Sağlıklı olmak doğru hayat tarzıyla mümkündür, kalp krizi riskini kan testi değil hayat tarzındaki yanlışlar belirler. Şunları not ediniz:  BİR: Modern tıp hastalıkların önlenmesiyle katiyen ilgilenmez, sadece erken teşhis önemlidir çünkü önleyici tıbbın maddi getirisi yoktur. İKİ: Yeni testler hakkında hemen olumlu veya olumsuz kanaat belirmek doğru değildir; bu testin ne kadar faydalı olduğunu zaman […]

Beslenme tavsiyelerinin birçoğuna katıldığım Karatay’ ın “Oruç zeytinle açılacak” sözü haddini aşan bir ifadedir ve böyle bir fetva vermek ona düşmez. İlahiyat hocalarımızın “Savuruyor, dini konuları bize bıraksın” sözlerine hak veriyor ve katılıyorum. Tıp adamlarının, beslenme uyarıları yaparken “dini” kullanmalarını tasvip etmiyorum.

Kolesterol haplarının kalp hastalığı olmayan yaşlılarda kalp krizi, felç ve ölümleri önlemediği ortaya çıktı. Kardiyoloji âlemi bir defa daha sükût-u hayâle uğramış oluyor ama onları uçana kaçana kolesterol hapı vermekten hiçbir şeyin caydırabileceğini sanmıyorum. Kalp hastalıklarından korunma ve sağlıklı yaşamanın iki unsuru var: Adam gibi beslenmek ve yürümek.

“Süper gıda” bilimsel bir ifade değildir, bir pazarlama sloganıdır. Bir gıdanın “süper gıda” diye tanıtılarak satılması bir aldatmacadır. Her sağlıklı gıda süper gıdadır. Pakete giren bir gıda da zaten değerini yitirmiş demektir. Musluk suyunu içilmez sanan yeni nesil bu gidişte pakette satılmayan gıdaların da yenmez olduğuna inanacak.

Besin desteklerinin (gıda takviyeleri) sağlıklı yaşamanın unsurlarından biri olmadığı gibi tam aksine bunların işlenmiş gıdalardan bile tehlikeli olduğunu söyleyen bilim adamları var. Bizde de bu tür ürünlere rağbet her geçen gün artıyor; hem paramız boşa gidiyor hem de sağlığımızı riske atıyoruz. Adam gibi beslenmek, işte bütün mesele!