Tıp ile tıp endüstrisi arasındaki ticari münasebetler sıfırlanmalıdır, diye senelerdir yazar, çizer, söylerim. Ben çalar, ben dinlerim. Tıp endüstrisi daha talebe iken doktorları ağına düşürmeye başlıyor. Masum sanılan küçük hediyeler giderek birkaç bin dolarlık paketlere dönüşüyor.

USA’ da ağrı kesiciler gibi bazı ilaçlar reçetesiz olarak marketlerde satılabiliyor. Bir psikiyatri profesörü antidepresan ilaçların da bu gruba dahil edilmesini istiyor. Statin haplarının şehir şebeke suyuna katılmasını teklif edenlerden sonra antidepresanların marketlerde satılmasını tavsiye etmek hakikaten akıl dışı bir şey.

Teksas Başsavcısı Ken Paxton Pfizer’ e karşı Kovid-19 aşısının etkinliğini yanlış beyan ettiği suçlamasıyla dava açtı. Teksas Başsavcısı’ nı tebrik ediyorum ve dünyanın diğer ülkelerindeki savcıları da halkın sağlığı ve menfaatini savunmaya davet ediyorum.

Doç. Dr. Ferhat Arslan’ ın görüşlerine ben de katılıyorum ve bunları senelerdir dile de getiriyorum. Özel hastanelere adam gibi çalışmaları, para için olur olmaz işlemler yapmamaları kaydıyla bir itirazım yok. Bunlar teşvik de edilebilir ama kamu hastaneleri savunma ve milli güvenlik kadar önemlidir.

İzmir’deki bir otelde Türkiye Diyabet Derneği tarafından 7. Diyabet ve Eşlik Eden Hastalıklar Tedavisi Kongresi düzenlenmiş. İzmir’ de bilim adamlarının toplanacağı, kongre yapacağı bir yer yok mudur? Benim bildiğim oteller o şehirde yatacak yerleri olmayanların kaldıkları yerlerdir. Otelde kongre olmaz, ayıptır.