten hakkındaki düşüncelerim özetle şöyle:

Gluteni tüm kronik hastalıkların sebebiymiş gibi göstermek en çok glutensiz yiyecek üreten endüstrinin işine gelir. Amaç insanları tabii besinlerden uzaklaştırarak hazır gıdalarla beslenmeyi “sağlıklı beslenme” olarak dayatmaktır. Bu gidişte tabaklarımızda yemeklerin yerini haplar alacaktır. Tabii yiyeceklere bunun için çamur atılabileceği ve bu amaçla bir takım popüler kişilerin kullanılabileceği unutulmamalıdır (1).

BİR: Modern buğdayı başta obezite ve diyabet olmak üzere birçok kronik hastalığın sebebi olarak göstermek için de Çölyak ve gerçek NÇGH’ deki artışlarda tek suçlu ilan etmek için de bana göre yeterli delil yok.

İKİ: Modern buğdayın kendisi değil, un ve unlu mamul haline getirilirken başına gelen işlemlerin esas suçlu olması daha muhtemeldir.

ÜÇ: Bunlardan dolayı da Çölyak hastaları dışındakiler için “glutensiz diyet” pek mantıklı görünmüyor.

DÖRT: Geleneksel yöntemlerle elde edilen un ve unlu mamulleri aşırıya kaçmadan makul miktarda yemekte büyük bir sakınca görmüyorum.

BEŞ: İşlenmiş unun ve bundan üretilen yiyeceklerin ise adını bile ağza almamak gerekir (2).

Kaynaklar:

1. http://ahmetrasimkucukusta.com/2017/03/28/yazilar/tip-yazilari/colyak-gluten/gluten-paranoyasi/

2. http://ahmetrasimkucukusta.com/2017/04/04/yazilar/tip-yazilari/colyak-gluten/modern-bugdayin-gluteni-daha-fazla-degil/

***

Ntv’ nin haberi:

Çölyak dışı gluten hassasiyeti nedeniyle uygulanan diyetlere dikkat çeken Gastroenterolog Dr. Atilla Bektaş, kimi zaman gereksiz yere yapılan glutensiz diyetlerin bazı hastalıklara zemin hazırladığını söyledi. Gluten hassasiyeti konusunda kanıta dayalı tıbbın onayını almamış teşhis yöntemleri kullanıldığını ileri süren Bektaş, “Bazı temel gıdalarımız gereksiz yere yasaklanmakta, mucize gibi sunulan pahalı takviye ürünlerle yeni bir piyasa oluşturulmaktadır” dedi. 

Toplumda % 1 oranında görülen ve glutenin neden olduğu çölyak hastalığı ile görülme sıklığı daha az olan buğday alerjisi, kişide ciddi klinik tabloların gelişmesine neden olabiliyor.

İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Atilla Bektaş, hem çölyak hastalığı hem de buğday alerjisi gibi sık gündeme gelen ve birçok şikayetin müsebbibi olarak gösterilen çölyak dışı gluten hassasiyeti ile ilgili son çalışmalara değindi.

GLUTENSİZ DİYET NE ZAMAN ZORUNLU?

“Çölyak dışı gluten hassasiyeti, servis edilmek istendigi kadar çok değil, toplumda görülme oranı % 5-6 diyorduk, şimdi bu oranın % 1’lerde oldugu düşünülüyor” diyen Bektaş, çölyak dışı gluten hassasiyeti kullanılarak yeni bir piyasa oluşturulduğu görüşünde:

“Son zamanlarda ortaya çıkan bazı ‘moda diyetler’, vadettikleri kolay kilo verme, genç ve zinde kalma reçeteleri ile ne yazık ki genel vücut sağlığımıza geri dönüşü olmayan zararlar verebilmektedir. Kanıta dayalı tıbbın onayını almamış teşhis yöntemleri kullanılmakta, bazı temel gıdalarımız gereksiz yere yasaklanmakta, mucize gibi sunulan pahalı takviye ürünlerle yeni bir piyasa oluşturulmaktadır. Tüm bunlar bazı ‘best seller’ kitaplara da konu yapılmakta yeni bir ‘sağlıklı olma’ algısı yaratılmaya çalışılmaktadır.”

