İNGİLTERE’ DE ORTAYA ÇIKAN MUTASYON VİRÜSÜN YAYILMA HIZINI ARTIRMIŞ OLABİLİR
BBC’ nin haberi:
İngiltere’de bilim insanları, mutasyon geçirmiş yeni koronavirüs türünün, salgının seyri ve yeni geliştirilen aşıları nasıl etkileyeceğini anlamaya çalışıyor.
Mutasyon geçirmiş virüsün, özellikle İngiltere’de vaka sayılarının hızla artmaya başladığı bölgelerde tespit edilmesi, virüsün son mutasyonla birlikte daha bulaşıcı hale geldiği endişesini de doğurmuş durumda.
Sağlık Bakanı Matt Hancock, yeni türün farklı mutasyonları olduğunu ve ülkede vakaların en hızlı şekilde arttığı güney bölgelerinde tespit edildiğini açıkladı.
Hancock’a göre ilk analizler, yeni türün mevcut varyasyonlarından daha hızlı yayıldığına işaret ediyor. Hancock, yaklaşık 60 belediyenin sınırları için binden fazla vakanın tespit edildiğini ve yeni türün hızla yayıldığını söyledi.
Yeni tür daha mı tehlikeli?
Yeni türün, henüz diğer Sars-CoV-2 koronavirüslerinden daha ölümcül olduğuna dair bir bulgu yok.
Bunun hastalığın belirtileri ya da süresi ve ağırlık derecesindeki farklılıklarla ilişkisi olup olmadığının yeni toplanan ilave verilerin analizinden sonra ortaya çıkacağı umuluyor.
Bu amaçla, ‘Covid-19 Genomics UK’ adlı bilimsel çalışma grubu, tespit ettiği yeni türün ülke içinde nasıl hareket ettiğini izlemeye başladı. Grup, koronavirüs vakalarının yaklaşık yüzde 10’undaki genetik kodları inceliyor.
Neden daha hızlı yayılabilir?
Virüsler her zaman mutasyona uğrayabiliyor. Çoğunun çok az etkisi var. Ya da hiçbir etkisi yok. Bazıları ise virüsü engelliyor ve bu mutasyonların ortadan kalkmasını sağlıyor. Fakat mutasyonların virüsün daha hızlı yayılmasına yol açması olasılığı var.
Uzmanlara göre yeni türün, virüsün hücrelere tutunmasını sağlayan dikensi proteininde birden fazla mutasyonu var. Bilim insanları buna ‘silinme’ diyor. Son örnekte proteindeki iki amino asidin olmadığı ve bunun da yayılmayı hızlandırabileceği belirtiliyor.
Bu ‘silinme’ bahar aylarından sonra düşük seviyelerde başka ülkelerdeki koronavirüslerde de görüldü. Yeni türün İngiltere’nin güneyinde Ağustos ve Eylül aylarında yayılmaya başladığı tespit edildi.
Aynı ‘silinme’, Cambridge’te bağışıklık sistemi düşük bir hastadan alınan örneklerde de görüldü.
Bu kişi, başka bir hastadan alınan ve antikor içeren kan plazmasıyla tedavi edilmeye çalışıldı.
Hasta sonunda hayatını kaybetti. Tedavi sırasında mutasyona uğrayan virüsün antikorlara karşı daha dirençli hale gelmiş olabileceği belirtiliyor.
Cambridge Üniversitesi’ne bağlı İmmünoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Enstitüsü’nden klinik mikrobiyoloji uzmanı Prof. Ravi Gupta şunları söyledi:
“Virüsün kaçmaya başladığı bir mekanizma olduğunu düşünüyoruz. Bunu araştırmamız gerekiyor. Uzun vadede bunun etkisinin ne olacağını bilemiyoruz. Bu yüzden risk alamayız. İnsanları daha hasta etmesini beklemiyoruz. Ama salgının kontrol altında tutulmasını zorlaştırabilir” dedi.
Aşıları nasıl etkileyecek?
Virüsler mutasyona uğradığı için her zaman mevcut aşılara karşı dirençli bir türün ortaya çıkması ihtimali var.
