KOVID-19 PANDEMİSİNDEN BU YANA BATI DÜNYASINDA FAZLADAN ÖLÜM ORANLARI
Dikkat: Yazının sonunda ek var!
***
“Benzeri görülmemiş” küresel fazladan ölüm oranlarına ilişkin yeni ve önemli bir hakemli çalışma, Kovid mRNA atışlarının doğrudan sorumlu olduğu sonucuna vardı.
Büyük ölçekli çalışma, 47 ayrı ülkeden gelen ölüm verilerini analiz etti ve dünyaca ünlü British Medical Journal’ de (BMJ) yayınlandı.
Bilim insanları, pandemiden bu yana dünya genelinde görülen fazladan ölümlerin sorumlusunun Kovid mRNA enjeksiyonları olduğu sonucuna vardı.
Hollandalı araştırmacılar 47 Batı ülkesinden gelen verileri analiz etti ve 2020’den bu yana üç milyonun üzerinde fazla ölüm olduğunu hesapladı.
Halkı Kovid-19’dan korumayı amaçlayan aşıların ve kontrol altına alma önlemlerinin uygulanmasına rağmen bu eğilimin devam ettiğini tespit ettiler.
“Benzeri görülmemiş” rakamların “ciddi endişelere yol açtığını” söylediler.
Yazarlar şimdi hükümetleri, insanların küresel ölçekte toplu ölümlerinde aşıların rolünü tam olarak araştırmaya çağırıyor.
BMJ Public Health dergisinde yazan Amsterdam Vrije Üniversitesi’ nden yazarlar şunları söyledi:
“Kovid-19 aşıları insanları Kovid-19 virüsünden kaynaklanan hastalık ve ölümlerden korumak için sağlanmış olsa da, şüpheli yan etkileri de belgelenmiştir.
“Hem tıp uzmanları hem de diğer görevliler, Batı Dünyasındaki çeşitli resmi veri tabanlarına aşılamanın ardından ciddi zararlar ve ölümler bildirmiştir.”
“Pandemi sırasında, politikacılar ve medya tarafından her Kovid-19 ölümünün önemli olduğu ve her insanın hayatının sınırlama tedbirleri ve Kovid-19 aşıları yoluyla korunmayı hak ettiği günlük olarak vurgulandı.
“Pandemi sonrasında da aynı ahlak anlayışı geçerli olmalıdır.”
Çalışma, Avrupa, ABD ve Avustralya’da pandeminin zirvede olduğu 2020 yılında bir milyonun üzerinde fazla ölüm olduğunu ortaya koydu.
Ancak bu rakam pandemi sonrasında artış gösterdi.
Çalışma, aşıların kullanımına sunulmasının ardından 2021’de 1,2 milyon ve 2022’de 800.000 fazla ölüm kaydedildiğini ortaya koydu.
Kovid aşısıyla bağlantılı yan etkiler arasında iskemik inme, akut koroner sendrom ve beyin kanaması, kardiyovasküler hastalıklar, pıhtılaşma, kanamalar, gastro-intestinal olaylar ve kan pıhtılaşması olduğu konusunda uyardılar.
Alman araştırmacılar, ülkede 2021’in başlarında aşırı ölümlerin başlamasının aşıların yaygınlaşmasıyla aynı zamana denk geldiğine dikkat çekti.
Araştırma ekibi bunun “daha fazla araştırma gerektirdiğini” söyledi.
Ancak, yan etkilere ilişkin daha yeni verilerin halktan gizlendiğini belirttiler.
Uzmanlar, ülkelerin kendi zarar veri tabanlarını tuttuklarını ve bu veri tabanlarının da halkın ve doktorların kendi raporlarına dayandığı uyarısında bulundu.
Çalışmanın tartışma bölümü hem aşılar hem de “sınırlama” tedbirleri için özellikle çarpıcıdır.
Bilim insanları, ölümlerin en yüksek olduğu zamanların bu ikisinin de uygulamada olduğu zamanlar olduğunu belirtiyor.
Ayrıca bilim insanları, ölümlerin genellikle aşılar gibi diğer faktörler dikkate alınmadan Kovid kaynaklı olarak listelendiğini öne sürüyor.
“Gerçek ölüm nedenlerini doğrulamak için otopsiler nadiren yapıldı” uyarısında bulunuyorlar.
Çalışmada ayrıca aşırı ölümlerdeki en büyük artışın kalp yetmezliğinden kaynaklandığı tespit edildi.
Çalışmanın sonuç bölümünde bilim insanları, dünyanın dört bir yanındaki hükümetlere bulgulara göre hareket etmeleri çağrısında bulundu.
Araştırmacılar, “Sonuç olarak, Kovid-19 tedbirleri ve Kovid-19 aşılarının uygulanmasına rağmen, Batı Dünyasında aşırı ölüm oranı üç yıl üst üste yüksek kalmıştır” diye yazıyor.
“Bu eşi benzeri görülmemiş bir durumdur ve ciddi endişelere yol açmaktadır.
“Pandemi sırasında, politikacılar ve medya tarafından her Kovid-19 ölümünün önemli olduğu ve her hayatın kontrol altına alma önlemleri ve Kovid-19 aşıları yoluyla korunmayı hak ettiği günlük olarak vurgulandı.
“Pandemi sonrasında da aynı ahlak anlayışı geçerli olmalıdır.
“Kaynağı ne olursa olsun her ölümün kabul edilmesi ve hesabının sorulması gerekir.
“Potansiyel ölümcül etkenlere yönelik şeffaflık gereklidir.
“Bundan dolayı, ölüm sebebine özgü verilerin, altta yatan etkenleri belirlemek üzere daha ayrıntılı, doğrudan ve sağlam analizlere olanak sağlayacak şekilde kullanıma sunulması gerekmektedir.
“Ölüm sebebinin tam olarak belirlenebilmesi için otopsi incelemelerinin kolaylaştırılması gerekmektedir.
“Hükümet liderleri ve politika yapıcılar, süregelen aşırı ölümlerin altında yatan nedenleri derinlemesine araştırmalı ve sağlık krizi politikalarını değerlendirmelidir.”
***
This study explored the excess all-cause mortality in 47 countries of the Western World from 2020 until 2022.
The overall number of excess deaths was 3,098,456. Excess mortality was registered in 87% of countries in 2020, in 89% of countries in 2021, and in 91% of countries in 2022.
During 2020, which was marked by the COVID-19 pandemic and the onset of mitigation measures, 1,033,122 excess deaths (P-score 11.4%) were to be regretted.
A recent analysis of seroprevalence studies in this prevaccination era illustrates that the Infection Fatality Rate estimates in non-elderly populations were even lower than prior calculations suggested.
At a global level, the prevaccination Infection Fatality Rate was 0.03% for people aged <60 years and 0.07% for people aged <70 years.
For children aged 0-19 years, the Infection Fatality Rate was set at 0.0003%.
This implies that children are rarely harmed by the COVID-19 virus.
During 2021, when not only containment measures but also COVID-19 vaccines were used to tackle virus spread and infection, the highest number of excess deaths was recorded: 1,256,942 excess deaths (P-score 13.8%). Scientific consensus regarding the effectiveness of non-pharmaceutical interventions in reducing viral transmission is currently lacking.
During 2022, when most mitigation measures were negated and COVID-19 vaccines were sustained, preliminary available data counted 808,392 excess deaths (P-score 8.8%).
The percentage difference between the documented and projected number of deaths was highest in 28% of countries during 2020, in 46% of countries during 2021, and in 26% of countries during 2022.
This insight into the overall all-cause excess mortality since the start of the COVID-19 pandemic is an important first step for future health crisis policy decision-making.
The next step concerns distinguishing between the various potential contributors to excess mortality, including COVID-19 infection, indirect effects of containment measures and COVID-19 vaccination programmes.
Differentiating between the various causes is challenging. National mortality registries not only vary in quality and thoroughness but may also not accurately document the cause of death.
The usage of different models to investigate cause-specific excess mortality within certain countries or subregions during variable phases of the pandemic complicates elaborate cross-country comparative analysis.
Not all countries provide mortality reports categorised per age group. Also testing policies for COVID-19 infection differ between countries.
Interpretation of a positive COVID-19 test can be intricate.
Consensus is lacking in the medical community regarding when a deceased infected with COVID-19 should be registered as a COVID-19 death.
Indirect effects of containment measures have likely altered the scale and nature of disease burden for numerous causes of death since the pandemic.
However, deaths caused by restricted healthcare utilisation and socioeconomic turmoil are difficult to prove.
A study assessing excess mortality in the USA observed a substantial increase in excess mortality attributed to non-Covid causes during the first two years of the pandemic.
The highest number of excess deaths was caused by heart disease, 6% above baseline during both years.
Diabetes mortality was 17% over baseline during the first year and 13% above it during the second year.
Alzheimer’s disease mortality was 19% higher in year 1 and 15% higher in year 2.
In terms of percentage, large increases were recorded for alcohol-related fatalities (28% over baseline during the first year and 33% during the second year) and drug-related fatalities (33% above baseline in year 1 and 54% in year 2).
Previous research confirmed profound under-reporting of adverse events, including deaths, after immunisation.
Consensus is also lacking in the medical community regarding concerns that mRNA vaccines might cause more harm than initially forecasted.
French studies suggest that COVID-19 mRNA vaccines are gene therapy products requiring long-term stringent adverse events monitoring.
Although the desired immunisation through vaccination occurs in immune cells, some studies report a broad biodistribution and persistence of mRNA in many organs for weeks.
Batch-dependent heterogeneity in the toxicity of mRNA vaccines was found in Denmark.
Simultaneous onset of excess mortality and COVID-19 vaccination in Germany provides a safety signal warranting further investigation.
Despite these concerns, clinical trial data required to further investigate these associations are not shared with the public.
Autopsies to confirm actual death causes are seldom done.
Governments may be unable to release their death data with detailed stratification by cause, although this information could help indicate whether COVID-19 infection, indirect effects of containment measures, COVID-19 vaccines or other overlooked factors play an underpinning role.
This absence of detailed cause-of-death data for certain Western nations derives from the time-consuming procedure involved, which entails assembling death certificates, coding diagnoses and adjudicating the underlying origin of death.
Consequently, some nations with restricted resources assigned to this procedure may encounter delays in rendering prompt and punctual cause-of-death data.
This situation existed even prior to the outbreak of the pandemic.
A critical challenge in excess mortality research is choosing an appropriate statistical method for calculating the projected baseline of expected deaths to which the observed deaths are compared.
Although the analyses and estimates in general are similar, the method can vary, for instance, per length of the investigated period, nature of available data, scale of geographic area, inclusion or exclusion of past influenza outbreaks, accounting for changes in population ageing and size and modelling trend over years or not.
Our analysis of excess mortality using the linear regression model of Karlinsky and Kobak varies thus to some extent from previous attempts to estimate excess deaths… [discussion of some studies on excess deaths] …
Although all the above-mentioned studies used more elaborate statistical approaches for estimating baseline mortality, Karlinsky and Kobak argue that their method is a trade-off between suppleness and chasteness.
It is the simplest method to captivate seasonal fluctuation and annual trends and more transparent than extensive approaches. …
Kaynak: https://slaynews.com/news/top-study-directly-links-covid-shots-global-excess-deaths/
Kaynak: https://bmjpublichealth.bmj.com/content/2/1/e000282
Makale: Excess mortality across countries in the Western World since the COVID-19 pandemic: ‘Our World in Data’ estimates of January 2020 to December 2022
***
EK 1 (5.6.2024): Aşıların ne kadar etkili oldukları…
Kaynak: https://x.com/goddeketal/status/1797795998409924868
***
EK 2 (15.6.2924): Pfizer Kovid aşıları sedef hastalığı, kolit ve polimiyalji romatika riskinin (nadir de olsa) artmasıyla ilişkilendirildi.
Tüm yaş gruplarında sedef hastalığı (%41-69), 65 yaş altı bireylerde kolit (%38-%93), 45-64 yaş arası bireylerde vitiligo (%182) ve 65 yaş ve üstü bireylerde polimiyalji romatika (%112) dahil olmak üzere bağışıklık aracılı hastalıkların gelişme riski artmıştır.
Bu retrospektif kohort çalışması Clalit Health Services (CHS) kapsamlı veri tabanına dayanmaktadır ve BNT162b2 aşısı olan ve olmayan bireyler arasında immün aracılı tanı oranlarını karşılaştırmıştır.
Bu bulgular, çeşitli nüfus grupları için gelecekteki aşılama programları planlanırken risk-fayda değerlendirmesinin bir parçası olarak dikkate alınmalıdır.
Kaynak: https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0264410X2400536X?via=ihub
Makale: The association between BNT162b2 vaccinations and incidence of immune-mediated comorbidities
***
EK 3 (15.6.2024): Kovid-19 mRNA aşıları, sınırsız dozda patojenik spike proteinine tehlikeli derecede uzun süre maruz kalmaya sebep oluyor; insanlarda kullanımının devamı için yeniden değerlendirmesi gerekir.
Dünya çapında kullanılmalarına rağmen, mRNA dizilerindeki nükleosid modifikasyonlarının bunların parçalanmasını, transkripsiyonunu ve protein sentezini nasıl etkilediği hakkında çok az şey biliniyor.
Enjeksiyon bölgesine çekilen yerleşik ve dolaşımdaki bağışıklık hücrelerinin, enjekte edilen mRNA’nın birkaç gün içinde bozunması sırasında spike proteininin kopyalarını oluşturması umuldu.
Ayrıca başlangıçta mRNA aşıları tarafından üretilen rekombinant spike proteinlerinin vücutta birkaç hafta kalacağı tahmin ediliyordu.
Gerçekte ise klinik çalışmalar, modifiye SARS-CoV-2 mRNA’nın enjeksiyondan sonra rutin olarak bir aya kadar kaldığını ve enflamasyon ve fibrozis bölgelerinde kalp ve iskelet kasında tespit edilebildiğini, rekombinant spike proteininin ise kanda yarım yıldan biraz fazla kalabildiğini gösteriyor.
Bu çalışmada, spike proteini ile ilişkili hastalıklardan kaynaklanan ve bu ürünlerin yanlış bir şekilde kullanılmaya devam edilmesine bağlı yaralanma, sakatlık ve ölümlerin geniş bir dağılımının moleküler temeli sunuluyor.
Kaynak: https://bpspubs.onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/prp2.1218
Makale: Long-lasting, biochemically modified mRNA, and its frameshifted recombinant spike proteins in human tissues and circulation after COVID-19 vaccination
***
EK 4 (18.6.2024): The potential of these vaccines in preventing admission to hospitals and serious illness in people with comorbidities has recently been called into question due to the vaccines’ rapidly waning immunity. Mounting evidence indicates that these vaccines, like many others, do not generate sterilizing immunity, leaving people vulnerable to recurrent infections. Additionally, it has been discovered that the mRNA vaccines inhibit essential immunological pathways, thus impairing early interferon signaling. Within the framework of COVID-19 vaccination, this inhibition ensures an appropriate spike protein synthesis and a reduced immune activation. Evidence is provided that adding 100 % of N1-methyl-pseudouridine (m1Ψ) to the mRNA vaccine in a melanoma model stimulated cancer growth and metastasis, while non-modified mRNA vaccines induced opposite results, thus suggesting that COVID-19 mRNA vaccines could aid cancer development. Based on this compelling evidence, we suggest that future clinical trials for cancers or infectious diseases should not use mRNA vaccines with a 100 % m1Ψ modification, but rather ones with the lower percentage of m1Ψ modification to avoid immune suppression.
Makale: Review: N1-methyl-pseudouridine (m1Ψ): Friend or foe of cancer?
Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38583833/
***
EK 5 (21.6.2024): LANCET isimli dergi tarafından sansürlenen makale hakem incelemesinden geçti ve artık çevrimiçi olarak mevcut!
“Kovid-19 aşısı sonrası ölümlerdeki otopsi bulgularının sistematik bir incelemesi” başlıklı makale ölümlerin %73,9’unun doğrudan Kovid-19 aşısından kaynaklandığını veya önemli ölçüde katkıda bulunduğunu ortaya koyuyor.
1 sene gecikmeyle yayınlanan makaleye uygulanan bu SANSÜR ve İPTAL eylemleri, önlenebilecek birçok ölüme yol açtı.
mRNA aşılarında sadece spike proteini bulunuyor, virüsün nükleokapsid proteinini ihtiva etmediğinden enflamatuar değişikliklerin mRNA aşılarından mı yoksa tabii enfeksiyondan mı kaynaklandığı özel boyama metotlarıyla kesin olarak ayırt edilebiliyor.
Bu makale oyunun kurallarını değiştirebilir.
Kaynak: https://x.com/MakisMD/status/1804209104879042772
Makale: A Systematic REVIEW of Autopsy findings in deaths after covid-19 vaccination
K: https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0379073824001968
***
EK 6 (24.6.2024): Fauci, Tedros ve diğerleri dünyayı SARS-CoV-2’nin insan solunum epitel hücrelerini istila etmek üzere tasarlanmış tasarlanmış bir kimerik olduğu konusunda uyarmalıydılar.
Kaynak: https://x.com/P_McCulloughMD/status/1805320980027654186
***
EK 7 (24.6.2024): Beş ABD Eyaleti, Asılsız COVID-19 aşı iddiaları sebebiyle Fayzır’a dava açtı.
Kaynak: https://x.com/P_McCulloughMD/status/1805320980027654186
***
EK 8 (25.6.2024): Kovid aşılarının beyinde pıhtılaşma riski diğer aşılara göre 200 kat daha fazla.
K: https://www.preprints.org/manuscript/202406.1236/v2
Makale: COVID-19 Vaccines: A Risk Factor for Cerebral Thrombotic Syndromes
https://x.com/P_McCulloughMD/status/1805237662250643796
***
EK 9 (25.6.2024): İnsan hakları savunucusu ve Illinois Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde uluslararası hukuk profesörü olan Dr. Francis Anthony Boyle, Kovid mRNA aşılarını halka yaymaya “dahil olan herkesin” “insanlığa karşı suç” işlediğini açıkladı.
Kaynak: https://x.com/newstart_2024/status/1805297145228280140
***
EK 10 (26.6.2024): mRNA aşı grubunda Alzheimer Hastalığı (AH) ensidansı (Odds Oranı [OR]: 1.225; %95 Güven Aralığı [CI]: 1.025-1.464; p = 0.026) ve hafif bilişsel bozukluk (HBB) (OR: 2.377; CI: 1.845-3.064; p < 0.001) görülme sıklığı aşılanmamış gruba kıyasla daha yüksektir. Vasküler demans veya Parkinson hastalığı ile anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Bu ön deliller, Kovid-19 aşıları, özellikle de mRNA aşıları ile AH ve (HBB) ensidansının artması arasında potansiyel bir bağlantı olduğunu gösteriyor.
Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38806183/
Makale: A potential association between COVID-19 vaccination and development of alzheimer’s disease
***
EK 11 (26.6.2024): mRNA Kovid aşısı depresyon riskini %68, anksiyete ve ilgili rahatsızlık riskini %44, uyku bozuklukları riskini %93,4, hafif bilişsel bozukluk riskini %138 ve Alzheimer hastalığı riskini %23 artırıyor.
Kaynak: https://slaynews.com/news/major-study-confirms-covid-shots-cause-brain-damage/
K: https://www.medrxiv.org/content/10.1101/2023.11.15.23298566v2
M: Broad-spectrum of non-serious adverse events following COVID-19 vaccination: A population-based cohort study in Seoul, South Korea
***
EK 12 (26.6.2024): While the point estimate for the risk of chart-confirmed ischemic stroke was elevated in a risk interval of 1-42 days among individuals younger than 65 years with coadministration of Pfizer-BioNTech bivalent and influenza vaccines on the same day and among individuals younger than 65 years who received Moderna bivalent vaccine and had a history of SARS-CoV-2 infection, the risk was not statistically significant. The potential association between bivalent vaccination and ischemic stroke in the 1-42-day analysis warrants further investigation among individuals younger than 65 years with influenza vaccine coadministration and prior SARS-CoV-2 infection. Furthermore, the findings on ischemic stroke risk after bivalent COVID-19 vaccination underscore the need to evaluate monovalent COVID-19 vaccine safety during the 2023-2024 season.
Kaynak: https://x.com/McCulloughFund/status/1805982474268192794
K: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/38916940/
Makale: Ischemic Stroke After Bivalent COVID-19 Vaccination: Self-Controlled Case Series Study
***
EK 13 (2.7.2024): “Moderna, Pfizer ve BioNTech’in öncülüğünü yaptığı ve patentini aldığı mRNA teknolojisindeki ilerlemelerini, 2019’un sonlarında Kovid-19 salgını başlamadan çok önce kopyaladığını savundu.”
Kaynak: https://x.com/drahmetrasim/status/1808229367291494620
***
EK 14 (2.7.2024): Miyokardit makalemiz zorla geri çekildikten sonra, çalışmamızın eşdeğer bulguları tekrar tekrar yayınlanmaya başladı. Pubmed’de ‘miyokardit covid aşısı’ sorgulandığında şu anda 1.175 yayın listeleniyor. Kaç hayat kaybedildi? Ve eğer makalemizi zorla geri çekmekten sorumlu kişiler, insanlar yerine ilaç şirketlerinin lehine hareket etmeseydi ve bu hayati çalışmayı sansürlemeleri durdurulsaydı, kaç kişinin hayatı kurtulabilirdi?
Kaynak: https://x.com/drahmetrasim/status/1808144519520567593
***
EK 15 (3.7.2024): Gebeliğin ilk üç ayında yapılan Kovid-19 mRNA aşıları, nöral tüp ve gastrointestinal doğum kusurları riskini artırabilir.
The authors conclude, “first-trimester mRNA COVID-19 vaccine exposure was not associated with an increased risk for selected major structural birth defects.” This statement contradicts their own data suggesting possible increases in some birth defects. The conclusions are likely biased due to major conflicts of interest:
Kaynak: https://x.com/McCulloughFund/status/1808512062751965378
Makale: COVID-19 Vaccination in the First Trimester and Major Structural Birth Defects Among Live Births
***
EK 16 (3.7.2024): Almanya’da bomba etkisi yaratan yeni bir çalışma, Kovid-19 mRNA aşılarının toplum düzeyinde “hiçbir faydalı etki yaratmadığını” ortaya koyarken, “federal bir eyalette ne kadar çok aşı uygulanırsa aşırı ölüm oranlarının da o kadar arttığını” ortaya çıkardı.
Makale: German Study Finds Covid Vaccine Has ‘No Beneficial Effects’ While Massively Increasing Excess Deaths
Excess mortality during the pandemic varied substantially between federal states, a finding that requires explanation. While the positive correlation of excess mortality with COVID-19 infections and deaths in the the phase of the pandemic without vaccinations suggests an explanation through different levels of exposure to COVID-19, COVID-19 cannot explain the increase in excess mortality after vaccinations began. For the second and third pandemic year a significant positive correlation between the increase of excess mortality and COVID-19 vaccinations is observed, a fact that strongly calls for further investigations on possible negative effects of COVID-19 vaccinations.
Makale: Differential Increases in Excess Mortality in the German Federal States During the COVID-19 Pandemic
***
EK 17 (3.7.2024): İtalya’da yapılan araştırma, Kovid-19 ürünlerinin tüm sebeplere bağlı ölüm oranlarındaki artışla bağlantılı olduğunu gösteriyor.
Kaynak: https://x.com/KLVeritas/status/1808257240190566681
Makale: A Critical Analysis of All-Cause Deaths during COVID-19 Vaccination in an Italian Province
K: https://www.mdpi.com/2076-2607/12/7/1343
***
EK 18 (3.7.2024): DNA plasmid can integrate into the genome, drive cancer, without a “promoter” (SV40), and drive FOREIGN PROTEIN formation WITHOUT RNA. DNA integration studies on REAL cancer tissues exist. Specific sites of integration explained, by specific cancer, and junk protein creation:
Kaynak: https://x.com/_HeartofGrace_/status/1808226852462633100
***
EK 19 (13.7.2024): ÖZCAN YÜCEL
CDC (ABD Hastalık Kontrol Merkezi) eski başkanını Covid aşıları hakkında Senatör Johnson sıkıştırıyor. Senatörün sol arkasındaki tabloda FDA ve CDC kayıtlarına göre doğrudan Covid aşılarına bağılı 37.640 ölüm olmak üzere toplamda 1.640.416 teyitli yan etki bildirilmiş. (Bu rakamlar eksik bildirilmiş haliyle! VAERS aşı yan etki kayıt sistemi gönüllük esaslı bir sistem olup gerçek yan etkilerin ancak %10’u yansıttığı tahmin ediliyor!!!!) Videonun son 10 saniyesinde eski başkan -aşılar korumuyordu -yan etkileri eksik raporlandı -insanlar asla aşıya zorlanmamalıydı, aşı kişisel tercihe bırakılmalıydı..
gerçek bilim insanlarına
laf sokacağına oturup elbirliği ile millete ne yaptığınıza bak.
Kaynak: https://x.com/drozcanyucel/status/1811974948228899210
***
EK 20 (16.7.2024): Kovid aşıları saçkırana da yol açıyor.
Kaynak: https://eurjmedres.biomedcentral.com/articles/10.1186/s40001-024-01956-8
Makale: Alopecia aerata following Covid-19 vaccine: a systematic review
***
EK 21 (16.8.2024): TRUMP: “Ne aşı oluruz, ne maske takarız, ne de okulları kapatıp, evlere kapanırız”!
Kaynak: https://x.com/NevaCiftcioglu/status/1824264194876649638
***
EK 22(18.8.2024): Kovid-19 aşısının beş dozu neredeyse tüm Medicare katılımcıları için açıkça ölümcüldür.
K: https://x.com/mRNAdeaths/status/1824973536957452488
Kaynak: https://ijvtpr.com/index.php/IJVTPR/article/view/73
Makale: Abnormal Clots and All-Cause Mortality During the Pandemic Experiment: Five Doses of COVID-19 Vaccine Are Evidently Lethal to Nearly All Medicare Participants
***
EK 23 (18.8.2024): İngiltere’de yaklaşık 14.000 kişi Kovid aşılarının sebep olduğu iddia edilen zararlar için hükümetten tazminat talep etti.
Taleplerin yaklaşık yüzde 97’si AstraZeneca aşısı ile, kalanı ise Moderna ve Pfizer aşıları ile ilgilidir.
1979′ da kurulan Aşı Hasar Ödeme Programı’ nın (VDPS) bugüne kadar aldığı 16 bin talebin neredeyse yüzde 90’ı Kovid aşılarıyla ilgilidir.
The Telegraph’ ın Bilgi Edinme Özgürlüğü kapsamında elde ettiği bilgiler, felç, kalp krizi, tehlikeli kan pıhtılaşması, omurilik iltihabı, aşı yapılan uzuvda aşırı şişme ve yüz felci gibi durumlar için ödemeler yapıldığını gösteriyor.
AstraZeneca, 8 Mayıs 2024′ de piyasadaki yeni aşıları gerekçe göstererek 🤣🤣🤣tamamen ticari sebeplerle Kovid-19 aşılarını dünya çapında geri çektiğini açıklamıştı.
https://www.express.co.uk/news/uk/1937409/covid-vaccine-alleged-harm-compensation
***
EK 24 (3.9.2024): Kansas Başsavcısı, Pfizer’ı “Kansaslıları Kovid aşısı konusunda yanılttığı” gerekçesiyle dava etti. Bilimsel yayınları doğru düzgün okuyamayan, okusa da anlamayan, anlasa da çarpıtan, bilimsel hakikatleri dile getirenleri aşı karşıtı ilan eden, güvenlik verilerini beklemeden çoluk çocuk, gebe, emziren, risk grubunda olan ya da olmayan herkesi aşıya “zorlayarak” tıp etiğini ayaklar altına herkes de yargılanmalı.
Kansas Attorney General sues Pfizer for “misleading Kansans on COVID vaccine.”
K: https://x.com/drozcanyucel/status/1830706979347554385
Kaynak: https://x.com/drozcanyucel/status/1830706979347554385
***
EK 25 (3.9.2024): Johns Hopkins’ den Prof. Martin Makary yalan-yanlış bilgi yayan, açıkça aşı ticaretine alet olan Amerikan hükümeti ve şarlatan filim adamlarına fena giydirmiş:
Kaynak: https://x.com/JamesMelville/status/1830859422668669107
***
EK 26 (4.9.2024): Korona Aşılarının Risk ve Tehlikeleri Hakkında Yanlış Bilgilendirme ve İhmal Nedeniyle Kanada Federal ve Eyalet Hükümeti Aleyhine Toplu Dava Açıldı Korona Aşılarından zarar gören ya da ölen milyonlarca insan için geç kalmış bir adım olsa da yine de memnuniyet verici bir adımdır. Bu dava, hükumetin, Korona Aşılarının uyarıları, pazarlanması, tanıtımı ve dağıtımı ile ilgili olarak hukuka aykırı, ihmalkâr, yetersiz, uygunsuz, adil olmayan ve aldatıcı uygulamalarda bulundukları iddialarına odaklanmaktadır.
Kaynak: https://x.com/YasinAslanTrk1/status/1830856135693225985
***
EK 27 (5.9.2024): Prof. Dr. Peter A. McCullough: “Genç ve sağlıklı erkeklerde görülen bir aşı yan etkisi sebebiyle %9,6’lık bir ölüm oranı astronomiktir ve klinik olarak kabul edilemezdir”.
Japon araştırmacılar tarafından yapılan ve “genel sonuçların iyi” olduğu sonucuna varan yeni bir hakemli çalışmaya göre, ölüm oranları 30 yaş altı erkekler arasında en yüksekti.
McCullough, miyokardit ve perikardit vakalarına ilişkin çalışma sonuçlarından elde edilen sayıları birleştirerek 1.014 (9.6%) miyoperikardit vakasından 97’sinin ölümcül olduğunu gösterdi.
Miyoperikardit, kalbin iltihabı olan miyokardit ve kalbi çevreleyen dokunun iltihabı olan perikardit için kullanılan bir şemsiye terimdir.
https://x.com/P_McCulloughMD/status/1829829441897243126
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S1341321X24002095
***
EK 28 (7.9.2024): Avustralya’ da Kovid-19 mRNA aşısı davasına başkanlık ederken, Pfizer ile ve biyomedikal araştırmalarla uzun süredir devam eden bağlantılarını açıklamayan Federal Mahkeme Yargıcı Judge Helen Rofe hakkında soruşturma başlatıldı.
Yargıç Rofe’nin Pfizer ile açıklanmayan bağları olduğu, barodayken 2003-2006 yılları arasında en az beş kez Pfizer’ i temsil ettiği, bir biyomedikal araştırma kuruluşu olan Walter ve Eliza Hall Enstitüsü’nü yöneten Grimwade ilaç şirketiyle aile bağları olduğu tespit edildi.
Pratisyen hekim Julian Fidge, mRNA Kovid aşılarının genetiği değiştirilmiş organizmalar ihtiva ettiğini ve Pfizer ve Moderna’nın aşıları Avustralya’da dağıtmak için gerekli lisansları almadığını iddia etmişti – bu durum 2000 tarihli Gen Teknolojisi Yasası kapsamında suç teşkil ediyor.
Kaynak: https://blog.maryannedemasi.com/p/investigation-begins-into-federal
***
EK 29 (21.9.2024): Aşılama ve tabii Kovid enfeksiyonu kombinasyonu, STEMI hastalarında muhtemelen artan serolojik cevapla ilişkili olarak ciddi kalp yetmezliği ve kardiyojenik şok gelişimiyle ilişkilendirildi.
STEMI: EKG’ de ST segmenti olarak ifade edilen bölgede bir yükselme olan kalp krizi.
Kaynak: https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/39244425/
Makale: Association of SARS-CoV-2 immunoserology and vaccination status with myocardial infarction severity and outcome
***
EK 30 (24.9.2024): ÖZCAN YÜCEL Biontec’in NEJM’de yayınlanan placebo kontrollü çalışmasına göre; -Aşı grubunda Covid ölümü 0 (sıfır). -Placebo grubunda ölüm oranı 0 (sıfır). Bu çalışmayı okumadan aşıları savunanlar “aşı dinine tabidir”.
Kaynak: https://x.com/drozcanyucel/status/1838127377492119572
***
EK 31 (24.9.2024): COVID-19 Vaccination Super Loads Body with Excessive Spike Protein – Injecting mRNA after SARS-CoV-2 Infection Builds a Bigger Enemy Within Us Measurement of antibodies to the SARS-CoV-2 Spike protein is routine community standard of care in the assessment of long-COVID and vaccine injury syndromes. Recall the US FDA did not allow Pfizer or Moderna to vaccinate COVID-19 recovered patients in the registration clinical trials because they had great expected harm and no opportunity for clinical benefit. Later, three studies demonstrated that indeed vaccination after infection was a bad idea with much greater risks of serious adverse events than SARS-CoV-2 naive patients.
Kaynak: https://x.com/McCulloughFund/status/1838611428435173575
***
EK 32 (26.9.2024): 70 yaş altı için Covid’e bağlı ölüm hızı %0,07. Tüm korkunç kapatmalar, etkisizi aşı kampanyalarıı, sayısız ekonomiyi, işletmeyi, çocukların gelişim yollarını vb. yok etmek buun için yapılmış.
