Her sene yüzlerce insanımız damdan düşme yüzünden yaralanır, bir yerini kırar ve hatta hayatını kaybeder. Dünyanın hiçbir ülkesinde bizdeki kadar çok damdan düşen ve bu sebeple de sakat kalan veya ölen insan olduğunu sanmıyorum. Dilinde ‘Bana damdan düşen birini bulun’ diye bir deyim olan tek ülke de herhalde Türkiye’ dir.

Babaların eşlerinin hamile kalmalarından önce sigara içmiş olmasının bile çocuklarında astım riskini artırdığı tespit edildi. Baba 15 yaşından önce ve ne kadar uzun süre içmişse, çocuğunun astım ihtimali de o kadar fazla bulundu. Çocuk sahibi olmayı düşünen anne ve baba adaylarına önemle duyurulur.

Yeni bir araştırmada nefesin sıcaklığının ölçülmesiyle akciğer kanserinin hastaya hiçbir sıkıntı vermeden erken dönemde teşhis edilebileceği bildirildi. Nefes kokusundan kanser teşhisinin elbette bir mantığı var ve üzerinde çalışılması anlamlıdır ama nefes sıcaklığından kanser teşhisi bence tamamen bir “İtalyan fantezisi” dir.

Bir öğretim üyesi “Hastaların artık ilaçları daha fazla sorguladıklarını” söylüyor yani hastaların kendilerine neden ilaç verildiği, ilaç almalarının şart mı olduğu, ilacın ne gibi fayda ve riskleri olduğu konularında hekimlerine sorular sorduklarını ve hatta tartıştıklarını bildiriyor. Aslında olması gereken de budur.

Kolesterol haplarının kalp cerrahisi sonrası gelişen atrial fibrilasyonu önlemediği belirlendi. Statinler son senelerde anti-enflamatuar etkileriyle pompalanıyor. Evet, statinlerin kâğıt üzerinde bu tür etkileri olabilir ama bu hastaların hiçbir işine yaramadıktan sonra “kime ne anti-enflamatuar etkiden”. Statin yutmak mı hapı yutmak mı, işte bütün mesele!