ABD Sağlık Bakanı Kennedy’ nin tüm yeni aşıların, piyasaya sunulmadan önce plasebo kontrollü klinik deneylerinden geçirilmesini zorunlu hâle getireceğini açıklaması bilim dünyasını ayağa kaldırdı. Oysa bu zaten olması gerek bir uygulamadır; çünkü bir ilacın veya aşının etkinlik ve emniyeti ancak bu şekilde belirlenebilir.

Aşı yerli ve milli olmalı, devlet tarafından veya onun kontrolünde üretilmelidir. Aşı uygulamaları, tıp endüstrisi ile hiçbir münasebeti olmayan bilim adamlarının olduğu kurulların denetiminde olmalıdır. Aşıların emniyet ve etkinlikleri, hakemli tıp dergilerinde yayınlanan araştırmalara dayanmalıdır.

ABD’ nin müstakbel Sağlık Bakanı Robert F Kennedy Jr. aşılar hakkındaki düşüncelerini açıkladığı muhteşem sunumda, sözlerinin çarpıtıldığını, aşıların prospektüsünde yazan yan etkileri dile getirdiği için aşı karşıtı ilan edildiğini, aşı üreticilerinin ürünlerinden yasal olarak sorumlu olması gerektiğini söylüyor.

CHP milletvekili halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Kayıhan Pala “Aşı candır, ” diyor. “Aşılar şirketler için de senin için de can olabilir ama şunu bil ki vatandaşın canı patlıcan değildir. Her aşının etkinliği, emniyeti, endikasyonları, maliyet etkinliği kısaca her şeyleri farklıdır. Nasıl bütün aşıları aynı torbaya koyarsın?

Son senelerde Modern Tıbbın en önemli buluşlarından biri de yeni çıkan bir ilaç veya aşının asıl etkinliği yanında şeytan dâhil kimsenin hayâlinden bile geçmeyen başka bir takım çok ilgisiz faydaları olduğunun ileri sürülmesi. Buna en yeni örnek yeni zona aşısının demans riskini azaltıyor olması.