Sağlıktaki şiddetin, çok daha ağır cezalar verilmesi, polisiye tedbirlerin artırılması, şiddete karışanlara sağlık hizmeti verilmemesi, doktorların silah taşıması veya savunma sporları öğrenmesi ve benzeri uygulamalarla köklü ve kalıcı bir çözüme kavuşamayacağı düşüncesindeyim. Öncelikle sağlıkta şiddetin çok iyi analiz edilmesi şarttır.

Sağlıkta şiddetin önlenmesinde doktorların daha iyi korunmasının, saldırganlara verilen cezaların artırılmasının, diğer polisiye tedbirlerin ve Altaylı tarzı maço tavsiyelerin meseleye kalıcı ve etkili bir çözüm getireceğine inanmıyorum. “Sağlıkta memnuniyetin yüzde 30’ lardan yüzde 80’ lere vurduğu” bir dönemde saldırıların da aynı hızla artması doğrusu çok ilginç.

Kardiyologlar kongrelere gidince ölüm oranlarının azaldığı belirlendi. Araştırma, toplantıya katılan kardiyologların daha fazla stent taktıklarını, araştırma yayınlamaya daha fazla odaklandıklarını ve klinik araştırma yürütmeye daha çok eğilimli olduklarını gösteriyor. Doktorları sık sık kongreye giden hastalara duyurulur!

BİR: Hasta olmadan doktora gidin. Doğru çünkü doktorların da yaşaması lazım. Reçetenizi alın eczaneye gidin. Doğru çünkü eczacıların da yaşaması lazım. İlaçları alın ama hepsini çöpe atın. Doğru çünkü sizin de yaşamanız lazım. İKİ: Gıda duyarlılık testlerini ilk defa kendi yaptığını “marifetmiş” gibi söylüyor. Hayır efendim marifet olan bir işi ilk defa yapmak değil, doğru […]

İyi yetişmiş bir pratisyen doktor hastalarının %50’sinin tanısını onları sadece dikkatle dinleyerek ve sorgulayarak koyabilir. Kalan %40’ının hastalığının ne olduğu ise dikkatli bir muayene ile kesin olarak anlaşılır. %10 hastadan ise kan, idrar tahlilleri, röntgen, ultrason, tomografi vb. incelemeler istemek gerekir.