“En çok aşı yapılan ülkede panik: Aşı olanların yarısına delta varyantı bulaştı” başlıklı haber sizi korkutmasın. Dünyanın birçok ülkesinde hâkim olan artık delta varyantı ve bu ülkelerden gelen bilgilere göre bu virüsün bulaşıcılığı orijinal virüse göre çok daha fazla olmasına rağmen ölüm oranı daha düşük.

Delta varyantının daha bulaşıcı olmakla beraber daha az öldürücü olması son günlerde duyduğumuz en iyi haberlerden biridir. Pandemi, inişe geçmiştir. Hastalık geçirenlerin ve aşılananların sayılarının artmasıyla toplum bağışıklığı oranı giderek yükselecek ve koronavirüs mevsimsel bir hastalık olarak bizimle beraber olmaya devam edecektir.

Batı Diyeti (BD), Alzheimer Hastalığının (AH) başlamasını ve yaşlanmaya bağlı enflamasyonu hızlandırabilir ve artırabilir. AH, bir beyin hastalığı olarak bilinir ama bunu bir beslenme hastalığı olarak görmek bana daha doğru geliyor. Önlenmesi ve tedavisi için bu hususun dikkate alınması fevkalade mühimdir.

KOVİD’ de serum bakır ve selenoprotein seviyelerinin sağkalım tahminine katkıda bulunduğu gösterildi. Bakır veya selenyum eksikliği olan hastalarda takviyenin, hem hayatta kalanları artırması hem de bağışıklık tepkisi ve antioksidatif savunma sistemleri için çok önemli olması dolayısıyla hastalığın seyrini olumlu etkilemesi mümkündür.

Bilim Kurulu, KOVİD geçirenlere antikor seviyelerinin zamanla düştüğü gerekçesiyle 6 ay sonra tek doz mRNA aşısı tavsiyesini 3 aya çekti. Ben ise hastalık geçirenlerin aşılanmalarına gerek olmadığını, risk grubunda yer aldıkları için iki doz inaktif aşı yapılanlara üçüncü dozun faydasının olmayacağını düşünüyorum.