CPAP TEDAVİSİ KALP-DAMAR HASTALIKLARI RİSKLERİNİ VE ÖLÜMLERİ ÖNLEMİYOR

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

Dikkat: Yazının sonunda ek var!

***

Kalp-damar hastalığı ve obstrüktif tipte uyku apnesi olanlarda üç sene geceleri CPAP (sürekli pozitif havayolları basıncı) uygulanmasının kardiyo-vasküler riskleri azaltmadığı tespit edildi.

Kısa adı SAVE (Sleep Apnea Cardiovascular Endpoints) olan çalışma 7 ülkede 89 klinikte orta-ağır uyku apnesi olan toplam 2717 hasta üzerinde yürütüldü ve New England Journal of Medicine’ da yayınlandı (1).

Koroner damar veya beyin damarı hastalığı olan katılımcılar iki gruba ayrıldı, bir gruba standart tedavi bir gruba ise standart tedaviye ilaveten CPAP uygulandı.

Standart tedavi kılavuzlara göre kardiyo-vasküler risk yönetimi, sağlıklı uyuma tavsiyeleri ve hayat tarzı değişikliklerini ihtiva ediyordu.

CPAP grubundaki hastaların geceleri dört saat CPAP’ a uyumlarının iyi olduğu, uyku apnesinin ağırlığını gösteren ortalama apne-hipopne endeksinin (AHI) saatte 29’ dan 3.7’ ye indiği belirlendi (bu uyku apnesinin gayet iyi kontrol altına alındığını gösteriyor).

Ortalama 3.7 senelik takip sonunda CPAP grubunda yer alanlarla sadece standart tedavi uygulanan gruplarda yer alanlar arasında kardiyo-vasküler riskler (kalp hastalıklarından ölüm, kalp krizi veya inme, kalp yetersizliği için hastaneye yatma, akut koroner sendrom, geçici iskemik atak) bakımından bir fark olmadığı belirlendi.

Spesifik olarak CPAP grubundakilerin yüzde 17’ si standart tedavi grubundakilerin yüzde 15.4’ ü ciddi bir kardiyo-vasküler olayla karşılaşmıştı.

Buna karşılık CPAP’ ın uyuklama, horlama, sağlıkla ilgili hayat kalitesi, depresif belirtiler ve işe devam bakımından faydalı olduğu anlaşıldı.

CPAP işe yaramıyor mu?

Daha önce uyku apnesi ile özellikle inme gibi kardiyo-vasküler olaylar arasında ilişki olduğu, CPAP tedavisinin kan basıncını düşürdüğünü, endotel fonksiyonları ve insülin direncini düzelttiği gösterilmişti.

Kardiyo-vasküler sebeplere bağlı komplikasyon ve ölümlerin CPAP uygulananlarda daha az olduğunu gösteren gözleme dayalı araştırmalar da var.

Kardiyo-vasküler hastalığı olmayan uyku apneli 725 ve yeni revaskülarizasyon yapılmış 224 uyku apneli hastada gerçekleştirilen iki randomize çalışmada CPAP uygulanan gruplarda muhtelif kardiyo-vasküler sonlanımlarda sadece standart tedavi alanlara göre bir fark bulunmamıştı (2, 3).

Bununla beraber bu çalışmalarda CPAP’ ın gece 4 saatten uzun süre uygulandığı hastalardaki sonlanımların hiç CPAPA yapılmayan veya 4 saatten az yapılanlara oranla daha iyi olduğu görülmüştü.

İskemik inme geçiren 140 hastada gerçekleştirilen randomize bir çalışmada ise CPAP’ ın nörolojik düzelmeyi hızlandırdığı ve kardiyo-vasküler olayların ortaya çıkmasını geciktirdiği ama hayat kalitesini artırmadığı ve yaşama süresine etkisini olmadığı görüldü (4).

Gelelim neticeye

Bu önemli araştırma CPAP’ ın hayat kalitesini artırmakla beraber kalp-damar komplikasyonlarını önlemediğini gösteriyor.

Oysa CPAP tam da bu komplikasyonları önlemek amacıyla uygulanıyordu.

Gerçi araştırmacılar kardiyo-vasküler risklerin azalmamasını CPAP süresinin kısalığına bağlıyorlar ve daha uzun uygulamaların daha iyi sonlanımlar elde dilebileceğini ileri sürüyorlar ama sonuçlar gerçekten çok şaşırtıcı.

Buyurun, hep beraber “Haydaaaaa” diyelim.

Kaynaklar:

1. http://www.nejm.org/doi/full/10.1056/NEJMoa1606599?query=OF#t=articleTop

2. http://jama.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=1167316

3. http://www.atsjournals.org/doi/abs/10.1164/rccm.201601-0088OC?journalCode=ajrccm

4. http://erj.ersjournals.com/content/37/5/1128

***

EK 1 (18.2.2024): CPAP çok fazla satılıyor ve bekleneni veremiyor.

CPAP, uykuda solunum sıkıntısı ve bozukları yaşayan kişilerde, üst solunum yollarının açık kalmasını sağlayan, uyku ve solunum konforunu sağlamaya çalışan bir tedavi yöntemidir. Elbette bundan fayda gören hastalar da var ama bunlar da tıpkı ilaçlar gibi lüzumsuz yere kullanılabiliyor, işe yaramadığı gibi zararlı bile olabiliyor. Meraklıları için güzel bir derleme.

Kaynak: https://www.medscape.com/viewarticle/999441

***

Siz de yorumunuzu paylaşın: