Bağışıklık sistemleri çok güçlü olan, kronik hastalıkların nerdeyse hiç görülmediği 12 yaşından küçük çocukların varyantların bulaşmasında baş rolde olabilecekleri bildirildi. Varyantların oluşumu ve bulaşmasında “bağışıklığı baskılanmış” olanlar daha mühimdir. Çocuklarda genetik sürveyans devam etmeli elbette; bakalım neler göreceğiz?

Bazı çocuklarda görülen ve kısaca PIMS-TS adıyla bilinen pediatrik multisistem enflamatuar sendromuna ait belirtilerin 6 ay sonunda önemli ölçüde düzeldiği ve hiçbir hastanın kaybedilmediği bildirildi. PIMS-TS’ nin bağışıklık sisteminin virüse karşı gösterdiği geç bir reaksiyon sonucu geliştiği düşünülüyor. Allah bütün çocukları korusun.

Aşılamaya karalama ve rüşvet de karıştı. Halk sağlığının en önemli unsurlarından olan aşılar, tek amacı kâr etmek olan dev şirketlere teslim edilirse olacağı budur. Aşıların patenti olmayacağını, bunların hava gibi, su gibi tüm insanlığın ortak malı olduğunu herkesin bilmesi gerekir. Bu gidişte mafya da aşı işine girerse şaşırmam. Yazık, çok yazık!

Metabolizma ve hayat sempozyumunda, metabolizma ve bağışıklığı bozan etkenlerin adının geçmemesine şaşırdım. “Aşırı işlenmiş gıdalar”, “endüstrinin kronik hastalık pandemisindeki rolü”, “sağlıklı yiyecek ve içecekler” de özel olarak ele alınmalıydı. KOVİD’i konuşurken “koronavirüsleri” unutmak gibi olmuş!

KOVİD geçirenlerde kemik iliğinde oluşan virüse spesifik plazma hücreleri sayesinde uzun ömürlü ve güçlü bir bağışıklık oluştuğu gösterildi. Böylece, KOVİD geçirenlerde bağışıklığın birkaç ayda zayıfladığı ve bunların da bir süre sonra aşılanmaları gerektiği iddiası çürütülmüş oldu. KOVİD geçirenler, keyiflerine baksınlar.