“Bana kalsa, tıpkı vahşi hayvanlara yapıldığı gibi uzaktan atılan iğnelerle aşılanmalarını sağlardım” diyen Yüksel Aytuğ, aşı hakkında bazı tereddüdleri olan insanları aşıdan tamamen uzaklaştırmak maksadında ise sözleri isabetlidir. Buna benzer “Aşı olmayanlar vatan hainidir”, “Aşı olmayanlar devlet dairlerine giremesin” gibi sözler aslında “kripto aşı karşıtlarının” taktiğidir.

“İki doz Sinovac’ dan sonra bir doz BioNTech” yapılarak bir araştırma yürütüldüğü ve dördüncü doz aşının da yolda olduğu ortaya çıktı. Bakanlığın bir araştırma yapıldığını açıkça söylemesi iyi olurdu. Bu durumda 3. doz aşının, koruyuculuk ve emniyetinin bilinmediğini anlamış oluyoruz. Durun bakalım, daha neler görecek, neler duyacağız.

Yeni bir araştırmada “maskelerin çocuklarda solunan havadaki karbondioksit miktarını kat be kat arttırdığı” bildirildi. Başka bir araştırma da çocukların %68′ inin maskeleri kullanırken sorun yaşadığını gösteriyor. Bilhassa da küçük çocuklarda maske kullanımı kararlarının üzerinde dikkatle düşünülmesi gerekiyor.

Üçüncü doz aşılar için “Bence bilimsel açıdan son derece sakıncalı olan bir durum bu” diyen Prof. Dr. Murat Akova ile aynı kanaatteyim. Bu düşüncemi “KOVİD geçirenlerin aşılanmasına ve üçüncü doz aşıya gerek yok” ve “50 yaş üstü vatandaşlarla sağlık çalışanları için üçüncü doz aşı” başlıklı makalelerimde yazmıştım. Hatta 3 de yetmez 5 tane demiştim!

Et düşmanlığı aldı başını gidiyor ve binlerce senedir afiyetle yediğimiz etler karalanıyor, bitki bazlı etler parlatılıyor. Oysa bunlar da aşırı işlenmiş gıdalardan başka bir şey değil. Protein izolatları, emülgatörler, bağlayıcılar ve diğer katkı maddeleri dâhil olmak üzere birçok kimyasallar ihtiva ederler, endüstriyel işleme yöntemleri kullanılarak yapılırlar.