Birçok ilaç ve aşı için “parlatma kampanyaları” yapılıyor. Mesela, etkinliği birkaç ay sonra “sıfırlanan” grip aşıları, foyası ortaya çıkan kolesterol hapları hâlâ mucizeymiş gibi sunuluyor. Bir taraftan “vatandaş korkutulmaya”, bir taraftan doğruları anlatan “bilim adamları sindirilmeye” çalışılıyor ama yağma yok, gerçekler ortada!

İlaç firmalarının, doktorlara promosyon dağıtarak reçete yazmalarını önlemek amacıyla bakanlık bir genelge yayınladı. Genelgeyle, ilaç mümessillerinin hastanelerdeki çalışmalarına sınırlama getirildi. Mümessiller, artık mesai saatlerinde hastanelere giremeyecekler.

USA’ da doktorların ilaç endüstrisinden aldıkları hediye, nakit para, yemek seyahat vb için yapılan tüm harcamalara “online” ulaşılabiliyor. Bizim için de böyle bir kanun şart. İlaç ve aşılara methiyeler düzenlerin endüstriden tamamen kanunlara uygun olarak elde ettikleri çıkarları bilmek istiyoruz. İlgilileri göreve davet ediyorum.

Kavundan, kirazdan, filimden, tiyatrodan sonra nur gibi bir festivalimiz daha oldu: Grip festivali. Nasıl olduysa dünyanın en büyük grip aşısı üreticisi Sanofi Pasteur’ ün aklına altmış sene sonra çalışanlarını bir festival kapsamında aşılamak gelmiş. Hastalıkların, ilaçların aşıların festivali olmaz. Sağlık Bakanlığı uyuyor mu?

Hürriyet gazetesinde Yalçın Bayer’ in köşesinde bir eczacı SGK’ nın “ilaçta taban fiyat politikasını” eleştiriyor. Elbette eleştirebilir ama yazıda “vatandaşın sağlığı önemseniyor görünerek aslında pahalı ilaçlar savunuluyor”. İlaçta taban fiyat uygulaması gayet yerindedir ve “SGK’ nın kendini dolayısıyla da vatandaşı koruması” için de şart olan bir uygulamadır.