Modern tıp hastalıkların ilaçlarla önlenemeyeceğini ve hatta bazılarının tedavi de edilemeyeceğini nihayet görmeye başladı. Sağlıklı olmak, hastalıklardan korunmanın tıpla bir alâkası yok, bu tamamen bizim elimizde. Ve bütün mesele sağlıklı yaşamanın icaplarını yerine getirmede. Dünya tıbbının merkezlerinden Cleveland Kliniği’ ne göre, “sarılmanın” yerini tutabilecek bir ilaç yok.

İlkbaharın gelmesiyle birlikte polen alerjisi olanlar için zor günler başladı. Polenlerden korunmak için güneş gözlüğü kullanın, şapka takın. Takmıyorsanız, saçlarınızı yatmadan önce mutlaka yıkayın, çünkü saçlarınıza çok miktarda polen yapışır. Bahar ayları aslında polenlere alerjimizin olup olmadığını anlamamıza yarayacak bir test gibidir.

Sebze, meyve ve diğer sağlıklı gıdaların sübvanse edilmesinin kalp-damar hastalıkları, diyabet ve ölümleri azaltarak sağlık harcamalarında milyarlarca dolarlık tasarruf sağlayabileceği bildirildi. Doktordan çıkan insanlar eczanenin değil pazarın yolunu tutacaklar. Budur: “Tıptan uzak sağlıklı hayat”!

Tip 2 diyabetin tüm dünyada bir salgın gibi artması modern tıbbın iflasıdır. Mesele, bu hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların en çok satan ilaçlar listesinde ilk sıralarda yer almasıyla sınırlı değildir. Diyabet başta kalp krizi, felç, böbrek yetersizliği, kanserler olmak üzere birçok başka hastalığa da zemin hazırlıyor. Bu gidiş gidiş değil!

Kalp krizi ve felç riskini azaltmak için düşük doz aspirin tavsiyesinden vazgeçildi. Kolesterol haplarının da tıpkı aspirin gibi en azından birincil korumada işe yaramadığı gibi ciddi risklerinin olduğunun ilan edileceği günler de benim “Tıptan Uzak Sağlıklı Hayat” sloganımın tıp kitaplarının başına yazılacağı günler de uzak değil.