HABERİNİZ OLSUN
ETİBBA DİYOR Kİ
DERDİME BİR ÇARE
TABİBAN-I CİHAN İÇÜN
BENİM ŞARKILARIM
GENÇ BİR HEKİMİN MEKTUBUNDAN ALINACAK DERSLER VAR
“Tıp kongresi mi, bayi toplantısı mı?” başlıklı yazıma 100′ den fazla yorum geldi. Herkesin fikrine saygılıyım; her zaman olduğu gibi gelen tüm yorumları aynen yayınladım.
Beni üzen ve hayretlere düşüren en önemli şey daha sonra yazımın sonuna eklediğim notta da belirttiğim gibi çok değerli meslektaşlarımdan bazılarının bu yazımı “hekim eleştirisi” olarak değerlendirmeleri oldu.
Özellikle de öğrencilikleri döneminde sosyalist-komünist görüşü benimsediklerini bildiğim bazı arkadaşlarımın herkesten çok kapitalist düzen savunucularına dönüşmüş olmalarına da çok şaşırdım.
Bu yazı, ilaç endüstrisinin hekimleri nasıl “ezdiğini” anlatmak için kaleme alınmıştır; bu bir sistem eleştirisidir. Bu yazı hekimleri savunmak için kaleme alınmıştır.
“Doktorlar bu büyük oyunda sadece birer figürandır” ve öyle anlaşılıyor ki birçoğu maalesef ya figüran olduğunun farkında değildir ya da figüran olmakla mesut ve bahtiyardır.
Genç bir meslektaşımın mektubu bana umut verdi
Genç bir meslektaşımın Amerika’ dan gelen e-postası beni çok mutlu etti ve gelecek için de çok umutlandırdı. O kısa mektubu sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Ben M. Furkan Burak, Harvard Üniversitesi School of Public Health’ te tıp doktoruyum.
Öncelikle bloğunuzdaki kongrelerle ilişkili son yazınız için sizi haddim olmayarak tebrik etmek isterim. Maalesef ki artik tıp kongrelerinin çoğu organizasyonunda büyük etik sorunların yaşandığı, bağışlayın doktorun ilaç firmasının kucağına düştüğü ve sonunda hiçbir bilimsel çıktısı olmayan birer keyif toplantıları haline geldi.
Kongreler, (özenle, sadece bilimsel aşkla yapılanları tenzih ederim) efektif çıktıları olmayan, katılımcı sayısı binin üzerindeyken araştırma sunumlarının yapıldığı oturumlarda kişilerin parmakla sayıldığı, gereksiz paralel oturumlarla katılımcı sayısının artırılıp bilimsel kalitesi hiçe sayılan, ülkenin en saygın bilim adamları, doktorları olarak görülen kişilerin akşamki dansözlü rakı sofrasını iple çektiği, artık hangi amaca hizmet ettiği belli olmayan bir hal almıştır. Ve bu en çok da bilim aşkıyla vizyonunu, bilgisini artırmaya gelen, gerçekten kaliteli bir bilimsel eserini sunan değerli hekimlerimizi etkilemekte, şevklerini kırmaktadır.
Ücretleri konaklamayla birlikte 3 bin 5 bin liralara çıkan kongrelere ilginçtir ki hep belirli bir topluluk katılmakta, çoğu istekli-meraklı hekim katılamamakta ve yüzler hiç değişmemektedir. Ve aynı kişilerin o sıklıkta bilimsel data üretemediklerini de göz önünde bulundurursak toplantıların verimliliğini tartışmak bile anlamsız oluyor.
Ülkemizin tıp dünyasındaki verimliliğini ve saygınlığını artırmak için öncelikle bu durumu artısıyla eksisiyle kabul etmeli ve hep beraber çözüm önerileri üzerinde tartışmalıyız.
Ben Kocaeli Üniversitesi Tip Fakültesi mezunuyum ve okulumuzun ilk öğrenci kongresinin organizatörü ve başkanıydım. Dekanlığımızın desteğiyle, ilaç firmalarının sıfır etik anlayışla yaklaştığı ve okulumuzu onların boyunduruğuna sokmamak için tamamı üniversite ve Büyükşehir Belediyesi destekli, tamamen bilimsel programıyla öne çıkan bir kongre düzenlemiştik. Ve hiçbir ilaç firmasının sponsorluğu olmaması kongrenin en güzel reaksiyon alan kısmıydı. Bütün tıp fakültesi öğrencilerinden dekanına 5 yıl öncede bloğunuzda yazdığınız gibi düşünüyorduk.
Sizi bu yazınızdan dolayı can-ı gönülden kutluyor ve düşüncelerinizi sonuna kadar desteklediğimizi belirtmek istiyorum.”
ali tain (uzm. dr.)13/10/2011 15:44:54
hocamın cok dersini dinledim ama hekimliğin hamallığa döndüğünü anlayamayacak kadar meslekten uzaklaştığını üzülerek takip ediyorum kendi gençliği ile şimdilerdeki hekimlik onuru arasındaki farkı ve bizlerin onurlu beklentilerini kavramasını diliyorum
FETİ GÜNDÜZ (A.HEKİMİ)13/10/2011 15:37:02
hocamız 1.basamak hekimlerinin gereksiz olduğu konusunda yaptığı açıklamasının hala arkasındamı .önce onu söylesin.kendisi 1.sınıftır.sonra onun fikirlerini konuşalım.yoksa ikidebir buraya çıkmasının bizim açımızdan önemi yok…
uzman hekim (uzman hekim)13/10/2011 15:29:44
osteoporoz kongresi kayıt 250 euro artı kdv otel 750 euro artı kdv üzerine transfer ve uçak bileti koyun.emekli maaşım 1600 lira eksi ilaç parası(ht ve dm ) eğer ek işte çalışmazsam bu para neyime yeter.eğer bilimsel aktivite istiyorsam artık internetten takip ediyorum.en azından firmalara muhtaç olmuyorum
beştensonraboştagezdiyorlar (uzmandr)13/10/2011 15:02:35
SAYIN JANE DOE,GİDEREK DAHA DA ÇOK KATILIYORUM YORUMLARINIZA..HELE KONGRELER İÇİN SÖYLEDİKLERİNİZ ONURLU CÜMLELER..RASİM HOCAYI BEN ÇÖZDÜM..HEKİMLİĞİYLE İLGİLİ BİRŞEY DİYEMEM (GEREKSİZ TETKİKLER,GEREKSİZ İLAÇLAR,GEREKSİZ AŞILAR..bu konularda HAKLI YANLARI VAR EPEY)..ANCAK 4 YILDIR SADECE MUAYENEHANECİLİK YAPTIĞI İÇİN,VARLIĞINI HİSSETTİREBİLMEK İÇİN BU EGZANTRİK ÇIKIŞLARI YAPIYOR..”hani ben burdayım” MANASINDA..ESKİDEN BİR ABİMİZ VARDI,YÜRÜYÜŞ YAPIYORUM DİYE HER ÖĞLEN ÇARŞIDA UZUUN UZUN DOLAŞIR ESNAFLA MUHABBET EDERDİ..GİDEREK YALNIZLAŞAN BİRİ RASİM BEY ASLINDA,BEN ÜZÜLÜYORUM DURUMUNA..BU KADAR NEFRET ETTİĞİ HEKİM CAMİASININ İÇİNDE YAŞAMASAYDI KEŞKE,BIRAKSAYDI HEKİMLİĞİ DİYE DÜŞÜNÜYORUM
aydın (op dr)13/10/2011 13:58:39
Valla o kongre paralarını verebilecek babayiğit doktor varsa ilaç firmaları hiç karışmasın bu işe ama nerdeee…böyle bişey olsa yılda bir o da zorlukla gittiğim kongreye bile gidemem zaten…
Dr. jane doe (doktor)13/10/2011 12:57:40
Ben kongreye kendim katılacak kadar para kazanamıyorum. E muhabbet yapıp da mümessillerden kongre alacak karakterim de yok. Ağız eğmeyi bilmem. Evim yok. 5 yılda bir tatile çıkıyorum. O da 2 kişi gitsem bile bir yıkım oluyor. Bak bu sene gittiğim tatiliden sonra tam 3 aydır
sıkıntıya soktu beni. Kongreye katılmaya karar versem yılık iznimden kesiliyor. Yıllık izinlerde döner sermaye alamıyorum. Sadece bir gün doktora gidecek, rapor alacak olsam döner sermayemin neredeyse 3’te biri kesiliyor geri kalan 29 gün yaptıklarım hiçe sayılıyor Nöbette aralıksız 8 saat hasta bakmak zorunda kalıyorum. Eve leş gibi geliyorum. Hastanede doktora penceresi olan, duşu olan oda vermiyorlar. Tuvaletlerimiz bile kısıtlı. Bunlara ne diyorsun Rasim Bey?
Demek ki insan gibi, şerefle onurla yaşamımızı idame edemeyecek,işimizi yürütemeyecekmişiz. Ne yapalım, mafyöz, el altından para alan, şerefsiz insan mı olalım layık olduğumuz gibi yaşayabilmek için? Bunlara ne diyorsun, Gece başka işe mi çıkayım geçim için, sen onu deyiver bakayım.Bırak onu bunu.« gizle
Asım Çebi (Uz.Hek)13/10/2011 12:50:54
Hocamız gündem değiştirme ve medya popülerliği konusunda çok başarılı. Biz de onun kadar başarılı olsaydık 1700 TL temel Uzman hekim maaşlarını dert etmez veya bir şekilde kamuoyuna duyurup sorunu çözerdik. Değil mi sayın Hocam
Azer Karaca (dr)13/10/2011 12:03:48
3-5 bin lira maliyetli kongrelerin düzenlenmesi ve bu kongreler için ilaç firmalarına peşkeş çekilmesi doktorların değil derneklerin suçudur! sezon harici 5 yıldızlı otellerde sezon fiyatına kongre düzenleyen derneklerde hiç mi bir akıllı çıkmaz fiyatlareı takip etmez,bir doktor cebinden 1 aylık maaş+dönerini verip 3-5 günlük kongreye katılır mı, mecburen kendine bir sponsor bulacak, bunu derneklerin düşünmesi lazım. firmaları zengin eden, sezon dışı sezon fiyatı ödeten (kazıklanan)zihniyet önce hesap yapmayı öğrenmeli. bir kongrenin maliyetini bir doktor tamamen cebinden ödeyerek katılacakmış gibi hesaplamalıdır.
kongrelerdeki bilimselliğe gelince orda hemfikirim, ben sen o birçoğumuz önce sosyal programı inceliyoruz. kongrelerin maksadı gezmek tozmak hava almaktır. kongreye katılanlarla salonda sunum dinleyenlerin oranına bakarsanız bu dediğime hak verirsiniz
Venkatraman Ramaknisnan (Uzman Doktor)13/10/2011 11:50:56
Maalesef kongreler artık bilimselliğin geri planda olduğu , eğlence ve turizmin ön plana çıktığı toplantılar haline geldi. Bence bilimsel kongreler, denildiği gibi ilaç sektöründen bağımsız olmalı. Nedense kongrelerin % 90 ı Antalya ve civarında olmakta. Eğer gerçekten bilimsel olacaksa , İstanbul , Ankara, Trabzon, Erzurum vs. gibi merkezlerde, ilaç standı kurulmadan , firmalar işin içine sokulmadan gidilmeli. Yurtdışında yapılan ilaç lansmanlarına zaten lafım yok. Genellikle hep aynı isimlerin katıldığı , 2-3 saatlik , göstermelik bir toplantı ve 3-4 günlük gezilerle süslenen , doktor tavlama hareketi olarak görüyorum. 1 yılda 13 yurt dışı lansmanına giden doktor biliyorum. Bence artık firmaların tuzaklarından kurtulma zamanı gelmiştir
Caglar Sakin (dahiliye uzmanı)13/10/2011 11:30:59
Ahmet Rasim Bey, biraz olsunda gündemi takip etseniz, ya hekimlik meslegi yapılamaz oldu-bittik-tükendik hepimiz umutsusuz, bakanlık mahvetti bütün konsantrasyonumuzu.. biraz bunlardan bahsetseniz.. ABD den bende mektup yazarım, cok mu buyuk bişey , sen ulkendeki drların isyanını PAS geç, ABD den gelen mektup duygulandırsın seni..Ya siz uzayda mı yasiyosunuz
frk (dr)13/10/2011 11:21:53
rasim usta kusura bakmayın ama çok sığ yazılarınız var..
dr sefa saygılı – 13.10.2011 09:33
Hocam yine olağanüstü güzel yazmışsınız. Kimsenin söyleyemediği gerçekleri dile getirmişsiniz.
fatih mehmet – 12.10.2011 16:53
sayın hocam yazdıklarınız sonuna kadar doğru fakat deveye boynun eğri demişler o da
hüseyin aziret – 12.10.2011 10:05
teşşekür hocam.bu yazının altına ıslak imzamı atıyorum.saygılarımla..
fuat ulusinan – 12.10.2011 07:45
harika bir yazı,cesur bir yazı olmuş,tebrikler… sorduğunuz sorulara sevgili doktorlarımızdan cevap veya yorum bekliyoruz…..
Gitmeyin kardeşim şu kongrelere.Sanal yapın bunları.Laparoskopik ameliyat yapmayı biliyonuz.E kongreyi de ekrandan yapın yahu.
kubra ışık (uzdr)13/10/2011 23:20:491
1. Çoğu istekli-meraklı hekim katılamamakta ve yüzler hiç değişmemektedir. Ve aynı kişilerin o sıklıkta bilimsel data üretemediklerini de göz önünde bulundurursak toplantıların verimliliğini tartışmak bile anlamsız oluyor.
Evet Eğitim ve Araştırma hast. uz. dr olarak çalışıyorum. Her kongreye poster ve bildirilerim kabul edildi ama kendini göstermek isteyen ve kendilerine aynı konuşmalar değişik versiyonlarla ayarlanan haris ve çıkarcı meslektaşlarımız yüzünden pek katılamadık. Yurt dışı kongreye bildirim kabul edildi. Ama bakanlık ona kongre izni vermiyornuş ceza gibi hem parasını ödedim hem de dönerden kaybım oldu.
2. Zamanındaki bir kaç sınavı o ya da bu şekilde aldılar diye çevreye zulüm etmek ve hava atmak isteyen kişilere maruz kalmamak için çoğu meslektaşım sindi yani sindirildi.
3. Evet artık internetten birçok bilgiyi ediniyoruz ama yine de insan sosyal bir canlı ve anlamlı toplantıların mutlaka vizyon geliştirmekte katkısı var.
4. Çok gezen mi çok okuyan mı bilir gibi olmasa da bilgi yükü sağlam bir kongre boş 5-10 kongreden önemli
ahmet şener (hekim)13/10/2011 20:58:45
nedense genç meslektaşımın yazdığı yazı diye yayınladığınız şeyin sizin tarafınızdan yazıldığı izlenimi doğdu içimde. sayın hoca kral çıplak. sizin kim olduğunuzu ne yapmaya çalıştığınızı bütün meslektaşlarınız iyi biliyor. geçen gün haberturkte bu konuyla ilgili tartışma programında sizi izledim.marmara üniversitesinden katılan hoca sizi orada resmen yerin dibine soktu. bugüne kadar kaç yapılmış kaç tane bilimsel araştırmanız var? yayınlanmış kaç tane yayınınız var?(dandik dergileri bahsetmiyorum tabi) akademisyenlik ünvanınızı ve polemiklerinizi muayenehaneye daha fazla hasta çekmek için kullanmayı bıraksanız artık diyoruz
Adnan Öbek (Uz. Dr.)13/10/2011 20:42:47
Doktordan başkasını göremeyen bazı zavallılara sormak istiyorum;
Bu memlekette silah alımları için, kimler, dünyayı kimin parasıyla dolaşıyor?
Bu memlekette “ihalesiz” silah yenileme işleri, kimlere hangi çıkarlar sonucu veriliyor?
“Kardeş Şehir” edebiyatıyla dış ülkelere kimler bedavadan tur atmaya gidiyor ?
Tüm bunlara ilaveten , milletin sırtından maliyeti trilyonları bulan zırhlı araçlarla kimler şehir – şehir tur atıyor ?
Makam araçlarıyla eş-çocuk ,bakkal kasap alışverişine kimler çıkıyor ?
Eğitim kampı adıyla açılan lüks misafirhaneler ve tatil beldelerinde kimler gününü gün ediyor ?
Tüm bunlardan mahrum olan DOKTORLARA dil uzatan zavallılar biraz etraflarını görsünler…
Doktorlar mesaiye giderken, gece icaba çağrılırken bile kendi vasıtalarını kullanıyor… SERVİS SALTANATLARI YOK !!!
Uzatmaya gerek var mı ?
alp tural (dr)13/10/2011 20:26:46
hoca hoca diyorsunuz adamin dogru duzgun bir tane uluslararasi yazisi yok, nasil prof oldugunu anlatsin bizede onun ogrenelim yayin yapmadan, bos bos konusuyor, medimagazinde yayinliyor. Sor bakalim o amerikadaki arkadasa bolumu ne kadar kongre parasi ve izni veriyor yilda diye, bir cok amerikadaki dr un masraflari kendi hastaneleri ve bolumleri tarafindan karsilaniyor. Bizler mecbur oldugumuz icin firma destegiyle gidiyoruz keyfimizden degil
R.Özgültekin (ögretim üyesi (Prof.Dr.))13/10/2011 18:44:18
Medimagazin dergisi olarak Ülkemizde tıp mensubu kalmamışcasına ne demek istediği anlaşılmayan bu şahsın yorumaları ve yazılarına yer vermenizi kınıyorum.Kendisi hekimlik yerine udi olarak sanatının aslına yönelik yorumlar yapmalı.Mensup olduğu camiayı bu kadar düşük gösteren bir kafa yapısının bir değerlendirmesini yapmakta zorlanıyorum.Bu şahsın saçma yumurtlamalarına yer vermeye devam ederseniz sitenizi ve derginizi bir daha açmayacağımı belirtmek istiyorum.Türk hekimliği üzerine kabus gibi yaptırımlar çökmüş iken,her meslekdaşım kan ağlarken bu zırvalamaları görmek ve okumak istemiyoruz.Saygılarımla
Ahmet Aytac – 14.10.2011 04:09
Valla burda rahmetli Dwight D. Eisenhower’in ‘sinai-askeri’ formul iliskisinin ‘sinai-saglik’ iliskisi olarak bir uzantisini goruyoruz. Temelde asil yatan sorun, toplumun hangi bilim-dallarinin ekonomik yani maddi istismarlara kapali tutulacagini kendisine acik secik bir sekilde belirtmemis olmasinin gercegi yatmaktadir.
Selma Alay – 14.10.2011 11:07
Allah sizler gibi düşünenlerin sayısını artırsın
ERGÜN YALÇINKAYA – 14.10.2011 12:06
Kimse boşuna kendini yormasın ne gazeteciler ne doktorlar bedava gezilerden ve tatillerden vazgeçer. İnsanın doğasına aykırı çünkü…
dr (doc.dr)14/10/2011 07:20:50
Hekim arkadas hakli ve mevcut yalnis sistemi vurgulamasi acisindanda cok onemli,ayrica kimin ne yazdiginin bir onemi yok bence.bu patolojik durum tartisilmali.Buyuksehirlerde ucuz konaklamali herkesin katilabilecegi kongreler duzenlemek cokta zor olmasa gerek.
Saygilar
zeynep şeyma (Öğretmen)14/10/2011 13:27:18
Sayın Ahmet Şener, mektubu gönderen öğrenci benim yakınım, konu içeriğinden tamamen ayrı olarak, bilmediğniz bir konuda zan ile hükmedip Küçükusta’yı bu şekilde eleştirmeniz çok büyük haksızlık.
Dunyanin en buyuk ilac formalarindan birinin Turkiye ofisinde senelerce calisip, sonra insan sagligi gibi bir konuda da bu asiri kapitalist sistemin dislilerinden biri olmamaya karar verip, ilac sektorunden ayrilmis biri olarak yaziyorum..
Turkiyedeki tum doktarlar bulunduklari konuma ve satisa gore segmente ediliyorlar.. Yani hepiniz A-B-C ya da D sinifindan birine aitsiniz. Bunu yaparken de doktorun cografi konumuna en yakin yerlerdeki eczane satis datasi kullaniliyor. Eger cevrenizdeki eczanelerde o firmanin sizin uzmanlik alaniniza giren ilaclardan cok yaziliyorsa kralsiniz… A doktorusunuz.. Mumessiliniz kapidan hic eksik edilmez, sizinle ilgilenen mumessil surekli merkezdeki urun muduru ve satis mudurleri tarafindan yakin takibe alinir… Satis direktoru bile ayaginiza gelip, baska bi arzunuz var mi diyebilir.. Mumessilinize ben hangi segmentteyim diye sormayin, soylemesi yasak, ama siz onun size verecegi “isaretlerden” durumu kolayca sezersiniz.
Eger hocaysaniz, bir de konferanslarda konusmaciysaniz.. O konusmalarda da o sirketin ilaclarinin (ne kadar bilimsel gecerliligi oldugu tartisilan) arastirma sonuclarini paylasip, o markayi dillendirirseniz, o zaman daha da tepeye cikarsiniz.. Isminiz Fikir Lideri olur (kisaca FL).. Istediginiz kongreye gidin, kitap yazin, vs. sponsorunuz hazir…
Sizin icin yapilan butun masraflar sirketin vergisinden dusulmektedir, o yuzden pek de sorun degildir.. Siradan vatandas maasinin 3 te birini vergi olarak verirken, ilac firmalari zararda gozukur, sizin ulkenizde bir kurus vergi vermez, bir yandan da yurtdisindaki ana merkezlerine para aktarirlar (aslinda yurtdisindaki ana merkez disindaki tum ofisler de mumessil mantigiyla calisir, yani turkiye olarak su ilac su hedefi tutarsa turkiye ofisindeki herkes prim alir). Her ulke sene basinda merkeze satis taahhutunde bulunur.
Herneyse, konuyu cok uzatmadan bitirmek istiyorum.. Evet o kongrelere giderek sizler de buyuk bir oyunun kucuk parcalari oluyorsunuz..
Bunu degistirmek ise ancak toplu bir sekilde hareket edip tepkinizi koyabildiginizde gerceklesektir… Bunun gerceklesmesi ise size su anda sunulanlardan vazgecmeniz demektir..Unutmayin ki gunumuz kapitalist sisteminde ilac sirketlerinin diger sirketlerden hicbir farki yoktur, onlarda surekli satislarini arttirmayi, buyumeyi ve kar maksimizasyonunu hedeflerler… Bu amaclara ulasmak icin sistemin kurallarina gore hareket ederler, oyunun kurallari ise ancak sizler tarafindan degistirilebilir.
Son olarak da sunu belirteyim. Yazdiginiz pahali ilaclardan elde edilen gelirlerin %75i satis ve pazarlama faaliyetlerine gidiyor, arastirmaya degil. Arastirma derken ilac firmalarinin kanser gibi ciddi hastaliklara tedavi etmek icin arastirma yaptiklarini da sanmayin, amac tedavi degil, kronik hastaliga cevirecek omur boyu ilac kullanmayi gerektirecek bir cozum bulmakta..
Ingilizce maillasmalardan ornek verecek olursam, it is not a question of how we can cure it, it is a question of how we can convert it from a fatal disease to a chronic one?
Bu arada D grubu doktorlarina noluyor diye soracak olabilirsiniz..
Onlara mumessil gitmez, bir kalem bile hediye etmezler.. Cunku degmez.. D iseniz, uzgunum, maliyetiniz kurtarmiyor!
haklı
çok dr. akrabam var şahidim ilaç firmaları logolo karton kutuları dr.ra hediye ediyorlardı içlerinde çikolata altında para. yani amaç kendi firmalarının ilaçlarını hastalara yazdırmaları idi.Öyle kötü olaylara şahid oldum ki asla hastaneye veya dr.a gitmem çünkü inanmıyor ve güvenmiyorum. barlasyrk / 14 Ekim 2011 17:13
Ben okul tatilinde bi akrabamın eczanesinde işe girmiştim.
İlac mümesileri her akşam acildeki doktorlara sattıkları ilacı yazmasını isterdi.
İlac mümesili gelip gece 2-3 e kadar eczanede oturur acilden gelen hastaların recetesini kontrol ederdi.
Gelen her recetenin fotokopisini cekerdi.
Cok gördüm dijital hediyeler verildigini.
Saglık bakanlıgı yüz bin küsür verip land rover alıyor millete hizmet etsin diye arac 20 binde acık arazide cürümeye terk ediliyor sonra hurda diye ihalede 5-6 bin liraya satılıyor.
Yazık günah. hakan can / 14 Ekim 2011 17:53
Bu çarkta sadece doktorlarmı figüran?
Ya eczaneler ve eczacılar ve hatta eczacılardan habersiz iş çeviren kalfalar? Muzaffer / 15 Ekim 2011 00:17
GENÇ MESLEKTAŞIM ÇOK HAKLI
Gerek yurtiçi,gerekse yurt dışında yapılan,doktorların kaltıldığı “kongre”adı altında yapılan toplantıların tamamında,katılımcı
doktorların cebinden beş kuruş çıkmadığı bilinmektedir.Bütün fasraflar(yuriçi yur dışı
ulaşım ücretleri,otel masrafları,yeme+içme+eğlenme,hava limanına nakil
vs)tamamı ilaç firmaları tarafından karşılanmaktadır.Neden?İlgili firma istediği
ilaçtan şikadar bin kutu yazdırsın diye..Devlet bu konuyu takip ederse büyük bir kaçak önlenmiş,akar çamurlu su berraklaşmış olulur.
ahlaklı doktorları tenzih ederim..
NECATİ SÖNMEZ / 15 Ekim 2011 09:47
ne demeliyim ne dememeliyim bilemiyorum…kimin ak kimin kara oldugu bu kadar birbirine karıştıgı bir donem olmuşmudur acaba …bir olan dogrunun binlerce olup havada ucuştugu sıralarda aklı selim nasıl yaşanır siz doktorların yorumlarını okudum ama artık kime nasıl guvenecegim konusunda ne yapacagımı hangi insanlık formulunu uygulayacagımı şaşırdım aklımı durduramam vicdanımı susturamam sizin bir formulunuz varmı insan dogulur ama İNSAN OLARAK NASIL KALINIR…SUKUT U HAYALDEYİM…