AH AHMET RASİM KÜÇÜKUSTA HOCAM AH!
Psikiyatri dünyamızın ağır toplarından Prof. Dr. Kerem Doksat’ tan aldığım e-mektubu aynen yayınlıyorum:
http://www.keremdoksat.com/2011/06/20/ah-ahmet-rasim-kucukusta-hocam-ah/
Medyada çok tutulan, sürekli olarak ilâç firmalarının oyunlarının ve tıbbî şarlatanlıkların sergilenmesini kendinde vazife olarak gören Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta kalkıp öyle bir makale döşendi ki, bir çuval inciri berbat etti!
Kendini o hâllere düşürdü ki, Habertrük’ün her şeyi bilen hanımefendi sunucudan da fırçayı yedi, karşılığında kem küm edip kaldı!
Makalesini http://www.ahmetrasimkucukusta.com/2011/06/16/yazilar/elestirel-yazilar/doktorlar/ben-bir-bilim-travestisiyim/ mekânından (tashih de ederek) iktibas ediyorum:
***
BEN BİR BİLİM TRAVESTİSİYİM
Son senelerde “bilim adamı” yerine kulakları tırmalayan, son derecede kötü “bilim insanı” ve “bilim kadını” terimleri icat edildi.
Mes’ele kadınların başının altından çıkıyor olmalı. Çünkü çevremden biliyorum; bilimle uğraşan kadınlar kendilerine bilim adamı değil “bilim kadını” densin istiyorlar. Açıkçası, bilim adamı teriminden “kıllanıyorlar”.
Kadınlar hem haklılar hem değiller.
Önce neden haklı olmadıklarını söyleyeyim. Haklı değiller, çünkü Türk Dil Kurumu’nun internet sitesindeki sözlüğüne göre “adam” kelimesinin bir numaralı karşılığı “insan” olarak veriliyor. Buna göre bilim adamı dendiği zaman, tabii olarak anlaşılması gereken zâten “bilim insanı”. Bunun için de bilim adamı sözünden huylanmaya hiç gerek yok.
Adam kelimesinin diğer anlamlarına baktığımız zaman bu sefer de kadınlara hak vermek gerekiyor. Çünkü adam kelimesinin ikinci anlamı “erkek kişi, kadın karşıtı” olarak bildiriliyor. Buna göre bilim adamı dendiğinde tabii olarak da erkekler akla geliyor.
Adam kelimesinin daha başka anlamları da var. Meselâ: Birinin yanında ve işinde bulunan kimse… Birinin yararlandığı, kullandığı kimse… Birinin sözünü dinleyen, nazını çeken, kayırıcı… Görevli kimse… İyi huylu, güvenilir kimse… Bir alanda derin bilgisi olan kimse… gibi. Bunlarda da adam, ya insan ya da açık olarak belli değilse de erkek anlamında. Üstüne üstlük adamın bir de halk ağzında ‘koca, eş’ şeklinde karşılığı var.
Adam kelimesinin geçtiği deyimlerimizde de durum farklı değil. İşte birkaç örnek: Adamdan saymak veya adam yerine koymak: Bir kimseye değeri olmadığı hâlde değer vermek. Adam etmek: Bir kişiyi yetiştirip topluma yararlı duruma getirmek… Adam evlâdı: İyi bir âilenin iyi yetişmiş, iyi eğitilmiş çocuğu. Adamına düşmek: Yapılacak bir iş güzel bir tesâdüfle iyi bir adama, uzmanına verilmiş olmak.
Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz ama neticede “adam” kelimesi tümünde de insan veya erkek anlamında kullanılıyor veya erkeği çağrıştırıyor. Eh, o zaman da bilim adamı sözünden memnun olmayan bilim kadınlarına mecburen hak vermek gerekiyor.
Bilim adamlarının hemen hepsi erkek
Aslında, bilim adamı teriminin bu kadar yaygın olmasının makûl izahı var: Bilim adamlarının neredeyse tamamına yakını erkek. Sâdece ülkemizde değil, tüm dünyâda çok az sayıda bilim kadını var. Meselâ, fizikte, kimyada veya tıpta Nobel almış kaç kadın vardır dersiniz? Veya müzikte, edebiyatta, sosyolojide sivrilmiş, dehâ, virtüöz seviyesine erişmiş kişilere bakarsanız, bunların içinde de parmakla sayılacak kadar az kadın çıkar.
Durun; hemen “ama üniversitelerimizdeki kadın doçentlerin, profesörlerin sayısı her geçen gün artıyor. Birçok fakültede erkekten çok kadın öğretim üyesi var” demeye kalkmayın.
Bilim adamlığı başka şey, öğretim üyeliği başka şey… Her profesör bilim adamı olmadığı gibi, bilim adamı olmak için de illâki profesör veya doçent olmak da gerekmez. Üstelik de yüksekokula veya meslek liselerine dönmüş üniversitelerimizin perişan hâli ortada iken.
Bilgin, âlim, bilimci… olabilir mi?
Bilim adamı yerine cinsiyet içermeyen bilgin, âlim, bilimci, ulemâ gibi karşılıklar da tavsiye edilebilir ama bunların da kadınları tatmin edeceğini sanmıyorum.
Nasıl hâkim, polis, doktor deyince hepimizin aklına erkek geliyorsa ve bunu aşmak için kadın hâkim, kadın polis, kadın doktor diyorsak, bu sefer de kadın bilgin veya kadın âlim veya kadın bilimci gibi bir sürü abuk subuk terim ortaya çıkacak.
Gelelim neticeye
Hem bilim insanı hem bilim kadını sözlerinden mustaribim. Hadi, mâdem bilim insanı var, o zaman “bilim hayvanı” da olmalı diye cinslik yapmayalım ama yarın oğlanlar, lezbiyenler, travestiler, onun bunun çocukları ve daha bilmem kimler ayaklanırlarsa ne olacak?
“Biz ne bilim adamıyız ne bilim kadını. Biz “bilim lezbiyeniyiz” veya biz “bilim transseksüeliyiz” diye herkes kendi terimini yaratırsa kim ne diyebilir?
***
Bizim Mekân’da bununla ilgili görüşlerim yer alır dağınık şekilde…
Acaba oradan mı etkilendi, bilemiyorum!
Pek çok doğrunun yanına, bu kadar bilgisizliği ve seksizmi (ânında sözlük: cinsiyet ayrımcılığı) katmak inanın ki özel yetenek ister!
Evet, adam kelimesi insan demektir; bunun yanı sıra kişi, fert, düzgün insan gibi anlamları da vardır.
Türümüzün ismi Homo sapiens sapiens’tir ve cinsiyet anlamı taşımaz.
Homo, zâten insan demektir ve scientist lâfı da bilim adamı demektir; bunlar doğru!
Bilim adamı tamlamasını bilim kadını, bilim hünsâsı (ânında sözlük: hermafrodit, çift cinsiyetli), bilim transseksüeli, bilim pedofiliği, bilim bakterisi, bilim hayvanı, bilim hıyarı… filân demeğe kalkmak tamamen abesle iştigâldir, haklısınız!
Şimdi gelelim neden bilgisizlik ve seksizm ibârelerini kullandığıma zât-ı âlîniz için:
Genel tarihi de yeterince bilmiyorsunuz. Eğer bilseydiniz, ilmin, san’atın, edebiyatın, felsefenin hâttâ dinin tarihine, üstâdı olduğunuz mûsikînin tarihine yeterince vukufla bakabilseydiniz, Habertrük’ün her şeyi bilen hanımefendi sunucudan fırçayı yiyip, karşılığında kem küm edip kalmazdınız!
Erkeğin evrimsel hükmedici ve kadını sâdece doğurup bebek yetiştirmeye zorlayan tavrı yumuşadıkça, kadınlar da her alanda kendilerini ispat edebilmişlerdir, bu kadar basit!
Ne işi var orada XX’lerin!
Gönderdiğiniz makalelerinize olan itimâdım maâlesef epey sarsıldı…
Dolayısıyla bilim adamlığınıza da, çünkü bilim adına ahkâm kestiniz (hükümler yazdınız)!
Üstelik bu lisan garabetinin pekişmesine de âlet oldunuz!
Eğer bilgisizliktense, öğrenmemek ayıp değil…
Yok, eğer seksizmdense, acaba nedendir, araştırmak lâzım.
Dost acı söyler.
Kırılmaca, bozulmaca yok…
Son olarak da: Travesti denmez, transvestist denir hocam!
Mehmet Kerem Doksat – İstinye – 20 Haziran 2011 Pazartesi
siz degerli hocalarımıza bilhassa doktorlugun aşagılandıgı bu dönemde rencide edici tartışmalar ve uslub hiç yakışmıyor