HER TÜRLÜ BİTKİSEL İLAÇ VE BESİN DESTEĞİ DENETİM ALTINA ALINMALI
Değerli Hocam Prof. Dr. Hasan Hüsrev Hatemi’ den şu e-mektubu aldım:
Yalanla dolanla dolmuş tıp ortamımızda dezenfeksiyon yapmağa çalışarak çok faydalı oluyorsunuz. Biraz önce Cem-tv’ de “Doğrudan Satış” başlıklı bir program izledim.
Adından da belli olduğu gibi bir tanıtım-reklam programı.
Bildiğimiz gibi yıllardan beri günlük gazetelerde farmakolojik ilaçların reklamı yasak. Fakat dünya öyle tersine dönmüş ki yalan ilaçların, yalanlarla süslü reklamı serbest.
İzlediğim programda etkileyici sesli ve etkileyici tavırlı bir şahıs elinde “ozon yağı” olduğunu söylediği bir şişe tutuyor ve “Bu yağı bulan Alman Profesör Warburg bu yağı bulduğu için 1931 de ve 1944 de olmak üzere iki defa Nobel almış tek kişidir’ diyordu.
Çok şaşırdım.
Ozon susam veya ayçiçeği mi yağı olsun?
Warburg, hücre solunumunu, oksitleyici enzimleri incelemesiyle bir defa 1931 yılında Nobel almıştır.
Buluşunu “ozon yağı” gibi gülünç bir aktarolojik ürüne indirmek nerden çıktı?
Hele iki defa Nobel aldırmak gülünçlüğünü kim ortaya attı?
Zannediyorum ki farmakolojik ilaç firmalarına reklam yasağı getirmekle ekolojik dengeyi bozduk.
Aesculape işareti yılan medyada görünmeyince tarla faresi reklamlar arttı. Ne dersiniz?
***
Bu yazımı Hocama armağan ediyorum:
Geçtiğimiz günlerde 23 yaşında bir kadının bitkisel zayıflama ilacı yüzünden hayatını kaybetmesi üzerine Sağlık Bakanlığı içinde sibutramin bulunan bitkisel ilaçların toplattırılması ve satışının yasaklanmasına karar vermişti.
Bu, geç alınmış olsa da son derecede yerinde bir karar ancak asla yeterli değil. Bu uygulamanın Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından ruhsat verilen tüm bitkisel ilaçları, besin destekleri, vitamin, antioksidan gibi ürünleri de kapsaması gerekiyor.
Türk Eczacıları Birliği (TEB) Genel Sekreteri Özgür Özel Medimagazin’ de yer alan açıklamasında, birtakım ürünlere ‘Tarım ve Köyişleri Bakanlığı onaylıdır’ ibaresi eklenerek halk sağlığıyla oynanmaya devam edildiğini ve bu ürünler piyasaya sürüldükten, kullanıldıktan ve ölümlere yol açtıktan sonra toplatma işleminin hiçbir işe yaramadığını belirtiyor. Özel, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının bu ürünleri satan internet siteleriyle mücadelesinin ayları bulan hukuki bir süreç olduğunu, oysa benzer bir ilaçla ilgili Sağlık Bakanlığınca başlatılan geri çekme işleminin 24 saat içinde tamamlandığını da hatırlatıyor. TEB Genel Sekreteri, üretiminden tüketimine kadar her aşamada güvenilirliğin sağlanması için takviye edici gıdaların da ilaçlara uygulanan sisteme ve dahası ilaç güvenilirliğini artırmak amacıyla başlatılmış İlaç Takip Sistemine dâhil edilmesi gerektiği tavsiyesinde bulunuyor. Özel, ister ilaç, ister ‘takviye edici gıda’, insan sağlığını ilgilendiren tüm ürünlerin Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılması, denetlenmesi ve eczanelerden satılması gerektiğini de savunuyor.
BİTKİSEL İLAÇLAR HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER
Bu vesile ile bu konudaki görüşlerimi tekrar özetlemek istiyorum:
BİR: Fabrikaya girerek bir takım fiziksel ve kimyasal işlemlerden geçen, katkı maddeleri eklenen, şurup, tablet, kapsül veya draje haline getirilip şişeye konan bir ‘bitkisel ilacın’ o çekindiğimiz ilaçlardan hiçbir farkı kalmıyor.
İKİ: Bitkisel ilaçların etkinlikleri bilimsel araştırmalara değil gözlemlere dayanıyor. Bunların hiçbirinin bir hastalığı tedavi ettiğini gösteren kesin bilimsel deliller mevcut değil. Üzerinde senelerce çalışılan, yüzlerce araştırma yapılan ilaçların bile yaygın kullanımda ya beklendikleri kadar etkili olmadıkları ya da ciddi yan etkileri olduğu anlaşılıp piyasadan çekildikleri unutulmamalı.
ÜÇ: Farklı yerlerde yetişen bitkilerin kimyasal muhtevaları ve dolayısıyla da etkileri farklı olabilir. Bitkileri standardize etmek mümkün değildir.
DÖRT: Bitkisel ilaçların faydası olmasa da zararlı olmadıkları düşüncesi de tamamen yanlıştır. Her bitkide onlarca kimyasal madde vardır ve bunların yakın ve uzun vadede ne gibi olumsuzluklara yol açabilecekleri iyi bilinmemektedir.
BEŞ: Bitkisel ilaçların hastaların sürekli olarak kullandıkları ilaçlarla etkileşimleri de önemlidir. Bu yüzden esas ilaç etkisiz kalabileceği gibi, kanda birikerek toksik yani zehirleyici etki de gösterebilir.
ALTI: Bitkisel ilaçlara çaktırmadan bir takım kimyasal maddeler eklenebiliyor.
YEDİ: Bitkisel ilaca vereceğiniz para ile o bitkiden kilolarca almanız mümkündür.
Gelelim neticeye
Bu tür reçetesiz eczane dışında satılan ıvır-zıvır ürünler hem halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor hem de halkın soyulmasına yol açıyor.
Sağlık Bakanlığı’ nın sayın Özel’ in benim çeşitli platformlarda senelerdir defalarca dile getirdiğim görüşlerimle tıpatıp uyum içinde olan bu tavsiyelerini kısa zamanda uygulamaya koymak için acilen harekete geçmesini bekliyorum.
Bir tanıdığımız hipertansiyon nedeni ile düzenli olarak nidilat kullanmakta idi. Sonra birisi ona “karabaş otu” tavsiye etmiş. Onu kaynatıp içtiğinde kendini çok iyi hissediyormuş. Nidilat almaktan vazgeçmiş. Üstelik cahil bir insan da değildi mühendisti ve öldü. Bıtkisel ilâçlara fazla güvenmeseydi belki daha uzun yaşayabilirdi, saygılar
Saygıdeğer Hocam,
Kesinlikle haklısınız.
Bu bitkisel ilaç adı altındaki tehlikelerin daha ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum. Hiçbir bilimsel verisi olmayan ve bölgesel içerik farklılıkları olan bitkilerin bu şekilde kontrolsuz kullanımı engellenmeli bence de.
Yakın zamandan iki deneyimim var: Gnç bir erkek çarpıntı,fenalık hissiyle geldi (nabzı 134, tansionu 150/90 mmHg idi). Anmnezindeki tek bilgi yarım saat önce aldığı Gardenlife Full adlı afrodizyak etkili olduğu söylenmiş bitkisel bir ilaçtı.
Diğeri (sanırım çok populer) Maurers adlı zayıflama ilacı. Kullanan ir arkadaşımda davranış değişikliği, sinirlilik yaptı. İçinde bitkilerden başka “müseccel karışımı” varmış, Ingilizcesinde proprietary blend yazıyordu; bu da birçok maddenin birarada olduğu ve miktarları bilinmeyen, belirtilmeyen bir karışım; içinde “phenylethylamine” var, amfetamine benzer kimyasal yapıda. (şizofren hastaların serumunda yüksek oranda saptanmış).
Reçeteyle satılması gerekmez mi?
Saygılarımla,
Allah sizden razı olsun hocam..
En büyük sömürünün din; ikinci büyük sömürünün sağlık olduğu düşünüldüğünde.Siz ve sizin gibilere ihtiyaç her zaman kinden daha fazla.Emeğinize sağlık.Hoşçakalın
Üstâdım,
Bir kısım bitkisel destek ürünlerin reklâmını tıp doktorları yapıyor. Bu, insanlarda güven duygusu oluşturuyor. Benim vurgulamak istediğim bir diğer husus da bu; örneğin bir hekimin reklâm filmlerinde oynadığı, tv’lerde tanıtımını yaptığı Fat-Block hiç bir işe yaramıyor. Ben bu “ilaç” hakkında çok yararlı diye yazı yazanların, zayıflatıyor diyenlerin de gerçek insanlar olduğuna inanmıyorum. Birçok kişi de hiç bir işe yaramadığını aksine kilo aldıklarını söylüyor. Bunlardan biri de benim. Kimbilir belki kullanmayı kesmesem daha başıma ne işler açacaktı.