GECE TUVALETE KALKMAK KALP YETERSİZLİĞİNİN ERKEN BİR İŞARETİ OLABİLİR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Gece 2 defadan fazla tuvalete çıkma (noktüri) yaşlanma, prostat büyümesi, diyabet, uyku apnesi, aşırı sıvı içilmesi, idrar söktürücü ilaçlar, mesane hastalıklarıyla bağlantılı olabileceği gibi kalp yetersizliğinin çok erken bir belirtisi olması da mümkündür.

Bu belirti, göğüs ağrısı veya nefes darlığı gibi klasik kalp yetersizliği belirtilerinden yıllar önce ortaya çıkabiliyor.

Noktüri, uyku kalitesini bozar, ertesi gün yorgunluk ve konsantrasyon kaybına yol açar.

Kalp yetersizliğinde kalp, kanı etkili pompalayamaz. Gündüz ayakta dururken vücutta sıvı birikir (özellikle bacaklarda). Gece yatınca bu sıvı dolaşıma katılır, böbrekler daha fazla çalışır ve idrar üretimi artar.

Bu, kalp hastalığının henüz ödem (şişlik) oluşmadan önceki aşamada verdiği bir işarettir.

27 yıl boyunca bir grup yetişkinin takip edildiği çalışmada, gecede iki veya daha fazla idrara çıkmanın herhangi bir sebebe bağlı ölüm riskini ve özellikle kalp hastalığı riskini en az yüzde 50 oranında artırdığı bulundu.

Gece idrara çıkma, 60 yaşın altındaki erkeklerde artmış koroner kalp hastalığı riskinin bir göstergesi olarak tanımlanmıştır (1). 

En dikkat çekici olanı, koroner kalp hastalığı hastalarının yaklaşık yüzde 75’inin, göğüs ağrısı veya nefes darlığı gibi kalp ile ilgili herhangi bir semptom ortaya çıkmadan yaklaşık beş yıl önce gece idrara çıkma sorunu geliştirmesidir.

Gece idrara çıkma ne kadar erken başlarsa, kalp semptomları da o kadar erken ortaya çıkma eğilimindedir (2) 

Kalp-mesane bağlantısı

Gece idrara çıkmanın kardiyo-vasküler sağlıkla bağlantılı olduğu birkaç önemli mekanizma vardır.

Bunlardan biri, uyku üzerindeki etkisidir. Sık sık uyanmak, derin uykuyu ve vücudun doğal sirkadiyen ritmini bozar.

Uyku bölünmesi, nöro-immün yollar aracılığıyla enflamasyonu tetikleyebilir, plak birikimine katkıda bulunabilir ve kardiyo-vasküler hastalık riskini artırabilir.

Öte yandan, kardiyo-vasküler hastalığı olan kişilerde sıklıkla ateroskleroz (arterlerde plak birikimi) görülür ve bu durum vücudun birçok bölümünü etkileyebilir. Pelvik kan damarlarında plak biriktiğinde, mesaneye giden kan akışı azalabilir.

Kalp hastalığı olan kişilerde ise uyku apnesi hem oksidatif strese hem de gece idrar üretimine yol açabilir.

Bir diğer muhtemel bağlantı ise diyabettir.

Diyabetli kişiler genellikle sıvı dengesi yoluyla kan basıncını düzenlemekte zorlanırlar. Artan susuzluk ve glikoz kaybına bağlı olarak idrarın yüksek ozmolaritesi (çözünmüş parçacıkların konsantrasyonu) sık gece idrara çıkmaya daha da katkıda bulunur.

Neler yapılabilir?

Eğer gece idrara çıkma kalp hastalığıyla ilişkiliyse, altta yatan kalp rahatsızlığını teşhis ve tedavi etmek ilk adım olacaktır. Ek olarak, sıvı tutulmasını önlemek için bazı hayat tarzı değişiklikleri de gereklidir.

Yatmadan dört saat önce sıvı alımını azaltmak, hatta kesmek ve temel uyku alışkanlıklarına uymak iyi bir başlangıç ​​noktasıdır.

En etkili hayat tarzı değişiklikleri egzersiz yapmak, şeker tüketimini azaltmak ve yatmadan önce içecek alımını sınırlamaktır.

Pelvik taban fizyoterapisi de faydalı olabilir.

Noktüri sorunu yaşayan kişiler genellikle ya zayıf pelvik taban kaslarına ya da aşırı gergin kaslara sahiptir. Aşırı gergin kaslar kısmen kasılı kalır ve sert veya rahatsız edici bir his verebilir, bu da kan akışını etkileyebilir.

Zayıflık veya gerginlik tedavi edildikten sonra, pelvik taban, üretra ve hatta mesane daha normal şekilde çalışmaya başlayabilir.

Düşük yoğunluklu şok dalga tedavisi (bir tür pelvik taban tedavisi), doku onarımına ve kan akışının iyileştirilmesine yardımcı olur.

Pelvik taban terapisi ayrıca kalça stabilizasyon, karın kası ve esneklik egzersizlerini de ihtiva edebilir.

Gelelim neticeye

Gece idrara çıkma bir hastalık değil, bir semptom olduğu için, ilaçlar veya diğer tıbbi durumlar da dahil olmak üzere altta yatan sebebi belirlemek çok önemlidir.

Sebebi bulmak, kardiyo-vasküler değerlendirme, uyku çalışmaları veya ürolojik muayene de dahil olmak üzere kapsamlı bir tıbbi değerlendirme gerekebilir.

Kaynaklar:

1. https://bjui-journals.onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1111/j.1464-410X.2011.10806.x

2. https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1166708722001622

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: