Bitkisel ilaçların ruhsatlarının artık Sağlık Bakanlığı tarafından verileceğini, eczanelerde ve reçete ile satılacağını bildiren haber, senelerdir bu görüşü savunan biri olarak beni çok memnun etti. Bu yeni düzenleme ile hem bir takım şarlatanların halk sağlığı ile oynamaları ve hem de haksız kazanç sağlamaları büyük ölçüde önlenmiş olacaktır.

Bu haberle ilgili olarak şunları hatırlatırım: BİR: Dr. Ayşe Turan çok insaflı davranmış. Bana göre tüm ilaçların yüzde 90’ ı gereksiz yere yazılmaktadır (1). İKİ: Doktorların yazdığı her ilaç içilseydi bu memlekette sağlam insan kalmazdı. Allah’ tan ki ilaçların yüzde 37’ si çöpe gidiyor (2). ÜÇ: Düzenli sosyal güvenlik sigortası kesintisi yapılan ama tıp hizmetlerinden […]

USA’ da ilaç şirketlerinden para alan onkologların o şirketin ilaçlarını yazdıkları belirlendi. Abidik gubidik hastalıklar için yazılan ilaçları anladık ama insanların ölümle pençeleştikleri kanser hastalığının tedavisinin ilaç şirketlerinden elde edilen avantalarla belirlenmesi modern tıbbın nasıl dibe battığını apaçık gösteriyor.

Bebeklik döneminde kullanılan antibiyotik ve antiasit ilaçların çocukluk çağında astım ve alerji riskini iki misli artırdığı bildirildi. Bunun, her iki ilacın da bağırsak bakterilerini etkilemesinden kaynaklandığı düşünülüyor. Bağırsaklarımıza da gözümüz gibi bakmamız gerektiğini bir kere daha anlamış oluyoruz.

Fluorokinolon sınıfı antibiyotiklerin aort anevrizması riskini ciddi miktarda artırdıkları belirlendi. Tıbbi fetva kurumu FDA, daha önce bu antibiyotiklerin sinüzit, bronşit ve komplike olmayan idrar yolları enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılmaması gerektiğini bildirmişti. Gelişigüzel antibiyotik kullanmanın ne kadar riskli olduğu bir kere daha gösterilmiş oluyor. Anlayana!