Çörek otu, timokinon başta olmak üzere, vitamin, mineral, oleik asit, bazı amino asitlerden zengin, posalı bir gıdadır. Günde 1-2 çay kaşığı yeterlidir. Öğütülerek veya iyice çiğnenerek yenmelidir. Kısık ateşte birkaç dakika kavrulması tadını artırır ama aşırı sıcak, muhtevasındaki besin ögelerini bozar. Soğuk sıkım çörek otu yağı da faydalıdır.

Alzheimer, sadece sinir hücrelerinin ölümüyle sınırlı bir beyin hastalığı değildir. Bağışıklık sistemi, karaciğer, kas, bağırsak, hatta kemik iliği gibi organların da dahil olduğu çok sistemli bir hastalık olması kuvvetle muhtemeldir. Beyindeki proteinleri hedef alan ilaçların işe yaramaması boşuna değildir.

1 ay boyunca günde 24 gram %70 kakao ihtiva eden bitter çikolata yemenin, bilişsel işlevleri (özellikle dikkati ve işlemeyi) geliştirdiği tespit edildi. Ben de bu tür bir çikolata araştırmasına gönüllü denek olmak istiyorum. Beni fındıklı çikolata grubuna koyayarlarsa daha memnun olurum.

Yaşlanmayla artan kronik hastalıkların sebebinin doğrudan yaşlanma değil sanayileşmenin getirdiği olumsuz faktörler olabileceği ortaya kondu. Bu faktörler içinde gıdaların giderek kalitesizleşmesi, işlenip-süslenmesi yani yozlaşması; bu gıdalarla alınan antibiyotik, hormon, katkı maddesi, pestisit kimyasallar bence başta gelen sebepler.

51 popüler diş macunu markasının bağımsız testleri, %90’ının kurşun, %65’inin arsenik, %47’sinin cıva ve %35’inin kadmiyum ihtiva ettiğini ortaya koydu. Test edilen diş macunlarından sadece altısı temiz çıktı. Ağır metaller, diş macununa, üretimde kullanılan hidroksiapatit, kalsiyum karbonat ve bentonit kili gibi kirli hammaddeler yoluyla girer.

BMJ’ de yayınlanan makale senelerdir benimsediğim görüşüme destek oluyor: Sadece vücut kitle indeksi ve kilo kaybına yoğunlaşmanın, doğru olmadığı ve özellikle uzun vadede sürdürülebilir kilo kaybı da sağlayamadığına dikkat çekiliyor.

Erken evre meme kanseri teşhisi konan düşük riskli kadınların ameliyat edilmesinin şart olmadığı, bu vakalarının takip edilmesinin bir seçenek olarak düşünülmesi gerektiği bildirildi. Ameliyatın da çeşitli riskleri ve maliyeti olduğu hesaba katılmalıdır.

Histamin Entoleransı, hiçbir teşhis konamayan hastalar için “Çok şükür nihayet hastalığımın adı kondu” dedirtecek bir hastalıktır. Bu hiç de küçümsenmeyecek bir şeydir. Ben de bu klinik tabloyu bir hastalık olarak kabul etmeyenler grubundayım. Halkımız da Allah da beni affetsin. İkna olursam günah çıkarırım elbette.

“Hamilelikte fazla kırmızı et tüketimi çocukluk çağı diyabeti riskini artırıyor” başlıklı haber, medyanın bilimsel araştırmaları nasıl endüstrinin işine gelecek şekilde ve nasıl rezilce maniple ettiğinin yeni bir belgesidir. Amaç, hakiki gıdaları karalayarak suni gıdaları parlatmak!

Medyada, “süt ürünleri kâbus görmeye yol açıyor” benzeri başlıklarla yer alan araştırma aslında süt ürünlerinin değil şeker ve tatlıların, gece geç vakitlere kadar yemenin daha çok tetikleyici olduğunu bildiriyor. Süt ürünleri dedikleri de aslında aşırı işlenmiş ve süslenmiş gıdalar ve herkeste değil sadece laktoz tahammülsüzlüğü olanlarda etkili oluyor.