MULTİVİTAMİN ANTİOKSİDAN YALANLARINA KANMAYIN
Tüm dünyada milyonlarca insan daha sağlıklı olmak, uzun yaşamak ve hastalıklardan korunmak için avuç avuç vitamin, mineral, antioksidan ve besin destekleri kullanıyor.
Gerçek eksiklik durumları ve bazı hastalıklar hariç bu tür ürünlerin faydalı değil tam aksine zararlı olduğunu anlatmaya çalışıyorum ve çok şükür ki neredeyse her gün haklılığımı ispat eden araştırmalar yayınlanıyor.
International Journal of Epidemiology isimli tıp dergisine yayınlanan ve Danimarka’ da 35 bin 914 kadın üzerinde gerçekleştirilen araştırmada, gebe kalmadan 6 hafta önce multivitamin kullanmaya başlayanların düşük yapma riskinin yüzde 32 daha fazla olduğu ortaya çıktı (1).
Oysa dünyada milyonlarca kadın daha sağlıklı bir gebelik geçirmek ve sağlıklı çocuklara sahip olabilmek için gebelikten önce adeta “vitamin stoklamaya başlıyor”.
Araştırma sebep-sonuç ilişkisini ortaya koymadığı ve sadece bir birlikteliği gösterdiği için genç kadınların telaş etmemesi, başka araştırmalarla bu ilişkinin doğrulanması gerektiği bildiriliyor ve “folik asit alımının bunun dışında kaldığı” özellikle vurgulanıyor.
Daha zinde olmak için antioksidan alanlar da yanlış yapıyor
Antioksidanlar olarak bilinen besin destekleri de tüm dünyada yaygın olarak, günlük fiziksel aktiviteler sırasında ortaya çıkan serbest oksijen radikallerinin ortadan kaldırılması için tavsiye ediliyor.
Oksijen radikalleri, hücre ölümü ve doku hasarından sorumlu tutulan moleküllerdir.
Gerçi vücudun kendi antioksidan sistemi var ama oksijen radikallerinin dışardan alınan antioksidanlar ile iyice etkisizleştirilmesi ilk bakışta çok mantıklı gibi göründüğü için spor yapanlara E ve C vitamini gibi antioksidanların yüksek dozlarda alınması tavsiye edilir.
54 sağlıklı erişkin üzerinde gerçekleştirilen araştırmada denekler iki gruba ayrılarak bir gruba 1 gram C vitamini ve 235 miligram E vitamini, ikinci gruba ise plasebo verildi (2).
Deneye katılanlara 11 haftalık bir egzersiz programı uygulandı ve sonunda tümünün de azami dayanıklılık kapasitelerinin ortalama olarak yüzde 8 arttığı tespit edildi; egzersize verilen cevap her iki grupta farklıydı.
Plasebo alanlarda mitokondrilerin oluşumunu artıran biyokimyasal belirteçlerin (kısa adı COX4 olan cytochrome c oxidase subunit ve kısa adı PGC-1 alfa olan proliferator-activated receptor-gamma coactivator 1 alpha) belirgin derecede arttığı, vitamin alanlarda ise bu artışın oldukça düşük kaldığı görüldü.
Özellikle kas hücrelerinde mitokondrilerin daha fazla olması daha fazla enerji, daha sağlıklı ve zinde olmak anlamına geliyor.
Yeni mitokondrilerin oluşumu da egzersizin en önemli etkileri arasında gösteriliyor.
Meşhur antioksidan resveratrol de zararlı çıktı
The Journal of Physiology isimli tıp dergisinde yayınlanan bir araştırmada da bir grup yaşlı adama günde 250 miligram kırmızı şarapta da bulunan “resveratrol”, ikinci gruba ise plasebo verildi.
İki aylık egzersizden sonra plasebo alanların kan basıncı, kolesterol seviyesi ve arterlerinde daha olumlu değişiklikler meydana gelirken resveratrol alanlar bu kadar şanslı bulunmadı (3).
Bu araştırmalar ne demek istiyor?
Bu araştırmalar serbest oksijen radikallerinin egzersiz sırasında ve sonrasında farklı rolleri olabileceğini düşündürüyor.
Buna göre serbest radikaller her zaman kötü olmayabilirler.
Bunlar, haberci gibi davranarak genleri ve vücudun diğer sistemlerini çeşitli biyokimyasal reaksiyonların başlaması için uyarabilir ve neticede de kaslar daha kuvvetli ve metabolizma da daha iyi olabilir.
Serbest radikaller olmadan bu reaksiyonlar başlamıyor.
Fazla miktarda alınan antioksidanlar ise egzersiz sırasında oluşan serbest radikalleri ortadan kaldırıyorlar.
Dr. Paulsen “Bu teorinin henüz ispatlanmadığını ve uzun süreli testlerin yapılması gerektiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor (4):
“Belki daha düşük dozlarda antioksidanlar veya farklı formülasyonlar atletler için daha faydalı olabilir.
Ahududu ve kırmızı şarap gibi antioksidanların böyle bir problem yaratmaları mümkün görünmüyor.
Esas tehlikeli olan yoğunlaştırılmış ekstratlardır.
Egzersiz yapanların bu tür yüksek dozda antioksidanlardan kaçınmaları uygun olur.”
Gelelim neticeye
Endüstrinin multivitamin, mineral, antioksidan palavralarına kanmayın.
Sağlıklı beslenen insanlar bunları yiyecek ve içeceklerle yeterince alıyorlar.
Bunların fazla alınması vücudunuzun fabrika ayarlarını bozuyor; “kaş yapayım derken göz çıkarıyorsunuz.”
Başucunuzdaki dünyanın parasını verip aldığınız kocaman kahverengi şişeleri hayatınızı karatmadan çöpe atmak için daha ne bekliyorsunuz, bilmiyorum.
KAYNAKLAR
1. http://ije.oxfordjournals.org/content/early/2014/01/21/ije.dyt214.abstract
2. http://jp.physoc.org/content/early/2014/01/31/jphysiol.2013.267419.abstract