ŞAMPUAN MI O DA NE?
Ben banyoda beyaz sabun, çamaşırda beyaz sabun tozu, ev temizliğinde arap sabunu kullanıyorum ve tüm erkeklere de tavsiye ediyorum.
Bu ürünlerle mükemmel temizlik mümkün, karınızdan zerre fırça yemiyorsunuz.
***
Hürriyet’ te Merve Erdil’ in haberi:
GÜNÜMÜZDE insanlar giderek yediği, içtiği, giydiği, tükettiği ürünlerin nereden ve nasıl geldiğine dikkat eder oldu. Markette elimize bir ürün aldığımızda ilk işimiz genelde arkasındaki ürün etiketini okumak oluyor. Hatta sırf raflardaki ürünlerin içeriklerine mercek tutan sosyal medya hesapları artık çoğumuzun takip listesinde. İnsan sağlığına yan etkileri olmayan organik üretim teknikleri uygulanmış organik ürünlerin kullanımı son yıllarda kozmetik sektöründe de önem kazandı. Güzellik için doğal reçeteler tercih edilirken, Avrupa ve ABD’de saç şampuanlarına karşı yayılan ‘No-poo’ hareketi giderek daha çok taraftar buluyor. ‘No-poo’cular şampuan kullanmıyor. Saç temizliği için su, karbonatlı su, elma sirkesi tercih ediyor. Saçlarını yumuşatmak için de doğal yağlar kullanıyor.
İLK AĞIZDAN DİNLEDİK
2011’den itibaren yaygınlaşmaya başlamış şampuansız saç temizliği hareketinin üç temel dayanağı bulunuyor. İlki, şampuan değmeyen saçın uzun vadede kendi kendini temizlediği inanışı. İkincisi ise çevreyi korumak için şampuandan vazgeçme isteği. Üçüncü unsur ise farklı fiyatlara sahip saç bakım ürünlerinin getirdiği ekonomik maliyet. No-poo hareketinden haberdar olmamı sağlayan ve şampuansız saç temizliğini denemiş bir arkadaşım, kendi tecrübesini şöyle paylaşıyor: “Ben son iki yılda ailede bazı hastalıklar vesaire olunca özellikle çok tükettiğimiz etkisi yüksek olacak doğal ürünler neler olabilir diye araştırmaya başladım. Sonradan fark ettim ki deri en büyük organımız ve şampuanlar ve bakım kremleri de yine en sıklıkla kullandığımız kimyasal – çünkü içerikte mutlaka kimyasallar var. Elbette çamaşır ve bulaşık deterjanları da bu şekilde… No-poo hareketinde temelde şampuan yerine karbonat ile yıkayanlar var, sirke ile de yıkayanlar oluyor. Ama gelmek istenen son nokta sadece su ile yıkama. Bunu başardığını söyleyen kişiler de var. Açıkçası ben bir iki kere denedim ama cidden sabır isteyen bir iş; aylarca bazen dayanmak gerekiyor, çünkü saçlar hemen düzelmiyor. Sebum (saçın doğal yağı) yapısının normalleşmesi zaman alıyor. Ben o nedenle temiz şampuan dediğimiz içerisinde en az miktarda kimyasal bulunan şampuanları/kremleri kullanıyorum. Özellikle paraben, sülfat, alkol, renklendirici, parfüm içermemesine dikkat ediyorum. Tabii en güzeli hiç kullanmamak, iş hayatında olmasam kesin denerdim. Öncelikle çevreye çok olumlu etkisi var, ne kadar çok şampuan tükettiğimizi ve ne kadar zararlı olduğunu düşünecek olursak. Ben bu yüzden şampuan kullanımımı da bayağı azalttım, fındık kadar kullanıyorum. Bu arada temiz şampuanlar köpürmüyor. Türk insanı köpürmezse kendini iyi hissetmiyor ama bu tamamen algısal bir hata.”
EVDE YAPIP MARKA YARATTI
TÜRKİYE’DE de bitkisel içerikli ürünler üreten markalar çoğalıyor. Otacı gibi daha çok bilinen markaların yanısıra Mom’s Green gibi yeni markalar da dikkat çekiyor. Mom’s Green markasının kurucusu Işık Kırgız’ın hikayesi de oldukça ilginç: “34 yaşındayım, iki çocuk annesiyim. İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği fakültesinden mezun olduktan sonra yine İTÜ’ de İşletme Yüksek Lisansı yaptım. 1999 yılından itibaren gıda, kozmetik ve deterjan üretimi yapan yerli, yabancı birçok şirkette pazarlama müdürlüğü yaptım. Evimizde kullandığımız ürünlerin üretim süreçlerini gördüm. Ailemi glikoz şurubu, mısır nişastası içeren gıdaların, kimyasal deterjanların zararlı, kanserojen etkilerinden korumak için yiyeceklerimi ve deterjanlarımı evimde kendim yaptım. İkinci bebeğim prematüre bir doğum olduğu için bazı sağlık sorunları yaşadı ve beraberinde iki hafta yoğun bakımda yattı. Bu süreçte prematüre bebeklerin kimyasallara, alerjenlere karşı çok daha hassas olduğunu gördüm. Hem kendi bebeğimi, hem diğer bebekleri ve çocukları korumak için bir marka yaratmaya karar verdim.”
İNGİLTERE’DE PAZAR DARALMIŞ
Şampuansız saç yıkama hareketinin yaygınlaşması, şampuan sektörünü de etkilemeye başlamış. Tüketici analisti şirketi Nielsen tarafından yapılan bir araştırmaya göre, İngiltere’de şampuan, saç kremi ve stil ürünlerinin satışları 2015 yılında 28 milyon dolar düşüş göstermiş. Bunda no-poo hareketi kadar, insanların evden çalışmasının, detoks yapmasının ve daha az insanın sigara içmesinin de etkili olduğu belirtiliyor.
Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/sampuan-mi-o-da-ne-40512158
Soguk sıkım yaglardan dogal icerikli sabun yapiyorum fakat turkiyenin daha kimyasallarin zararlarindan pek haberi yok
Merhaba, ben de son iki senedir saçlarımı karbonat ve sirke ile yıkıyorum tabi tamamen suyla yıkamaya alışamadım arada deniyorum. Evde de bütün kimyasalları attım, Arap sabunu, karbonat, boraks, çamaşır sodası gibi malzemeler ile kendi deterjanımı yapıyorum ve temizlikte de kullanıyorum. Sjögren denen bir romatizma hastalığım var. Onunla mücadelede öğrendim herşeyi. Beslenmemi ve bütün alışkanlıklarımı değiştirdim ve iyi hissediyorum 🙂
ben 55 yaşında 4 yıldır xxx bitkisel kozmetik temizlik gıa takviyeleri tekstil de çıkarmaya başlıyan firma ile çalışıyorum evimde çamaşır syu dahi yok çok şükür sağlık bulduk ağrı ksici bile içmiyorum düzenli gıda takviyelerinden kullanıyorum ..xxx’da sağlık var sizlerinde katılmanızı isterim
eline tükürüyorsun. saçına sürüyorsun. 10 dk bekliyorsun. şebeke değil, bir maşraba doğal/temiz ılık suyu elle hafif ovalayarak döküyorsun. havlu kullanmıyor, kendi halinde kurumaya bırakıyorsun.
(tükürük insandan su gibi aksaymış iyiymiş. olduğu kadar, olmadığı kader. ne yapalım.)
Zeytinyağlı doğal sabun saç ve vücut için en ideali…