PSST! HÜRRİYET KARDEŞ! VİŞNE SUYU İLAÇ DEĞİL

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
metin münir 2

Milliyet gazetesinde Metin Münir’ in yazısı:

Geçen pazartesi günü Hürriyet’in birinci sayfasında çoktan beri gördüğüm en dandik haberi okudum.
Kireçlenmeye karşı vişne suyu” başlıklı habere göre “Üç hafta boyunca günde iki bardak vişne suyu içenlerin kireçlenme kaynaklı ağrılarının yüzde 20 oranında gerilediği” belirlenmiş.
Vişne suyu içenlerde kireçlenme “yüzde 22 daha az” görülüyormuş.
Doktorlar 60 yaşına gelmiş insanlara günde iki veya üç barak vişne suyu içmelerini öneriyormuş. Bu konularda en ufak deneyimi olan birisi, örneğin doğru dürüst bir sağlık muhabiri editör, ilk bakışta bu haberin palavra olduğunu anlardı.
Bir defa “Kireçlenme kaynaklı ağrılarının yüzde 20 oranında azalması,” tamamen anlamsızdır. Ağrı ölçülüp yüzdelere bölünemez.
Diyelim ki dişiniz ağrıyor. Bunun yüzde yirmisini geçirsem ne fark eder?
Doktorların altmış yaşının üstündeki hastalara günde iki veya üç bardak vişne suyu içmelerini tavsiye ettikleri ise gülünçtür. Hangi doktorlar? Nerede?
Doktorlar sadece diyabetten öldürmek istedikleri altmış yaş üstü hastalarına güne iki-üç bardak vişne suyu önerebilir.
Yaptığım küçük bir araştırma şu gerçekleri ortaya çıkardı: Vişne suyunun kireçlenmeye iyi geldiği iddiası Amerikan Kiraz Pazarlama Enstitüsü tarafından ortaya atıldı. Hürriyet’in yazdıklarına benzer iddialarda bulundular. Ama bu iddiaları kanıtlayacak klinik araştırma gösteremediler. Daha doğrusu, gösterdikleri araştırmaların hemen hemen hepsi kendileri tarafından yaptırıldığı için bilimsel inanırlıktan yoksundu. Ama reklama devam ettiler.
Bunun üzerine, Ekim 2005’te Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi FDA yirmi dokuz vişne vs. pazarlama şirketine uyarı mektubu yolladı. Vişne suyunun iyileştirici etkileri olduğuna dair reklam yapmaktan vazgeçmelerini, aksi takdirde cetvelle ellerine vuracağını söyledi.
O gün bu gündür, vişne veya vişne suyunun kireçlenmeye iyi geldiği veya kemik ağrılarını geçirdiği veya hafiflettiği iddiası ABD’de tebahhur etti.
FDA devreye girdi çünkü vişnenin bazı hastalıklara iyi geldiğini söylemek onu ilaç sınıfına sokmaktır. Herhangi bir şeyin ilaç sayılabilmesi için yoğun klinik deneylerden geçmesi gerekir. Vişne ve suyu bu deneylerden geçmedi. Dolayısıyla ilaç değildir. İlaç olmayan bir şeyin ilaç gibi satılması tüketicileri kandırmaktır. Hürriyet geçen pazartesi günkü sayısında okuyucularını kandırdı, bir gazetenin yapabileceği en büyük günahlardan birini işledi.
Ama Prof. Dr. Ahmet Maranki ile reklam söyleşi dizisi yapacak kadar alçalmayı göze alan bir gazete için bu şaşırtıcı olmamalı.
Bitkiyle tedaviye karşı değilim. Çocuklarımı ex-eşim alternatif tıp yöntemleriyle, neredeyse sıfır antibiyotikle büyüttü. Ama ilaç gibi sıkı denetim altında olması gereken bu alan Türkiye’de, denetimsiz bir şarlatan tarlasıdır. Tarım ve Sağlık bakanlığındaki bazı ruhsuzlar nemalandıkları için bu mega soygunu engellemiyorlar. Top ikisi arasında gidip geliyor. Hürriyet’in, bunu araştıracağına reklamını yapması büyük bir ayıptır.
Aydın Doğan bu mesleğe ne katkı yaptı? Nasıl hatırlanmak istiyor? Bu soruları kendine sormalıdır

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. misafir dedi ki:

    Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici ‘en dandik haber’in peşine düşmüş:

    http://www.gercekgundem.com/?p=469506

  2. Misafir dedi ki:

    “Bilim adamı ve hekim olmayan ama halkı kandıran, büyük kazançlar elde eden Maranki ve onun gibiler üzerine kimler gidecek?

    Kimler denetleyecek?

    Sağlık bakanlığından ses yok…

    Meslek odalarımızdan da tık yok…

    Bu adamların yazılı ve görsel basında konuşmaları var… İnternete tıklayınız hepsi karşınıza çıkacak… Doktor olmayan kişiler hastalıklar üzerinden ahkam kesiyor…

    Benim saf milletim de dinliyor… Dinlemek zorunda…

    Çünkü benim Sağlık bakanım ve Meslek Odamdan ses yok…

    Hadi diyelim ki Sağlık bakanı ses çıkaramaz çünkü Maranki Eminönü belediye başkanlığına adaylığını AK Partiden koymuştu… Ya Meslek Odamıza ne demeli?

    Ülkemizdeki diğer Marankilere gelince, maalesef içlerinde doktor olanlar da var. Kendi meslekleri ile ilgili olmayan alternatif tıp gibi konularda hastalara bitkisel tedaviler veriyorlar. Bunlardan bir kısmı bitkiler üzerinde çalıştıklarını ve bilgi sahibi olduklarını iddia Ediyor. Bu hekim arkadaşlarımın yaptıkları işle ilgili doğru ve yanlış yaptıklarını değerlendirmek bana düşmez. Bu görev Sağlık Bakanlığı veya tabip odalarınındır. Bunların, kurulacak bilimsel komisyonlarla değerlendirilmesi ve çıkacak sonuçlara göre halkın bilgilendirilmesi gerekir. Yanlış uygulamalarda bulunanlara ise sağlık bakanlığı ve tabip odaları tarafından gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır.” Alıntı >> http://www.kanitlar.com/maranki-ve-ulkemizdeki-marankiler.html

Siz de yorumunuzu paylaşın: