El kavrama gücündeki (grip strength) azalmanın kalp krizi, felç ve kalp-damar hastalıklarından ölüm riskini belirleyebileceği bildirildi. Kavrama gücü ile ölüm ve hastalık risklerinin belirlenmesi elbette önemli ama bence asıl yapılması gereken şey kas gücünü artırmanın bu riski ne ölçüde değiştirebileceği ve bunun nasıl yapılabileceğidir.

Ohio State Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada, tabii olarak sarışın kadınların kahve, kızıl ve siyah renkli olanlara göre aptal değil bilakis daha zeki bile olabilecekleri ortaya çıktı. Tüm dünyada dillerinde yer alan “aptal sarışın” tabiri “siyah saçlı çirkin bir kadın” tarafından çıkarılmış olabilir mi ya da bu araştırma sarışın kadınlar tarafından fonlanmış olabilir mi, ne dersiniz?

8 haftalık sıkı bir diyetin tip 2 diyabeti tamamen ortadan kaldırabileceği gösterildi. Kan şekerinin diyet bittikten 6 ay sonra da normal olması hastalığın tamamen iyileşmiş olduğu manasına geliyor. Araştırma, diyabeti ömür boyu ilaç kullanmayı gerektiren ve asla geçmeyen hastalık olarak gören modern tıbbın bir kere daha çuvalladığını ispat ediyor.

Kışın güneş ışınlarının daha az olmasıyla ilişkilendirilen ve halk arasında “mevsimsel depresyon” adıyla bilinen hastalığın bir şehir efsanesi olduğu açıklandı. Depresyon ve ruhsal hastalıkların çeşitlendirilmesi; üzüntü, sevinç, öfke gibi hayatın “cilvelerinin” tedavi edilmesi gereken hastalıklar haline dönüştürülmesi ilaç endüstrisinin ve adamlarının işi. Allah’ım sen aklımıza mukayyet ol.

Sağlıklı bir kalbe sahip olmak için sigara içmeme, normal kiloda olma, fiziki aktivite, doğru beslenme gibi unsurları yerine getirenlerin beyin fonksiyonlarının da iyi olduğu belirlendi. Ne manasız bir araştırma! Bunun tersi bir sonuç çıkmış olsaydı sigara için, abur cubur yiyin, yerinizden kıpırdamayın, tansiyonunuzu, şekerinizi, kolesterolünüzü yükseltin mi diyeceklerdi?