MİSAFİR YAZAR

kasa fişi

KARA KUTU!..

İlaç, mucizevi etkiye sahip bir “ödem giderici” olarak piyasaya sürülmüştü. Aynı amaçla tüketilen diğerlerinden en önemli farkı, mideye dokunmamasıydı. Kanama yapmadığı için, ülserli hastalar bile rahatlıkla kullanabiliyorlardı. Benzerlerine oranla çok pahalı olmasına rağmen, bu nedenle kapış kapış gidiyordu.

» Yazının devamını okumak için tıklayın
kasa fişi

TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ’NİN TOPLUM SAĞLIĞINDA SAVRULDUĞU YER!

Prof. Dr. Gülümser Heper’ in yazısı: Atasözleri, bir toplumun binlerce yıllık yaşanmışlıklarından damıtılmış sözlerdir. Bazı durumlarda yüzlerce sayfa yazmak yerine tek cümlede nokta atışı yaparak, durum tespiti yaparlar. En beğendiğim sözlerden birisi şudur: “Bizim gelin bizden kaçar; başını örter, kıçını açar”. Söylemek istediği şey kısaca şudur: Ortada bir gelin vardır ve bu gelin bize aittir; […]

» Yazının devamını okumak için tıklayın
kasa fişi

GENEL KABULLERİ YIKMAK

Sözcü’ de Soner Yalçın’ ın bu yazısını okurken kendimi adeta kendi yazılarımı, kitaplarımı okuyor sandım. Bir taraftan bir gazeteci ile aynı fikirleri paylaşmaktan büyük mutluluk duyarken, bir taraftan da bizim gibi düşünen “doktorların” sayısının neredeyse bir elin parmakları kadar olması insana azap veriyor. Ben de senelerden beri modern tıbbın bu endüstri tahakkümünden, bu yozlaşmadan, bu […]

» Yazının devamını okumak için tıklayın
kasa fişi

YERLİ VE MİLLİ AŞI

Bazı ilaç ve aşılar “stratejik ürün“dür ve bunların mutlaka yerli ve millî olması şarttır. Yoksa hiç olmadık bir zamanda ilaçsız ve aşısız “cascavlak” ortada kalabiliriz. Domuz gribi salgınında yapılan tüm “domuzlukları” “Bu işe Bir domuzluk var” isimli kitabımda bulabilirsiniz.     *** Sözcü’ de Yılmaz Özdil‘ in yazısı: 2009 yılıydı. Domuz gribi salgını vardı. Sağlık bakanı […]

» Yazının devamını okumak için tıklayın
kasa fişi

YALANIN SALTANATI ÇATIRDIYOR

Sözcü’ de Soner Yalçın‘ ın yazısı:  Konuyu bambaşka yere bağlayacağım… Önce bazı bilgiler vermeliyim: Rudolf Virchow (1821-1902)… “Patolojinin babası” Alman doktor. Ona göre, hastalık biyolojik etmenlerden çok, ortaya çıktığı tarihsel ve maddi koşulların ürünüydü… Ona göre, hastalık, yabancı bir organizmanın istilasından değil, hücrelerin içindeki düzenin bozulmasından kaynaklanıyordu… Ona göre, hastalık üreten koşullarla mücadele etmek için, hastaları bedenleri, psikolojileri, toplumsal ve fiziksel çevreleriyle […]

» Yazının devamını okumak için tıklayın