TÜRK JİNEKOLOJİK ONKOLOJİ DERNEĞİNE CEVABIM
Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği (TJOD) Genel Sekreteri Doç. Dr. M. Faruk Köse’ ye cevabımdır:
Değerli meslektaşım zaman ayırıp sorularımı cevapladığınız için size teşekkür ediyorum. Benim de size söylemek istediklerim var.
BİR: Rahim ağzı kanserlerini önlediği henüz kesin olarak kanıtlanmamış HPV aşısına rahim ağız kanseri aşısı demek toplumu aldatmaktır. Cervarix ve Gardasil ticari isimleriyle satılan bu aşıları rahim ağzı kanseri aşısı olarak isimlendirenler (TJOD’ nin de buna dahil olduğunu siz söylüyorsunuz), bilerek veya bilmeyerek üreticilerin pazarlama oyunlarına alet olmaktadırlar.
Bir şeyin tüm dünya tarafından kabulü de (öyle olduğunu da hiç sanmamakla beraber) onun doğru olduğunu göstermez. Çöpe giden milyonlarca doz domuz gribi aşısını hatırlayın. Keşke TJOD, bu ticari isme karşı çıksaydı da tüm dünyaya örnek olsaydı.
İKİ: HPV aşı üreticileri tarafından 16-24 yaş arası kadınlarda yapılan araştırmada, ‘sadece’ aşıda bulunan virüslerin rahim ağzında sebep oldukları kanser öncesi lezyonları (CIN I;II;III ve AIS) önledikleri gösterilmiştir. Bu, rahim ağzı kanserinin önlendiği manasına gelmez. Mesela, CIN I lezyonların yüzde 90’ ı kendiliğinden düzelmektedir.
Buna dayanarak HPV aşısının rahim ağzı kanserlerini ve bunlara bağlı ölümleri önleyeceğini iddia etmek mümkün değildir. Bunu söyleyebilmek için birkaç on yıl geçmesi gerekir; çünkü rahim ağzı kanserinin gelişmesi için uzun seneler geçmesi gerekmektedir.
Ayrıca, aşı yapılması tavsiye edilen buluğ çağı öncesi kızlarda ise sadece immun cevaplara (antikor) bakılmıştır. Oysa ki Cervarix’ in prospektüsünde, koruyucu etkiyi gösteren minimum antikor düzeylerinin bile henüz tayin edilmemiş olduğu ve aşının sağladığı bağışıklık süresinin de belli olmadığı bildirilmektedir.
Dünyadaki herhangi bir aşı için yüzde 100 etkilidir demek de çok büyük bir bilimsel yanlıştır.
ÜÇ: Bu soruma cevap vermemişsiniz ki! Sorumu tekrarlıyorum: HPV aşısı belirli virüslere karşı enfeksiyonu önleyebilir ama on yıldan daha kısa bir zamandan beri kullanılan bu aşıların tüm rahim ağzı kanserlerini ve bunlara bağlı ölümleri önlediğini söylemek bu aşamada mümkün müdür?
DÖRT: Aşıda bulunan virüslere karşı oluşan antikorların koruyucu seviyelerinin ne olduğu ve antikor düzeylerinin kaç sene düşmeden devam edeceği bile bilinmezken, HPV aşılarının rahim ağzı kanserlerini önleyeceği iddia edilemez.
BEŞ: Mektubunuzda katıldığım tek cümle bu: Aşılanmış kadınlar düzenli smear testi yaptırmaya devam edeceklerdir.
Buna göre, şu soruma cevap verin: Düzenli smear yapılan kadınların rahim ağzı kanserinden ölmesi mümkün müdür?
ALTI: Bu sorumu ya ben iyi soramamışım veya siz anlamamışsınız. Sorumu açarak tekrarlıyorum: Tabii bağışıklık sözü ile kastedilen HPV bulaşan kişilerde gelişen bağışıklıktır. Birçok insanın bağışıklık sisteminin kolayca yendiği HPV enfeksiyonlarının aşı yapılan kişilerde diğer HPV’ lere karşı tabii bağışıklığı nasıl etkileyeceği bilinmekte midir?
Mesela, 16 ve 18 numaralı HPV’ lere karşı bağışıklık sağlanmasıyla, kanser yaptığı bilinen diğer 13 HPV’ nin kansere yol açma etkilerinin artıp artmayacağı konusunda bir bilgi var mıdır?
YEDİ: Aşının yan etkileri ne ölçüde bilinmektedir? soruma da hiç cevap vermemişsiniz.
Sizin verdiğiniz kaynağa göre ben cevaplayayım: 23 milyon doz aşı uygulaması ile ilgili olarak 2008 senesi Aralık ayına kadar VAERS’ e 772’ si (yüzde 6) ciddi olan 12.424 yan etki ve 32 ölüm olayının rapor edildiği bildirilmektedir. Ciddi yan etkiler arasında hastanede yatarak tedaviyi gerektiren bayılmalar, damarlarda pıhtı oluşumu, felçler ve omurilik iltihabı(myelit) da vardır.
Cervarix’ e ait prospektüste, aşının karsinojenik(kanser yapıcı) ve mutajenik (genlerde mutasyon yapıcı) etkilerinin değerlendirilmemiş olduğu; sadece tavşanlarda yapılan bir deneyde fertilite üzerine etkisinin olmadığı belirtilmektedir.
Sizin ölümlerin hiçbirisinin aşıyla ilişkisi yoktur şeklinde kesin bir yargınız var ama gösterdiğiniz kaynaklarda en azından bazı ölümler için araştırmaların devam ettiği veya daha ileri incelemelerin yapılmasının gerekli olduğu vurgulanıyor.
