BİLİM KURULU BİLİMSEL MİDİR?

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Prof. Dr. Gülümser Heper‘ in yazısı:

Covid-19’un yarattığı salgına dair, tüm dünyadan aykırı sesler, çarpıcı görüntüler, çelişkili ifadeler duymak, toplumların kafasını iyice karıştırdı ve hastalık adeta efsaneleşti. Hastalığı bu kadar efsaneleştiren şey yarattığı ölümlerdi. Artık biraz daha sakin olmak ve daha ayağı yere basan ifadeler kullanmak gerekiyor. Zira tüm dünyadan elde edilen veriler, sağlıklı ifadeler kurmamız için yeterli olgunlukta. Efsanelerle uğraşmak bizlerin işi olmamalı; “bugün on beş ölüm oldu başardık, yirmi ölüm oldu batıyoruz” diyerek bir salgın politikası yürütülmez. Biz ne yaptık, ne kadar doğru yaptık, nerede hata yaptık artık konuşmamız gerekli. Konuşmak için ideal şartlarımız var mı diye sormak gerekli.

Covid-19 ölümlerinin ağırlıklı olarak 75 yaş üstünde toplandığından eminiz. Yani bu virüs salgını ağırlıklı olarak yaşlıları öldürüyor. 29 Mayıs tarihli “Aging” isimli bir dergide yayınlanan makaleye göre hastaneye yatırılmak zorunda kalanların %80’i 65 yaş üzerinde ve bu gruptaki ölüm 65 yaş altındakilere göre tam 23 kat fazla. Yaşa ve altta yatan diğer kronik hastalıklara bağlı olarak ölüm oranları yükseliyor.

Batı toplumlarında yaşlıların ağırlıklı olarak bakımevlerinde ve rehabilitasyon merkezlerinde yaşaması dolayısıyla, ölümler bu merkezlerde yoğunlaştı. Ölümlerin %80’i bu merkezlerde yaşayan insanlardaydı ve bu kişilerin %90’ında Covid-19 enfeksiyonuna eşlik eden bir kronik hastalık; %70’inde de iki kronik hastalık mevcuttu. Covid-19 ölümlerinde eşlik eden kronik hastalıkları kalp hastalıkları, kanser, akciğer hastalıkları, felç, nörolojik hastalıklar, diyabet, böbrek hastalığı ve obezite şekilde sıralayabiliriz. Kısaca söylemek gerekirse enfeksiyon, yaşlı ve kronik hastalıklarda ölüme davetiye çıkardı.

Covid-19 ölümlerinde, vücudu ölüme götüren en önemli son noktanın kalp yetmezliği ve ritim bozukluğu olduğunu bilmek zorundayız. İşte tam bu noktada tedaviye yaklaşımda ve Covid sürecinin idare edilmesinde ülkeler bazında sıkıntılar olduğunu bilmek zorundayız. Buna ülkemizi de dahil edebiliriz.

Corona Virüs Bilim Kurulu toplantısı başladı - Son Dakika Haberler

Biliyorsunuz ülkemizde pandemi sürecini idare etmek, tavsiye niteliğinde kararlar vermek için bir bilim kurulu kuruldu. Kurulmasında hiçbir sakınca yoktu, belki de bilimsel duruş adına özlediğimiz bir görüntüydü. Ancak açıkça söylemek gerekirse bilim adına GÖRÜNTÜ sürecinin dışına çıkamadı. Zira her toplantı sonrası sosyal mesafeye uyun, ellerinizi yıkayın, maske takın, evinizde kalın dışında bilimsel bir argüman üretemedi ve tedavi sürecini tam olarak yürütemedi.

Neden mi? Bilimin ve pandemi sürecinin multidisipliner bir yaklaşımla yürütüleceğini bilemedi. Siyasiler multidisipliner yaklaşımın anlamını çözememiş, algılayamamış olabilirdi. Fakat bunu bilim kurulu olarak tanımlanan grubun bilmesi ve kurulu genişletmek üzere siyasileri uyarması gerekirdi. Kamuya yansıyan görüntülerde ve ifadelerde böyle bir yaklaşımın olmadığı görüldü. Multidisipliner yaklaşımı reddeden bilim kurulunun üzerinde bir şaibe oluştu.

Neden mi? Covid-19 ölümlerinde, vücudu ölüme götüren son noktanın en önemli ölçütlerinden birisinin kalp yetmezliği ve ritim bozukluğu olduğunu söylemiştim. Yapılan çalışmalar, Covid-19 ölümlerinde en önemli sorunun miyokard (Kalp adalesi) hasarı olduğunu ve enfeksiyonla gelen genel popülasyonun %17’sinde miyokard hasarının göstergesi olan TROPONİN isimli kalp kaynaklı bir enzimin hastanın kanında yüksek göründüğü tespit edilmiştir.

Wuhan’da yapılan bir çalışmada, 191 hastanın %23’ünde kalp yetmezliği olduğu tespitlidir. Yine Çin’de yapılan bir çalışmada daha önce kalp sorunu olan hastaların %54,5 inde Troponin-T (TnT) isimli kardiyak enzimin yüksek bulunduğu ifade edilmiştir. Yine Wuhan’da gelen ağır hastaların, kalp kaynaklı ritim bozuklukları ve ağır miyokard hasarı ile geldiği ifade edilmiştir. Hastane takibi sırasında Troponin-T yüksek bulunan hastalarda solunum yetmezliği, ventriküler taşikardi ve fibrilasyon gibi malign aritmiler (ölüme götüren aritmiler), akut pıhtılaşma bozuklukları ve akut böbrek yetmezliği geliştiği tespitlidir.

Kısaca söylemek gerekirse hastaları ölüme götüren son nokta kalp ve dolaşım mekanizması ağırlıklıdır. Hem tedavi öncesi hem tedavi sırasında Covid-19 pandemi sürecinin idaresinde dolaşım sistemi kaynaklı sorunların tespiti ve idaresi için standardizasyon gereklidir. Bunu bilim kurulunun bilmesi ve hem kamu bilgilendirmelerinde hem hekimlere gönderilen tedavi ve takip stratejilerinde açıkça yazılması gereklidir. Ancak yapılmamıştır.

Şimdi neler yapılmamıştır tek tek yazayım.

1.Bilim kurulunda kamuya yansıdığı kadarıyla KARDİYOLOG yoktur; kurul ağırlıklı olarak enfeksiyon hastalıkları, göğüs hastalıkları, epidemiyoloji, çocuk enfeksiyon ve mikrobiyoloji uzmanlarından oluşmuştur.

2.Hekimlere gönderilen koruyucu tedavi, standart tedavi ve takip şablonlarında standart EKG, EKOKARDİYOGRAFİ, Troponin seviyesi bakılması tavsiye edilmemiştir.

3.Poliklinik seviyesinde gelen hastaların tamamında EKG ve diğer belirttiğim parametreler standart bakılmadan kalpte aritmiyi tetikleyen Hidroksiklorakin ve Azitromisin gibi ilaçlar verilmiştir. Bu insanların zeminde yatan ve aritmiyi tetikleyen QT uzunluğu gibi bir faktör olup olmadığının tespiti sonrası bu ilaçların verilmesi gerektiği dahi vurgulanmamıştır. Sadece koruyucu ve tedavi edici amaçlı Hidroksiklorakin verebilirsiniz denmiştir. Dozaj standartı, vermeden önce böbrek ve karaciğer hastalığı, takipte QT mesafesi ölçümü gibi standardizasyonlar sağlanmamıştır.

4.Koruyucu ve tedavi edici yaklaşımda adeta ABD başkanı Trump’ın Hidroksiklorakin çok iyi ilaçtır referansı yeterli bulunmuş, bu ilaçların yarattığı veya yaratacağı sorunlar dikkate alınmamıştır.

5.Zeminde kalp hastalığı olan, ritim bozukluğu olan  kişilere ayrı bir tedavi yaklaşımı standardizasyonu sağlanmamış, takipte bu ilacın etkisi ya da komplikasyonlarına dair bilimsel yaklaşım yani bilimsel bir çalışma yapılmamış ve uluslararası literatüre sunulmamıştır.

6.Türkiye’de Covid den ölenlerin hangi komplikasyonlardan öldüğü, neden öldüğü, tedavi edici olduğu savlanan ilaçların etkinliği, etkisizliği, komplikasyonları bilinmemektedir. Bilim kurulu hastanelerdeki sonuçları toplayıp bir çalışma çıkarmamıştır. Uluslararası literatürden topladıkları atraktif (cazibeli), infial yaratan ifadeler halkla paylaşılarak güya bilim yapılmıştır.

Bu maddeler hayli uzatılıp ağır bilimsel tartışmalar yapılabilir. Ancak Türkiye’de bilimsel seviye bu tartışmaları yapmaya müsait değildir. Zira multidisipliner yaklaşımı reddeden bir bilim kurulu ta baştan bu yaklaşıma mesafelidir. O nedenle bu tartışmalar abesle iştigal olarak kalmış ve kalacaktır.

Kaynak: https://veryansintv.com/covid-19-bilim-kurulu-bilimsel-midir/

 

Yazı için 7 yorum yapılmış:

  1. Burhan Özdemir dedi ki:

    Sizin gibi Gülümser hoca gibi düşünenlerin sayısının çok az olması ne kadar kötü. Ekranlarda seyrediyoruz dinliyoruz söylenenler belli bir merkezin görüşleri. Hiçbiri özgür bir bilim insanı gibi konuşmuyor. Çok yazık!!!

  2. Hasan dedi ki:

    Hocam sizi de almalılar bence bilim kuruluna .Bilim kurulu tedaviye yoğunlaşması lazım.Birde Canan KARATAY hocamızı da almaları lazım kurula .

  3. Hocam Rasim KÜÇÜKUSTA her daim doğru bilgiyi aktaran,doğru teşhisler koyan kitaplarinizla doğruyu yazarak,tip dünyasın da girdap yaratan değerli düşün ve aktivitelerinizden dolayı sizi kutlarız. Sorgulamadan bilim kurulunun her kararı ni dediginiz gibi benimsemeyiz .

  4. Ahmet Uzun dedi ki:

    Hocam, Filmleri inceleyen oscar kurulu ne kadar bilimsel ise, bilim kurulu da o kadar bilimseldir.

  5. Aydın Erol dedi ki:

    Bilim kurumu her seyin farkinda da işte. At izi it izine karıştı

  6. Sezai Öztürk dedi ki:

    Uğur Dündar yazmış:

    “Bilim Kurulu Üyeleri çıkmışlar, Covid-19’un neden ürkütücü bir hızla yayıldığını anlatıyorlar.
    Oysa onların görevi, salgının bu boyuta niçin vardığını anlatmak değil, pik yaşanmadan gereken önlemlerin alınmasını sağlayacak uyarıları yapmaktır.
    Olmadı, o görevden istifa etmektir!”

    https://twitter.com/ugurdundarsozcu/status/1305074095223115776?s=20

  7. Alişan Yıldıran dedi ki:

    Bu yazının üzerinde nerede ise bir sene geçdi ve bakanlık ilacı geri çekdi;

    https://www.ntv.com.tr/turkiye/saglik-bakanligi-hidroksiklorokin-ilacinin-corona-virus-tedavisinde-kullanimini-durdurdu,-GxyWH_xDEi-SnN44jZOHA

    Demek ki bilim kurulu teşkil edilirken kardiolog da alımalı imiş!

Siz de yorumunuzu paylaşın: