CDC, daha önce “etkilidir, mutlaka tercih edilmelidir”; daha sonra “etkisizdir ama yapılmaya devam edilmelidir”; daha daha sonra “etkisizdir-yapılmaması doğrudur” dediği grip aşısı için şimdi de “yapılabilir” diyerek bilim dünyasının başını döndürüyor. CDC’ nin abuk subuk kararları toplumda etkili aşılara karşı da güvensizlik yaratıyor. CDC’ nin, kripto aşı karşıtı bir örgüt olduğunu düşünüyorum.

Suni tatlandırıcı sukralozun bilinenin aksine hem metabolize olduğu hem de yağlı dokularda biriktiği bildirildi. Sukralozun kanserojen olduğu, diyabet riskini artırdığı, dost bağırsak bakterilerini azalttığı, migreni tetiklediğini gösteren araştırmalar da var. İnsan vücudunun tanımadığı kimyasalların güvenli olduğunu ispatlamak hiç de kolay değildir, doğrusu bunlardan külliyen uzak durmaktır.

Modern beslenme biliminin “tu kaka” ettiği besinler bir bir aklanıyor. Yumurta, tereyağı, yoğurttan sonra kırmızı etin de masum olması bir tarafa kalp krizi, felç ve bunlara bağlı erken ölümleri önlediği bildirildi. Dünyanın sağlıklı beslenmesinin tek yolu modern tıbbın beslenme tavsiyelerinin dikkate alınmaması, gülünüp geçilmesidir.

Üç yeni araştırmada aspirin ve balık yağı haplarının kalp-damar hastalıkları riskleri ve bunlara bağlı ölümleri önlemediği ortaya çıktı. Her zaman söylüyorum, hiçbir ilaç hiçbir besin desteği adam gibi beslenmenin yerini tutamaz. Balık yağı hapı yerine balık yiyin, oltaya gelmeyin.

Gencecik tıp fakültesi öğrencileri bile kolesterolün kalp hastalıklarının sebebi olmadığını anlamışlar. Darısı, anlamayan, anlamaktan aciz olan, anlamamazlıktan gelen veya anlamak istemeyen doktor büyüklerinin, hocalarının başına!