Aşıdan birkaç gün sonra ölen bazı kızların ölümleri altta yatan hastalıklarına bağlansa da, HPV aşısının bu hastalıklardan ölümleri tetiklemiş olmasının hiç de uzak bir ihtimal olmadığını düşünüyorum.
Basını sansasyonel haber yapmakla suçlarken siz de HPV aşısını yüzde 100 etkili ve hiçbir yan etkisi veya riski yokmuş gibi tanıtmakla aynı duruma düşmüyor musunuz?
SEKİZ: HPV aşısının maliyet etkinliği şu aşamada kesin olarak belli değilse de, aşının yapılan harcamalara değeceğini gösteren bir kanıt da yoktur.
DOKUZ: TJOD olarak bu kadar önem verdiğiniz HPV aşısının neden bu kadar pahalı olduğunu ve fiyatında yapılan müthiş indirimin sebebini merak edip üretici firmaya sordunuz mu? Üretici firmaya ‘Madem aşının fiyatını bu kadar indirmeniz mümkündü, neden daha önce çok pahalı sattınız? diye sorma ihtiyacı hissettiniz mi?
ON: Gebe bir kadına HPV aşısı yapılması ise kanaatimce tıbbi bir hatadır.
Özet
BİR: Rahim ağzı kanseri korkutma kampanyalarının aksine ülkemizde sık görülen bir kanser değildir. Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Murat Tuncer’ in açıklamalarına göre Türkiye’ de her sene 1.300-1.400 kadın rahim ağzı kanserine yakalanmaktadır ve bu hastalık kadın kanserlerinde 9. sırada gelmektedir.
İKİ: Rahim ağzı kanserleri belirli bir yaştan sonra düzenli smear testi yaptıran kadınlarda erken dönemde teşhis ve kesin olarak tedavi edilebilir. Smear testi tecrübeli ebe ve hemşireler tarafından da yapılabilecek olan basit bir uygulamadır.
ÜÇ: Birkaç yıldan beri piyasada olan HPV aşılarının etkinlikleri, etki süreleri, rahim ağzı kanserlerini ve bunlara bağlı ölümleri önleyip önlemedikleri, güvenilirlikleri belli olmadığı gibi ciddi komplikasyonları ve ölüme kadar gidebilen yan etkileri olabileceği de bildirilmektedir. Birkaç on yıl geçmeden HPV aşılarının rahim ağzı kanserlerini gerçekten önleyip önlemediğini iddia etmek mümkün değildir.
Gelelim neticeye
HPV aşısına değil, etkinliği, güvenilirliği, yan etkileri kesin olarak belli olmayan, çok pahalı bir aşının mucize bir yöntem olarak sunulmasına; rahim ağzı kanserini yüzde 100 önleyen aşı sloganıyla sıradan bir tüketim ürünü gibi reklâmının yapılmasına karşıyım.
HPV aşısını sadece üretici firmanın verdiği bilgilere dayanarak genç kızlarımıza tavsiye eden meslektaşlarımı, bu konudaki tüm bilimsel yayınları okumaya ve bir kere daha düşünmeye davet ediyorum.
EK
Mektubunuzda ’’T. C. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı ile Ulusal Aşı Politikalarımızı da birlikte belirlemiş durumdayız.’’ diyorsunuz. Size Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Daire Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer’ in iki açıklamasını hatırlatmak istiyorum:
AŞININ ETKİNLİĞİ KANITLANMADI
Serviks tarama programına giren hiçbir kadının bu kanserden ölmediğini ve HPV alan kadınların yüzde 75 ile yüzde 98’inin kanser olmadığını söyleyen Dr. Tuncer, “Buna kanser aşısı demek doğru değil, bu ilaç firmalarının pompaladığı bir politikadır, şu anda etkinliği yüzde yüz kanıtlanmış değil sadece 5 yıl için etkinliği bildirilmiş. 5 yıl sonra ne olacak, tekrar yapılacak mı kesin belli değil” dedi. Aşının Asya’da yüzde 60, Avrupa’da yüzde 70 koruma sağladığını söyleyen Tuncer: “Ama Türkiye’de ne kadar koruduğuna yönelik bir çalışma yok, belki de hiç korumuyor, bilmiyoruz” diye konuştu. (http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/404564.asp)
ASIL ÖNEMLİ OLAN ERKEN TANI
Türkiye’de rahim ağzı kanserin ciddi boyutta bir sorun değil. Konuyla ilgili çalışmalar tarama faaliyetlerinde yoğunlaşıyor ve bu kanser türünde erken teşhisi olanaklı kılan ‘Pop Smear’ testlerinin yaygınlaştırılmasına çalışılıyor. Söz konusu aşının maliyeti oldukça yüksek. İngiltere’deki uygulama aşının zorunlu tutulması anlamına gelmiyor. Bazı ülkelerde benzer programlar uygulansa da hiçbir ülkede aşılama zorunlu tutulmuyor. Bu yönde bir talep yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nin Teksas eyaletinde gündemde ancak bu da henüz kabul edilmiş değil. Tabii bu tartışmaların arkasında ilaç firmalarının rant hesapları yatıyor.( http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/458222.asp).
Sayin KUCUKUSTA
Ulkemizde saglik uygulamasi ile ilgili yaklasimlarinizin bir coguna katiliyorum. Ozellikle ithal edilen aşıların ve yurt dışı çalışmalarla savunulan konuların dikkatlice gozden geçirilmesi gerekir.
Bizim kadınlarımızda serviks ağzı kanseri nedenleri ile ilgili çalışmalarımızın yetersiz olduğunu ve aşı dayatmalarının anlamsız olduğunu düşünüyorum.
saygılarımla