Mangalda veya tavada pişirilen yanmış et yiyenlerde böbrek kanseri riskinin arttığı belirlendi. Bu araştırma “adam gibi beslenmenin” önemini bir kere daha gözler önüne seriyor. Etin kaynağı hayvan sağlıklı olmalıdır, et makul miktarda yenmeli, eti mangalda veya tavada yakmaktan kaçınmalıdır. Genetik faktörleri de unutmamak lâzım.

Adam gibi beslenmenin romatoit artrit riskini de azaltabileceği bildirildi. Doğuştan gelen hastalıklar dışında neredeyse tüm hastalıkların kökeninde beslenme hataları yatıyor. Hastalıkları önlemek için ayrı ayrı diyetlere gerek yok, adam gibi beslendiğiniz zaman sağlığınız yerinde olur, hastalıklardan uzak kalır ve Allah’ ın takdir ettiği ömrü “adam gibi” yaşarsınız.

D vitaminin kalın bağırsak kanserini önlemediği belirlendi. Zaten kanserleri tek bir vitamin, mineral veya antioksidanla önlemeye çalışmak akıl ve mantık dışıdır. Kanseri önlemek bir “ekip işidir”. Kafayı vitamine, minerale, antioksidana, balık yağına,  ona buna şuna takmayın. Adam gibi beslenmeye bakın, vitamin mafyasının oyununa gelmeyin.

Ev yemekleri yiyenlerde tip 2 diyabet hazır gıda tüketen veya restoranlarda yiyenlere göre daha az görülüyor. Dışarıda yemenin kolaylığı var kabul ama ev yemeğinin yerini para kazanmak için üretilen hazır gıdaların ve restoranların tutması da imkânsız. Ailelerinin sağlığını düşünen annelere büyük mesuliyet düşüyor, anneler doğru mutfağa!

Baklava görünce içiniz gidiyorsa, börek denince ağzınız sulanıyorsa, çikolatalı pastaya dayanamıyorsanız, hiç üzülmeyin. Zira kabahat sizde değil genlerinizde. Yeni bir araştırma, insanların yağlı ve şekerli besinlere şiddetli arzu duymasının genetik özelliklerden kaynaklandığını gösteriyor. Anne ve babanızı değiştiremeyeceğinize göre kadere boyun eğmekten başka çare yok.