“GLUTENSİZ DİYET PAZARI SUİSTİMAL EDİLİYOR”

Çölyak hastalığı ve buğday alerjisi durumlarında glutensiz diyetin zorunlu olduğunu vurgulayan Dr. Bektaş, “Ancak gluten hassasiyeti yani çölyak dışı gluten hassasiyeti, glutensiz diyet pazarı tarafından suistimal ediliyor. Son bilimsel kanıtlar, çölyak dışı gluten hassasiyetinin iddia edilenden çok daha az oranda görüldüğü yönünde” dedi ve Amerika’da 2017 yılında yapılan araştırmanın detaylarını şöyle anlattı:

“Araştırmanın özü şu; kendi kendine gluten hassasiyeti tanısı koymuş 59 kişiye, çift kör (doktor ne verdiğini, hasta da ne aldığını bilmiyor) 3 farklı beslenme barı veriliyor. 24 kişinin fruktan barı ile sindirim şikayetleri oluyor, 22 kişinin plasebo (hiç bir madde içermeyen) barı ile sindirim şikayetleri olurken, sadece 13 kişi gluten içeren bar ile sindirim sistemi şikayeti yaşıyor. Bu da buğdaydaki glutenin zannedildiği kadar suçlu olmayabileceğini, gluten hassasiyetinin yanlış bir iddia olabileceğini gösteriyor. Ayrıca başka araştırmalar da gerçek anlamda Çölyak Dışı Gluten Hassasiyeti olgusunun sadece % 1’lerde olduğunu gösteriyor. Glutensiz gıda üreten şirketler glutene gerçekten duyarlılığı olmayan kişilerin tüketim alışkanlıklarını değiştirerek tahıl tüketimine karşı propaganda yürütüyor. ABD’de glutensiz gıda pazarı son iki yılda yüzde 136 büyüdü ve 2017 cirosu 15 milyar dolara ulaştı. Gluten pazarının yüzde 36’sı ABD, yüzde 19’u Avustralya ve yüzde 9’u Fransa’nın elinde. Karteller halk sağlığını tehdit ediyor.”

Gluten; buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunan bitkisel bir protein. Ekmek, bulgur pilavı, makarna ve unlu mamullerde bulunuyor.

Gluten hassasiyeti, toplumun yaklaşık % 20’sini etkileyen, kişinin beslenmesi ve psikolojik durumuyla ilişkili olan huzursuz bağırsak sendromu ile karıştırılabiliyor. Bazı araştırmacılara göre ise gluten hassasiyeti bu durumun bir alt gurubunu oluşturuyor. Her iki rahatsızlıkta da karın ağrısı, şişkinlik ve bağırsak alışkanlıklarında değişme (ishal/kabızlık), baş ağrısı, eklem ağrısı, huzursuzluk, depresyon gibi şikâyetler izlenebiliyor.

ŞİKAYETLERE GLUTEN DEĞİL, FRUKTAN MI NEDEN OLUYOR?

Amerikan gastroenteroloji derneği dergisinde, Kasım 2017’de yayınlanan makaleye dikkat çeken Dr. Atilla Bektaş, “Gluten hassasiyeti olduğu düşünülen hastalarda şikâyetlerin glutenden değil, fruktan denilen bir karbonhidrattan ileri geldiği belirtilmiştir. Fruktan; buğday, arpa, çavdar dışında kuşkonmaz, enginar, pırasa, soğan, sarımsak gibi bazı bitkisel besinlerde de bulunmaktadır” dedi.

“GEREKSİZ YERE GLUTENSİZ DİYET UYGULANIYOR”

“Çölyak hastalığı ya da buğday alerjisi olmayan kişilerin gereksiz yere glutensiz diyet uygulaması, pahalı ve zor bir tercih olup, sağlıklı da değildir” diyen Dr. Bektaş’ın verdiği bilgiye göre, tahıl grubu besinleri içermeyen glutensiz diyetler lif, mineral ve vitamince zayıf. Yanı sıra tip 2 diyabet, kalp krizi ve obezite riskini artırabiliyor.

Kaynak: https://www.ntv.com.tr/saglik/gluten-hassasiyeti-ile-piyasa-olusturuluyorsikayetlerin-nedeni-gluten-degil-f%2c6nCRilwuhkuVYF8YMHpGVw

Yazı için 1 yorum yapılmış:

  1. Duygu dedi ki:

    Atilla Hocama tebrikler, dediği gibi bu iş ticarete alet ediliyor. Tüccar doktorlarımız yakında glütensiz ürünlerini piyasaya sunarlar.

Siz de yorumunuzu paylaşın: