Hastalıkları önlemenin tıpla bir ilgisi yoktur, bütün mesele sağlıklı yaşamanın tüm kaidelerini yerine getirmektir. Bu husus, tüm dünyada bir numaralı ölüm sebebi olan kalp krizi ve felçler için de geçerlidir. Kalp-damar hastalıkları ilaçlarla, stentlerle, baypaslarla değil sağlıklı yaşayarak önlenir. İlaç, stent, baypası mucize gibi sunan “sihirbaz doktorlara” kanmayın!

“Gıda entoleransı” testleriyle vücudun hangi besinlere tahammül edemediğinin bulunduğu ve bunlardan uzak kalarak obeziteden kronik yorgunluğa, kabızlıktan migrene, romatizmadan sedefe sayısız hastalığın önlenebileceği iddia ediliyor ama bunun bilimsel delilleri yok. Dünyanın önde gelen bilim kuruluşları bu testlerin gıda entoleransının teşhisinde yeri olmadığı görüşündeler. Paranızı ve sağlığınızı riske atmayın!

Sağlıklı insanların D vitamini baktırmaya, D vitamini hapı almaya teşvik edilmeleri bir pazarlama numarasıdır. “D vitamini seviyeniz ne kadar yüksekse o kadar sağlıklı olursunuz” sözü insanları geriye dönüşü olmayan tıbbi tetkik ve tedaviler turnikesine sokan “sublİminal bir mesaj” dır. D vitamini desteği almanın, buzağıya pipetle UHT kutu süt içirmekten farkı olmadığını unutmayın!

Çin’ de yapılan bir araştırmada sık çiğ sarımsak yemenin akciğer kanseri riskini azalttığı bildirildi. Daha önce yapılan çalışmalarda da sarımsağın anti-kanser etkisi olduğu gösterilmişti. Sarımsak çok faydalı ve mutlaka sofralarımızda olması gereken bir yiyecektir ama sadece sarımsak yiyerek herhangi bir kanserin önlenebileceğini beklemek de doğru değildir.

Günümüzde başta obezite, diyabet, kalp-damar, kanserler, tüm kronik hastalıklardaki çılgın artışın önde gelen sebeplerinden biri de modern tıbbın yanlış beslenme tavsiyeleridir. Dünyaya şimdi de doymuş yağlar karalanarak “bitkisel yağlar sağlıklı yağlardır” pompalaması yapılıyor. Oysa bitkisel yağ yiyin demek hastalıklara davetiye çıkarmaktan başka bir şey değildir.