Covid aşılarının çoğu, dikensi proteinlerine yapışarak virüsü etkisiz hale getiren antikorlar üretiyor.
Virüsün yüzeyi bu dikensi proteinlerle kaplı. Virüs bunların yardımıyla insan hücresine giriyor.
Yeni türde olduğu gibi dikensi protein mutasyona uğrarsa, virüsün dikensi proteininin eski versiyonlarının kullanıldığı aşıların oluşturduğu antikorlardan kaçabileceği belirtiliyor.
Fakat uzmanlara göre burada iki nokta önemli.
Birincisi, aşıların virüse farklı açılardan saldıran bir dizi antikor üretiyor olması. Bu nedenle virüsün hepsinden bir anda kaçması zor.
İkincisi ise büyük mutasyonların, virüsün insan hücrelerini enfekte etme kabiliyetini etkilemesi olasılığı. Genetik bilimciler ‘aşı kaçağı’ adını verdikleri olguya karşı virüsü izliyorlar.
Dünyanın en tehlikeli patojenlerinin araştırıldığı Porton Down ve bir dizi laboratuvarda yeni türün bir tehdit oluşturup oluşturmayacağıyla ilgili inceleme yürütülüyor.
Virüsün dirençli bir hale gelecek şekilde mutasyona uğraması halinde, aşılarda küçük değişiklikler yapılarak yeniden etkili hale gelmelerinin sağlanabileceği ifade ediliyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) Acil Durum Programı Direktörü Dr. Michael Ryan, virüsün yeni türün varlığından haberdar olduklarını söyledi.
“Aslında bu tür bir evrilme ve mutasyonlar oldukça yaygın” diyen Dr. Ryan şöyle devam etti:
“Ancak Danimarka’daki vizonlarda ve daha önce görülen başka mutasyonlarda olduğu gibi bazı sorulara yanıtlar bulmamız gerekiyor. Bu, virüsü daha ağır hale getiriyor mu? Virüsün daha hızlı bulaşmasına yol açıyor mu? Teşhisi etkiliyor mu? Aşının etkinliğini değiştiriyor mu? Bu soruların henüz hiçbirinin yanıtını bilmiyoruz.”
Virüslerin normal davranışları, çok sık kılıf değiştirmeleri ve girdikleri konak içinde, o konağa özel olan korunma şartlarını geliştirerek yaşabilmeleri, çoğalabilmeleridir.
Ocak 2020’den beri YÜZDEN fazla mutasyona uğradılar, bildiğimiz kadarıyla. İzlanda da, İngilterede daha bir çok ülkeden haberler geliyor, gelecektir. Şaşıracak bir şey yok. Bilimsel gerçekler bunlar.
Bu nedenle GRİP AŞILARININ da bir yararı yoktur, bir faydası yoktur.
Her sene yeni bir GRİP AŞISI üretilmesi ve önerilmesi de bu nedenledir.
CORONA VİRÜSÜ için de, mangalda kül bırakmıyorlar ama bilimsel gerçekler değişmez, aynıdır!
EN İYİ AŞI D VİTAMİNİDİR!
BAĞIŞIKLIĞI KESİN OLARAK, %100 GÜÇLENDİRİR.AŞILARRIN %50 ETKİSİ OLDUĞU SÖYLENİYOR VE DE 2-3 İÇİNDE NE OLACAĞI DA BİLİNMİYOR.
TUZLU SU VE KARBONATLI SU CORONA VİRÜSÜNÜ ÖLDÜRÜR.
YAYILAMASINI VE DE BULAŞMASINI ÖNLER!
MASKE TAKILACAK TAMAM!MASKE VİRÜSÜN KENDİMİZE BULAŞMASINI ÖNLEMEZ. BİZ HASTAYSAK, BAŞKALARINA YAYILMASINI ÖNLER.
GARGARA MASKEDEN DAHA GÜÇLÜDÜR.
BU BAĞLAMDA, GARGARA, CORONA VİRÜSÜNÜN YAYILMASINI VE BULAŞMASINI ÖNLER.