FAZLA KİLO VE OBEZİTE ENFEKSİYONLARDAN ÖLÜMÜ ÖNLÜYOR
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
Viyana’ da yapılan Avrupa Obezite Kongresi’ nde sunulan üç ayrı araştırmada enfeksiyon, pnömoni (zatürre) veya sepsis sebebiyle hastaneye yatırılan hastalar içinde obez olanların hayatta kalma ihtimallerinin normal kilolu olanlara göre daha fazla olduğu bildirildi (1).
Danimarka’ da yapılan birinci araştırmada bir enfeksiyon hastalığından dolayı hastaneye yatırılan 18 binden fazla kişiden fazla kilolu olanların ölüm riskinin normal kiloda olanlara göre yüzde 40, obez olanların ise yüzde 50 daha az olduğu belirlendi.
İkinci araştırma ise USA’ da 2013-2014 senelerinde pnömoni sebebiyle hastaneye yatırılan 1 milyon 700 bin hastadan fazla kilolu olanların hayatta kalma ihtimallerinin normal kiloda olanlara göre yüzde 23, obez olanların ise yüzde 29 daha fazla olduğu ortaya çıktı.
Benze bir sonuca sepsis (kan zehirlenmesi) tablosu sebebiyle hastanede yatan hastalarda da ulaşıldı; 3 milyondan fazla hasta içinde fazla kilolu olanların ölüm oranlarının normal kilolulara göre yüzde 23, obez olanların ise yüzde 22 daha az olduğu tespit edildi.
Obezite paradoksu nedir?
Son senelerde adeta salgın şeklinde yayılan obezitenin başta diyabet, kalp krizi, hipertansiyon, felç olmak üzere pek çok hastalık için risk faktörü olduğu kabul edilir.
Bununla beraber, bazı kronik hastalıklara sahip olup da fazla kilolu veya obez olanların normal kiloda veya zayıf olanlara göre daha uzun yaşadıkları da bir gerçektir.
“Obezite paradoksu” adıyla bilinen bu çelişkili durumun ilk farkına varan Edmund Lowrie oldu.
Lowrie, 1999’ da böbrek yetersizliği sebebiyle diyaliz uygulanan hastalardan zayıf olanların kilolu olanlara göre daha kısa yaşadıklarını tespit etti.
Bu çelişkinin kalp yetersizliği olan hastalarda da bulunduğunu belirleyen Carl Lavie araştırmasını yayınlatmak için bir seneden fazla zaman harcadı.
Başvurduğu dergilerin editörleri ‘klâsik bilgiyle taban tabana zıt’ olan bu sonucun çalışmadaki hatalardan kaynaklandığı düşüncesiyle yazıyı yayınlamak istemediler.
Obezite birçok hastalıktan koruyor
Obezite paradoksu daha sonra başta kalp yetersizliği, koroner damar hastalığı, beyin kanaması, hipertansiyon, felç olmak üzere birçok hastalıkta tespit edildi (2-11).
Kalp yetersizliği olanlarda yapılan araştırmaların hiçbiri, obezitenin hastalığın prognozunu kötüleştirdiğini göstermedi.
2007’ de yayınlanan ve 11 bin Kanadalının on seneden fazla bir süre takip edildiği bir araştırmada da fazla kilolu olanlarda herhangi bir sebepten ölüm ihtimalinin düşük olduğu sonucuna varıldı.
Diyabet ve zatürreede de obezite paradoksu var
40 yaş üzerindeki 27 bin kişinin takip edildiği bir çalışmada 2 bin 600 kişide diyabet geliştiği ve teşhis konduğu sırada bunların yüzde 12’ sinin normal kiloda olduğu belirlendi.
Yaş, kan basıncı, yüksek kolesterol ve sigara içilmesi gibi risk faktörleri dışlandığında zayıf kişilerin ölüm oranlarının fazla kilolulara göre 2 misli fazla olduğu bulundu.
Kanada’ da hastaneye yatırılarak tedavi edilen bin hasta üzerinde yapılan çalışmada mortalite normal kiloda olanlarda yüzde 10, obezlerde ise yüzde 4 olarak bulundu.
Bu, obez olmanın ölüm riskini yüzde 54 oranında azalttığı manasına geliyor.
Ağır astım krizinde de obezlerin daha şanslı oldukları biliniyor.
Obezite paradoksu nasıl açıklanabilir?
Obezite paradoksuna, vücut kitle endeksinin (VKE) vücuttaki gerçek yağı göstermediği gerekçesiyle itiraz edilir ama vücuttaki yağı “yağsız vücut kitlesi endeksi (LME)” gibi başka parametrelerle değerlendiren araştırmalarda da obezite paradoksunun varlığı gösterildi.
Koroner damar hastalığı olanlarda düşük LME’ li yani vücutları daha az yağlı ve zayıf olanların 3 sene sonraki mortalitesi yüzde 15, vücutlarında daha fazla yağ bulunan yani yüksek LME’ li olanların ise sadece yüzde 2.2 olarak bulundu.
Vücutları daha yağlı olan bu hastalar daha uzun yaşamaları yanında, bunlarda HDL düşüklüğü, LDL ve CRP yüksekliği gibi kalp damar hastalıkları riskinin yüksekliğini gösteren değerlerin de kötü olması çok dikkat çekiyor.
Obezite paradoksunu açıklamak için çok farklı görüşler ileri sürülüyor:
BİR: Obez hastalar daha hastalıkları çok ilerlemeden teşhis ediliyor olabilirler.
İKİ: Obezler zayıf olan hastalara göre daha agresif tedavi ediliyor olabilirler ve bu da mortaliteyi azaltabilir.
ÜÇ: Yağlı doku koruyucu sitokin veya diğer hormonal ürünler salgılıyor olabilir.
DÖRT: Diyabet, kalp yetersizliği veya diğer kronik hastalığı olanları bu hastalıklara daha yatkın kılan ve bu hastalıklar geliştiğinde de onları daha büyük risk altına sokan genetik etkenler olabilir.
BEŞ: Uzun yaşamada vücut ağırlığı, vücut yağ miktarı ve dağılımı değil düzenli egzersiz-spor yapma gibi başka faktörler daha önemli olabilir.
Gelelim neticeye
Daha önce de kilonun da vücut kitle endeksinin de ‘hikâyeden tayyare’olduğunu defalarca yazdım.
Tıpkı kolesterol yüksekliğinin değil onun yükselmesine sebep olan faktörleri ortadan kaldırmanın önemli olması gibi uzun ve sağlıklı yaşamanın sırları da kiloda değil ‘doğru beslenme ve yeterli hareket’ yapmada saklıdır.
Hepsinden önemlisi de kafayı fazla kilolara takmamaktır ama bu zinhar fazla kilolu ve hatta obez olalım hastalanmayalım manasına da gelmez!
Kaynaklar:
2. http://jama.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=1309174
3. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/16929133
4. http://eurjhf.oxfordjournals.org/content/13/2/130.full
5. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3257992/
6. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC2894715/
7. http://jama.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=1309157
8. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21095152
9. http://content.onlinejacc.org/article.aspx?articleid=1356606
10. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22895584
11. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/17904457
***
EK 1 (12.4.2022): Hypothesis: Enhanced glucose availability and insulin resistance enhances an activated immune system and accounts for the obesity paradox. Kaynak: https://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/cob.12521
***
Valla çok memnun oldum. Zaten sayenizde kiloyu kafaya takmaz olmuştuk. Akşam iftarda baklava börek yiycem.