Kaynak: https://x.com/MehmetE_Krkmz/status/1838855286104248448
***
EK 33 (26.9.2024): Proje olduğunu söylediğimde çok linç yemiştim eski hesabımda. Bu bir dijital diktatörlük projesiydi, akıl almaz şeyler yapıldı, yok hayat eve sığar uygulamaları, açık havada gezen, plajda denize giren insanlara ceza yazılması, dünyada kullanılmayan ilaçların beşer onar verilmesi vs vs Covid19 etkeni SARS-CoV-2 virüsü laboratuvar araştırmaları sırasında geliştirildi , çok hızla mutasyona uğrayan bu RNA virüsüne karşı klasik tarzda aşı başarılı olamayacaktı çünkü önceki salgın yani SarsCov1 de denenmişti, çılgın bir proje olan ve geliştirilmeye ihtiyacı olan mRNA projesi kullanıldı amaç çılgınca görünüyordu, virüsün antijenik bir parçasını insan hücrelerine ürettirecek Messenger RNA yı intramuskuler olarak verelim virüsün en toksik komponenti spike protein bu iş için seçildi, firmalar ilk başlarda yalan söyledi, dediklerinin tersine enjekte edilen mRNA kasda kalmıyordu ve rekombinant da olsa spike protein de dolaşıma katılıyordu. Doğal bağışıklığa nazaran çok yüksek antikor elde etmek adına bu yol izlendi. İnsanlara defalarca mRNA enjekte edildi. Ben bir kez dahi bu enjeksiyonlardan olmadım, bilimsel olarak tartıştım ve tartışmaya da hazırım. Enjekte edilen mRNAnın ve onun tarafından insan hücrelerine, doğal infeksiyona nazaran çok yüksek miktarda ürettirilen rekombinant spike proteinin ne kadar hasara yol açabileceği ile ilgili çalışmaları 3 yıldır takip etmekteyim .
Kaynak: https://x.com/Drnotdefteri/status/1838955816344297778
***
EK 34 (1.10.2024): İsviçre’ de Kovid aşısının yan etkileri sebebiyle ilk tazminat ödendi.
***
EK 35 (8.10.2024): Avustralya’ da Başbakan Anthony Albanese’den, aşılarda sentetik DNA bulaşmasına ilişkin deliller sebebiyle “Pfizer ve Moderna covid-19 ürünlerinin kullanımını derhal askıya alması” isteniyor.
Monash Üyesi Russell Broadbent ve 52 doktor, avukat, akademisyen ve politikacı, Başbakanın “ihtiyati yaklaşım” benimsemesi ve daha fazla güvenlik testi yapması gerektiğini söylüyor.
Bu, Avustralya şişelerindeki sentetik DNA kontaminasyon seviyelerinin kabul edilebilir düzenleyici limitleri çok aştığını tespit eden bir analizin ardından geldi ve ABD, Kanada ve Almanya’dan önceki bağımsız bulguları doğruladı. @MaryanneDemasi
Kaynak: https://blog.maryannedemasi.com/p/prime-minister-urged-to-immediately
Makale: Prime Minister urged to ‘immediately suspend’ mRNA injections
***
EK 36 (18.11.2024): Lancet’ in 2 sene evvel sansürlediği “ANİ ÖLÜM” COVID-19 Aşısı Otopsi” makalesi hakem değerlendirmesinden geçti ve yayımlandı!!
Çalışma, yakın zamanda Kovid-19 aşısı olup “ANİDEN ÖLEN” 325 kişinin otopsisi üzerinde yapıldı.
✅”Aşılamadan ÖLÜME kadar geçen ortalama süre 14.3 gündü”
✅”Ölümlerin %73,9’unun doğrudan Kovid-19 aşısından kaynaklandığı veya önemli ölçüde buna katkıda bulunduğu ispatlandı.
Kovid-19 aşıları yapıldıktan hemen sonra ANİ ÖLÜMLERE sebep olur ve uzun vadede de aynısını yaparlar.
Kaynak: https://x.com/MakisMD/status/1858244977538592962
***
EK 37 (27.11.2024) : Modelleme çalışmasına göre milyonlarca hayat kurtaran Kovid aşısı fikri ‘mantıksız’.
‘Ne yazık ki, birçok gazeteci sayılarını veya gerçekleri kontrol etmiyor: Modeldeki varsayımların çoğu yanlış ve aşılarla önlenen ölümlerin tahmini sayısı mantıksız’
Bu çalışma bizde de Kovid aşıları milyonlarca hayat kurtardı diye yorumlandı.
Gazetecileri geçtim, bilim adamı diye tesmiye edilenler bile metodoloji, istatistik nedir, bilmezler, anlamazlar.
Ellerine tutuşturulan evrakı okumaktan ibarettir tüm yaptıkları.
Kaynaklar:
https://x.com/DrAseemMalhotra/status/1861331782626406865
https://www.spectator.co.uk/article/did-covid-vaccines-really-save-12-million-lives/
https://trusttheevidence.substack.com/p/establishing-claims-of-effectiveness
***
İlgili Diğer Yazılar:
- KOVİD ÖLÜMLERİ ÜÇ GRUPTA İNCELENMELİDİR
- PFİZER HÂLÂ mRNA AŞILARININ GİZLİ HAM VERİLERİNİ PAYLAŞMADI, PAYLAŞMIYOR, BUNA DİYECEK TEK LAFINIZ YOK MU?
- KOVİD-19 AŞISI, KRİTİK HASTALARDA ENFEKSİYONLAR İÇİN ÖNEMLİ BİR RİSK FAKTÖRÜDÜR
- AVRUPA’ DA VAKA ARTIŞLARININ SEBEBİ AZALAN BAĞIŞIKLIK DEĞİLDİR
- PFİZER KOVİD AŞISININ BELGELERİ ANCAK 55 YIL SONRA AÇIKLANABİLECEK