Fast food menülerle verilen hediyelere yasaklama ve yağ, tuz ve kalorilere standartlar getiriliyor; bu menülere meyve, sebze veya tam tahıldan bir ürün eklenmesi isteniyor. İyi güzel ama bu tedbirler dev fast foodçulara vız gelir tırıs gider. Esas mesele, çocuklara evde ve okulda sağlıklı beslenme kavramının benimsetilmesidir.

USA’ da gebelerin yüksek cıva bulunan balıklardan uzak durmaları istendi. Bizde de hem balıkların hem diğer bütün yiyeceklerin sağlık riskleri bakımından “adam gibi” incelenmesi ve sonuçların halka açıklanması gerekiyor. “İdarecilerimizi gayrete getirecek güçlü ve dişli tüketici örgütlerine” ihtiyacımız var. Sağlık “hava cıva değildir”.

Çocukların kilolarını doğru değerlendiremedikleri, fazla kilolu birçok çocuğun kendini “normal kilolu” olduğunu sandıkları ortaya çıktı. İnsanlar etraflarına baktıklarında hep “obez” görüyorlarsa, kendi kilolarını da buna göre tabii ki normal değerlendirirler. Unutmayalım ki “kişi kendini bilmek gibi irfan olamaz”

Diş fırçalama teknikleri konusunda güvenilir bir araştırma olmadığı gibi, diş temizliğinin nasıl, ne kadar süre ve günde kaç defa yapılması konusunda uzmanlar arasında bir mutabakat da bulunmuyor. Benim tavsiyem şu: Dişler yemekten hemen sonra macunsuz fırçalanmalı, ağız çalkalanmalı ve yatmadan önce de mutlaka diş ipi kullanılmalıdır.

Genome Biology isimli dergide yayınlanan ve iki deneğin akıllı telefon uygulamalarıyla bir sene süreyle yakından “dinlendiği” araştırmada bağırsak bakterilerinin (mikrobiyota) insanlar gibi yaşadıkları ve günlük aktivitelerden etkilendikleri tespit edildi. Bağırsaklarımızda yaşayan bakterilerin bizimkine “paralel” bir hayatları olduğu anlaşılıyor.