PROSTAT KANSERİ AMELİYATLARI HAYATI UZATMIYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

20 seneye yakın süreyle takip edilen erken dönem prostat kanserli hastalarda ameliyatın ne prostat kanseri ne de diğer sebeplere bağlı ölümleri önlemediği bildirildi.

Cerrahi tedavi uygulanan hastalarda enfeksiyon, idrar kaçırma, sertleşme ve seksüel bozukluklar gibi komplikasyonların daha fazla olduğunu da gösteriyor.

Araştırma, cerrahi müdahalenin sadece yaşları genç olan ve orta-derecede riske sahip erkeklerde (PSA değerleri 10-20 arasında ve Gleason skoru 7 olan) mortaliteyi önleyebileceğini ortaya koyuyor.

Araştırma, lokalize prostat kanseri olan hastaların çoğunun herhangi bir cerrahi tedavi uygulanmadan takip edilmelerinin hastaları ameliyatın risklerinden koruduğunu ve hayatta kalma sürelerini de etkilemediğini, takipteki hastalara tümörde büyüme ve hastanın şikâyetleri olduğunda müdahale edilmesinin daha doğru olduğunu ortaya koyuyor.

New England Journal’ de yayınlanan ve kısa adı PIVOT olan araştırma, lokalize kanser teşhisi konan 731 erkeğin rastgele iki gruba ayrılarak bir gruba cerrahi tedavi uygulanması bir grubun ise takip edilmesi suretiyle gerçekleştirildi (1).

Prostat taramaları tavsiye edilmiyor

Yakın zamanlara kadar prostat kanserinin erken teşhisi için 40 yaşından itibaren bütün erkeklere senede bir kere PSA testi yaptırmalarını isteyen Amerikan Üroloji Derneği (AUA), bu tavsiyesinden vazgeçtiğini açıkladı.

Derneğin yeni kılavuzuna göre, 55 yaşın altında olan sağlıklı erkeklere artık her sene rutin olarak PSA yapılması istenmiyor; 55-69 yaş arasında olanlara ise testin risk ve faydalarının tam ve doğru olarak anlatılması şartıyla uygulanması tavsiye ediliyor.

PSA, beklenen hayat süreleri 10-15 seneden az olan 70 yaş ve üzerindekiler için de uygun bulunmuyor.

Bağımsız uzmanlardan oluşan ve hükümete tedavi kılavuzları sunan, kısa adı USPSTF olan Amerikan Koruyucu Hizmetler Çalışma Kolu sağlıklı erkeklere prostat kanseri için rutin olarak tarama yapılmaması tavsiyesinde bulunmuştu.

USPSTF, biyopsi ile teşhis edilen prostat kanserlerinin çoğunun yavaş ilerleyen ve teşhis edilmediğinde hastaya bir zararı olmayan tümörler olduğunu; PSA değerleri yüksek olan kişilerin yok yere kanser stresi yaşadıklarını, gereksiz hormon tedavisi, radyoterapi ve cerrahi müdahale gördüklerini ve bunların komplikasyonlarına maruz kaldıklarını iddia etmişti (2)

Gelelim neticeye

PSA taramaları ile teşhis edilen prostat kanserlerinin tümü hızla ilerleyen ve tedavi edilmediğinde hastayı hızla ölüme sürükleyen türden olsaydı, taramalar şüphesiz ki çok faydalı olurdu ama durum hiç de öyle değil.

Araştırmalar, 1000 erkeğin 10 sene üreyle taranmasıyla prostat kanserinden ancak 1 kişinin hayatının kurtulacağını gösteriyor.

Hangi prostat kanserlerinin hormon ilaçları, radyo terapi ve ameliyattan faydalanacaklarını bilmek mümkün olmadığı için de kanser teşhisi konan her hastaya ölüme kadar varan komplikasyonları olan tedaviler uygulanıyor.

Tıpkı mamografi taramalarında olduğu gibi PSA ile prostat kanseri taramalarının her erkeğe değil yüksek riske sahip olanlara yapılmasını benimsiyorum.

Taramaya, işlemin muhtemel fayda ve zararları tam ve doğru olarak anlatıldıktan sonra erkeklerin kendilerinin karar vermesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Kaynaklar:

1. http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa1615869?query=featured_home

2. http://ahmetrasimkucukusta.com/2013/05/09/yazilar/tip-yazilari/mamografi-ile-taramalar/artik-psa-taramalari-tavsiye-edilmiyor/

***

EK 1 (19.1.2023): Kan örneğinde kansere özgü kromozom yapılarını tespit eden yeni test ile prostat kanseri yüzde 94 doğrulukla belirlenebiliyormuş.

Aşırı teşhis ve tedavide (overdiagnosis/overtretment) için idela gibi görünüyor. 

Kaynak: https://www.mdpi.com/2072-6694/15/3/821

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: