Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta

Eczacı Gökhan Şeremet’ in BEŞ AYDAN BERİ GEÇMEYEN ÖKSÜRÜĞÜ OLAN GENÇ BİR DOKTORUN HİKÂYESİ başlıklı yazıma gönderdiği yorum:

Anlamayana laf anlatmaya çalışmamak lazım derim ama bizimki de meslek (eczacıyım) hastalığı işte:

1) Doktorun seni fiziken görmeden fiziki muayene yapmadan sana teşhis koyup tedavi başlamasını nasıl bekliyorsun?

2) Seni görmeden direkt ilaç verecek doktora sen güvenir misin?

3) Seni görmeden verdiği için yanlış ilaç kullandığında zarar gördüğünde sorumluluk kimin olacak?

4) Utanmadan parayı veren düdüğü çalıyor diyorsun. Bu sitedeki yazıları okumak için bile para (bu kanıta dayalı bilimsel derlemeler için harcanan zaman ve emek karşılığı olan ücret) ödemen gerektiğini düşünüyorum

5) Hasta da hekim olduğu için anlaşılsın diye önceki tedavileri ve bahsedilen antibiotikleri birbirinden farklı gruplar olduğu için ismen belirtmiş. Hocanın verdiği ilaç grubu onlardan farklı bir yaklaşım olduğu için sadece grubu belirterek söylemiş ama bunlarda art niyet arıyor ve ilaç reklamı diyorsunuz. Ancak negatif bir reklam olur.

6) Benim de sitede yayınlanan bazı yazılarda katılmadığım, daha fazla araştırılması gerektiğini düşündüğüm ya da olumsuz verilerde klinik çalışmanın numunelerine, kriterlerine tekrar bakılmadan kesin hüküm verilmemesi gerektiğini düşündüğüm noktalar oluyor. Ama genel ve sallamasyon yorumlar yerine spesifik açıklama istemek, bilmediğini safça sormak gerekiyor.

7) Sezar’ ın hakkı Sezar’ a. Çok doktor çok eczacı var ama aynı anda hem bilgili ve hem de vicdanlı olanlarını seçmek sağlığınızı düşünüyorsanız sizin göreviniz

Kaynak: http://ahmetrasimkucukusta.com/2011/06/13/yazilar/tip-yazilari/istanbul-bronsiti/bes-aydan-beri-gecmeyen-oksurugu-olan-genc-bir-doktorun-hikayesi/

Siz de yorumunuzu paylaşın: