İNSÜLİN’İN KEŞFİNİN 100.YILI
Okuyucularımdan Ahmet Mithat Can’ ın yazısı:
Bundan 100 yıl önce 1921 yılında tıp alanındaki en önemli keşiflerden biri yapıldı. İnsülinin keşfi, tıp tarihinin kilometre taşlarından biridir. Kanadalı tıp doktoru Frederick Grant Banting (1891 – 1941), insülinin keşfi nedeniyle 1923 Nobel Tıp Ödülü’nü kazandı.
Şeker hastalığının tarihi çok eski olmasına rağmen insülinin keşfinden önce etkili bir tedavisi yoktu.
İnsülinin keşfiyle, vücutları insülin üretemeyen hastalar uzun bir yaşam süresine kavuştular, sayısız yaşam kurtarıldı. Yüzyıllardır yapılan uğraşın sonucu başarıyla alındı ama şeker hastaları için henüz nokta konulmadı. Tahrip olmuş hücrelerin yeniden insülin üretmesi belki ileride noktayı koyacak.
Tabii ki yüksek kan şekerini düşürmek için dışarıdan ilaç olarak verilen insülin hormonunun organizmada yaptığı etkiler de ayrı bir konudur.
İnsülinin keşfiyle İNSÜLİN YOKLUĞU problemi çözüldü derken, bu sefer de hiç hesapta olmayan İNSÜLİN YÜKSEKLİĞİ problemi boy göstermeye başladı.
1950’li yıllardan itibaren; GDO’lu ürünler, sağlıksız karbonhidratlar, sağlıksız yağlar, tarım ilaçları, hazır paketlenmiş yiyecek ve içeceklerin hayatımıza girmeye başlamasıyla asırlardır devam eden beslenme düzeni değişmeye başladı. ADAM GİBİ BESLENME’den hızla uzaklaşıldı.
Şeker yüklü besinlerin tüketimi 20.yüzyılın sonuna kadar artarak devam etti ve 21.yüzyılın başlarında artık had safhaya ulaştı. Bunun sonucu olarak SAĞLIKLI İNSANLARIN da KAN ŞEKERİ ÇOK FAZLA YÜKSELMEYE başladı.
Oluşan YÜKSEK ŞEKER’in organlarımıza zarar vermesini önlemek üzere vücudumuz bu YÜKSEK ŞEKERİ düşürmek, dolaşımdan uzaklaştırmak için mecburen sürekli YÜKSEK İNSÜLİN salınımı yaparak savunmaya geçti.
YÜKSEK İNSÜLİN görevini yaparak YÜKSEK ŞEKERİ düşürdü ama KAN İNSÜLİN DÜZEYİ NORMALİN ÜSTÜNDE SÜRDÜĞÜ İÇİN; göbekli, kilolu, obez tipler yeni insan modeli oldu ve fark edemediğimiz sinsi, hiperinsülinemik hastalıklar ortaya çıkmaya başladı.
Bu hastalıkların altında yatan nedenin (yanlış beslenme) ortadan kaldırılması yerine ilaçla tedavi edilmeye çalışıldı.
İnsülinin YOKLUĞU kadar YÜKSEKLİĞİ’nin de ne denli tehlikeli olduğunu bazı hekimler dile getirmeye çalıştılar ama çok da seslerini duyuramadılar.
Ülkemizde İNSÜLİN YÜKSEKLİĞİNE dikkat çeken hekimlerin başında Prof.Dr.Ahmet AYDIN, Prof.Dr.Canan Efendigil KARATAY, Prof.Dr.Ahmet Rasim KÜÇÜKUSTA, Prof.Dr.Osman MÜFTÜOĞLU geliyor.
Özellikle Canan hoca insülin hormonu üzerinde çokça duruyor ve insülinin master hormon olduğunu belirterek şu önemli bilgileri veriyor :
“Yüksek insülinin sebep olduğu bütün bu hastalıklar, önlenebilir hastalıklardır ve ailenizde olsa bile genetik değildir.
Tıpta artık biz bu hastalıklara “İNSÜLİN YÜKSEKLİĞİ HASTALIKLARI” diyoruz.
İşte “İNSÜLİN YÜKSEKLİĞİ HASTALIKLARI”nın bazıları :
1. Tansiyon Yüksekliği
2. Kalp Krizi / Felç
3. Şeker Hastalığı
4. Kanserler
5. Alzheimer / Unutkanlık / Depresyon
6. Polikistik Over / Fibrokistik Meme
7. Artritler / Eklem ve kas Ağrıları / Fibromiyalji
Unlu mamüller, sağlıksız rafine karbonhidratlar, şekerli içecekler, trans yağ içeren yiyecekler, fazla meyve ve meyve suyu tüketimi, aşırı spor yapmak insülini yükseltiyor.
Gösterildi ki İNSÜLİN YÜKSELMEYE başladığı anda BÜTÜN ORGANİZMADA YAĞLANMA, BÜTÜN ENZİMLERDE ve HORMONLARDA BOZUKLUK başlamaktadır.
Kan İNSÜLİN DEĞERİNİZİ ne yapın edin ZIPLATMAYIN! Açlık kan insülini 5’in ÜZERİNE ÇIKMAYACAK!
5 IU/mL üstüne çıkmaya başlamışsa VÜCUDUNUZDA HORMONAL DENGE BOZULMAYA yüz tutmuş ve bizler farkında olmadan KRONİK İNFLAMASYON başlamış demektir.”
Evet Canan hocanın bu saptamalarını mutlaka dikkate almalı ve gereken önemi vermeliyiz.
YÜKSEK İNSÜLİN ve sebep olduğu İNFLAMASYON organizmamızı bir nevi MÜSİLAJ gibi tehdit ediyor. Bu müsilajdan hızla kurtulmalıyız. Bunun yolu da öncelikle ADAM GİBİ BESLENME’den geçiyor.
Yapılan araştırmalarda, Covid-19 vaka istatistiklerinde insülin yüksekliği hastalıkları olan kişilerin çokluğu dikkat çekiyor.
Aslında Covid-19 pandemisi yanında çok daha ürkütücü pandemiler var.
Örneğin; Diyabet pandemisi, kalp hastalıkları pandemisi, kanser pandemisi v.b.
Bütün bu virüslerden ve hastalıklardan korunmamız için reçetemiz hazır, çözüm var, çaresiz değiliz.
Prof.Karatay’ın dediği şekilde; bu virüslere ve hastalıklara, GÜÇLÜ BİR BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE SAHİP OLARAK karşı koyabiliriz. YÜKSEK ŞEKER ve YÜKSEK İNSÜLİN HORMONUNUN bağışıklık sistemini zayıflattığı, çökerttiği gözönüne alınarak sebep olan İNSÜLİNİ ZIPLATMAMALIYIZ.
Artık geçmişten ders alarak önümüze bakmalıyız.
Önümüzdeki yılların SAĞLIK SORUNLARIYLA BAŞEDEBİLME MÜCADELESİNDE birinci sıraya İNSÜLİN YÜKSEKLİĞİ’ni ENGELLEMEYİ koymalıyız.
Sağlıklı yaşam için engellememiz gereken diğer maddelerimiz ise kaygı durumu, stres yükü, sigara/alkol alışkanlığı, D vitamini düşüklüğü, temiz hava/temiz su eksikliği, pestisit kalıntısı içeren yiyeceklerdir.
Bütün bunların ayrıntılarını ve uygulamanın nasıl olduğunu öğrenmek için Prof.Canan Karatay’ın kitaplarına başvurmak doğru bir kaynak ve yol gösterici olacaktır. Ki o kitaplar dünyaca ünlü Harvard Üniversitesi Kütüphanesi’ne kabul edilmiştir.
İnsülin, insülin, insülin
Varlığı bir dert, yokluğu yara.