GÜNEŞ IŞINLARI, VİTAMİN D SENTEZİ DIŞINDA T HÜCRELERİNİN ENERJİSİNİ ARTIRIYOR, BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRİYOR
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
İndependent Türkçe‘ deki yazım:
Yeni bir araştırmada güneşlenmenin faydalarının sadece vitamin D ile alâkalı olmadığı ortaya çıktı.
Nature‘de yayımlanan araştırmada, güneş ışınlarının vitamin D üretiminden bağımsız olarak bağışıklığın en önemli unsurlarından olan T hücrelerinin enerjisini artırdığı gösterildi.
İnsan ve fare derisindeki T hücreleri üzerinde düşük dozda (<300 mJ cm−2) mavi ışık kullanılarak yapılan araştırmaya göre, güneş ışınlarında düşük seviyelerde bulunan “mavi ışık” T hücrelerinin daha hızlı hareket etmesini sağlıyor.
Yardımcı, baskılayıcı, düzenleyici, öldürücü, hafıza gibi birçok alt grupları olan T hücrelerinin etkilerini gösterebilmek için hareketlenmesi ve enfeksiyonun olduğu yerlere göçmesi icap ediyor.
Olayın mekanizması da çözüldü
Araştırmada ayrıca, mavi ışığın, T hücrelerini nasıl daha fazla hareket ettirdiği de ortaya kondu.
T hücrelerinde hareketlilik hidrojen peroksit sentezi ile tetikleniyor ve bu daha sonra T hücresi hareketini artıran bir sinyal yolunu (Src kinase/phospholipase C-γ1 (PLC-γ1) ve Ca2+ mobilizasyonu) etkin hale getiriyor, hücre içinde kalsiyum seviyeleri artıyor.
Hidrojen peroksit, beyaz kan hücrelerinin bakterileri öldürmek ve T hücrelerini ve diğer bağışıklık hücrelerini bir enfeksiyonu algıladıklarında bağışıklık tepkisi oluşturma amacıyla “çağırmak” için saldıkları bir bileşiktir.
Işığa hassasiyet, aktif T hücrelerinde daha fazladır ve T hücrelerinin hareketliliğini artırır.
Buna göre, T hücreleri tıpkı gözdeki hücreler gibi bir tür ışığa hassas (fotoreseptif) hücrelerdir ve bunların ışığa karşı hassasiyetleri güneş ışığının bağışıklık fonksiyonlarına etkisine katkıda bulunuyor olabilir.
Işık sadece gözleri değil bağışıklığı da etkiliyor
Organizmalar, farklı ışık frekanslarına ayarlanmış ve çeşitli hücresel tepkilere bağlanmış çok sayıda fotoreseptör geliştirmiştir.
Bitkiler, algler, bakteriler ve protozoa fotosentez, fototropizm ve fototaksiye aracılık eden kırmızı, mavi/yeşil ve UV ışığı reseptörlerine sahiptir.
Özel gözlere ek olarak, balıklar, amfibiler ve sürüngenler, melatonin sentezini ve pigmentasyonunu düzenlemek için epifiz organında ve deride fotoreseptörler kullanır.
Yakın zamanlara kadar, memelilerde ışığa hassasiyetin gözle sınırlı olduğuna inanılıyordu; oysa insan derisi de güneş ışığı için önemli bir hedeftir.
Yüzeysel, epidermal tabakaya çarpan UV ışığı, D vitamini ve melanin sentezi de dahil olmak üzere iyi tanımlanmış fototoksik ve fotokimyasal reaksiyonları tetikler.
İlginç bir şekilde, insan melanosit ve keratinositlerinde fonksiyonel rodopsin ihtiva eden fotoreseptörler tanımlanmıştır ve bunlar ultraviyole fototransdüksiyonuna katkıda bulunabilir.
Daha az enerjik, görünür radyasyon (400-750 nm), dermise ultraviyole ışınlarına göre çok daha derine nüfuz eder, her ~1 mm’de bir e-kat yoğunluğu azalır.
Bu görünür radyasyonun bir kısmı kan damarlarından cilde geri yansır, böylece cilt yüzeyine yakın toplam radyant akı gelen ışıktan daha büyüktür.
Böylece, görünen ışık ultraviyole ışıkla karşılaştırıldığında çok daha geniş bir hücre topluluğunu etkileyebilir.
Hakikaten de son çalışmalarda kırmızı ışığın keratinosit ve fibroblastların çoğalmasını uyardığı, mavi ışığın deri hücreleri farklılaşmasını değiştirdiği gösterildi.
Güneş giren eve doktor girmez
Güneş ışınlarının bağışıklık sisteminin hücre ve fonksiyonlarına çok önemli etkileri vardır.
Yeteri kadar güneşlenenlerde oto-immun hastalıklar ve kanserler daha az görülür.
Bunun mekanizması tam olarak bilinmemekle beraber bir ihtimal deride D vitamini sentezidir fakat bunun dışında mekanizmaların rolü de mümkündür.
Mesela, normal deride bağışıklık gözetimi yapan yüksek yoğunlukta T lenfositleri (~1 × 106 hücre cm−2) bulunmakta ve ciltte yaşayan toplam T hücrelerinin sayısının dolaşımdaki T hücrelerinin iki katı olduğu tahmin edilmektedir.
Mavi ışığın sadece faydalı tesirleri olduğu ispatlanırsa bağışıklığın bu ışınlarla güçlendirilmesi şeklinde tedaviler de mümkün olabilecektir.
Gelelim neticeye
Diyorum ki: Sağlıklı olmak için güneşli günlerde öğle vakti 15-20 dakika güneşlenin.
Diyorlar ki: Güneşleniyoruz ama gene de D vitamini seviyesi düşük çıkıyor.
Diyorum ki: Olabilir, kafayı rakamlara takmayın, sağlıklı beslenmeye, güneşlenmeye ve sağlıklı yaşamaya bakın. Keyfinize bakın!
Kaynak: https://www.nature.com/articles/srep39479
***
EK 1 (29.10.2022): Vitamin D seviyesi düşük olanların güneş banyosu yapmaları bağırsak mikrobiyotasını da olumlu yönde etkiliyor. Firmicutes ve Proteobacteria türü bakteriler artarken Bacteroidetes türü bakteriler azalıyor.
Kaynak: https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fmicb.2019.02410/full
***
EK 2 (21.11.2023): İçme suyunda yüksek iyot bulunan bir bölgede yaşayanlarda ölüm oranı %40 daha düşük!
Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/32378500/
Makale: Long-term iodine nutrition is associated with longevity in older adults: a 20 years’ follow-up of the Randers-Skagen study
***
EK 3 (9.9.2024): Güneşe çok az maruz kalmak metabolik sendrom riskini %64, tip 2 diyabet riskini ise %35 artırıyor.
Güneş ışığına maruz kalmak, obezite ve metabolik sendromun azaltılmasına yardımcı olan nitrik oksit salınımına sebep olur.
Kaynak: https://x.com/realpungao/status/1822667000969068785
***
İlgili Diğer Yazılar:
- BU VİTAMİNİN FAZLASI İŞTAHSIZLIK, YORGUNLUK, KİLO KAYBI, RİTİM BOZUKLUĞU VE AŞIRI İDRARA YOL AÇIYOR
- CEP TELEFONU VE TABLETLERİN MAVİ IŞIĞI GÖRME KAYBINI HIZLANDIRIYOR
- BİRKAÇ DAKİKA GÜNEŞ BANYOSU D VİTAMİNİ SEVİYESİNİ ARTIRIR
- VİTAMİN D OLMADAN HÜCRESEL BAĞIŞIKLIK ÇALIŞMIYOR
- UÇAĞA BİNERKEN GÜNEŞ KREMİ SÜRMEYİ UNUTMAYIN