TIPTA UZMANLIK TEZLERİ KALDIRILMALIDIR (PAZARCI DOKTOR VAKASI MÜNASEBETİYLE)
Doğan Haber Ajansı’ ndan Kemal Atlan’ ın “Pazarcı doktor” başlıklı haberi dikkatinizi çekti mi bilmem: http://gundem.milliyet.com.tr/pazarci doktor/gundem/gundemdetay/17.08.2011/1427911/default.htm
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Acil Anabilim Dalı’nda 5 yıl asistanlık yaptıktan sonra uzmanlık tezini tamamlamadığı için ilişiği kesilen 42 yaşındaki Dr. Orhan Arslan şöyle diyor:
“Ben şu anda pazarda tezgâhtarlık yapıyorum. Asıl mesleğim doktorluk. 5 yıllık ihtisas süresini bitirdim, şu an sınava girmedim ama Acil Tıp uzmanı sayılırım. 5 yıl boyunca ESOGÜ Acil Anabilim dalında acil tıp ihtisası yaptım. 5 yıl boyunca binlerce kritik hastaya baktım ve müdahale ettim. 4 yıl boyunca da çoğu nöbetimi acil serviste kıdemli olarak tuttum… Tezimi yaptırmayacaklarını ve beni uzman yapmayacaklarını söylediler. Uzman olabilmem için bitirme sınavına girip, tez hazırlamam gerekiyordu. Geçen Ocak ayında hastaneden ilişiğim kesildi.”
ESOGÜ yetkilileri Dr. Orhan Arslan’ın iddialarının doğru olmadığını belirtti. ESOGÜ yetkilileri Arslan’ın yapması için verilen tezini tamamlamadığını, tez için etik kurula başvurmadığı, uzmanlık eğitim süresinin bitmesi nedeniyle yasal olarak kadrosunun düşürülüp ilişkisinin kesildiğini söyledi. Yetkililer Dr. Arslan’ın tezinin tamamlanması için 2 yıl daha süresinin olduğunu belirterek, “Tezini tamamladığında ister bizim üniversitemizde isterse bakanlığa başvurup başka bir üniversitesinde tez sınavına katılabilir” dedi.
Nasıl uzman doktor olunur?
Tıp fakültesine giren tüm öğrencilerin hayali “uzman doktor” olabilmektir. Bunun için elbette önce tıp fakültesinin bitirilmesi ve daha sonra da TUS adı verilen imtihanın kazanılması gerekir.
TUS’ u kazananlar bir üniversite veya eğitim hastanesinde branşlarına göre 4-6 yıl arasında “asistan doktor” olarak görev yaparlar. Bu sürede bilim dalının türüne uzmanlık alanları yanında başka bilim dallarında da birkaç aylık sürelerde (rotasyon) çalışırlar.
Asistanlık eğitimi boyunca başasistan veya Hoca’ nın (eğitim hastanelerinde şef, üniversite kliniklerinde doçent, profesör) denetimi altında hasta bakarlar, nöbete kalırlar, uzmanlık dalları ile ilgili çeşitli tıbbi girişimleri görerek ve uygulayarak öğrenirler. Tıp fakültelerindeki asistanlar seminer, sempozyum, kongre vb eğitim çalışmalarına daha çok katılırken, eğitim hastanelerindekiler daha fazla hasta görürler ve daha fazla “uygulama” yapma imkânı bulurlar.
Uzmanlık eğitimi bakımından laftan ziyade bu tür uygulamalar çok daha önemlidir ve bu sebepledir ki TUS’ ta yüksek puan alanlar cerrahi branşlarda tıp fakültelerini değil eğitim hastanelerini tercih ederler.
Zaten bundan dolayı da tıp fakültelerinden ağzı, eğitim hastanelerinden ise eli iyi iş yapan uzman hekimler yetişir. Yazmamdan ve konuşmalarımdan da anlaşılabileceği gibi ben de ilk grubun tipik bir örneğiyim.
Asistanların artık uzman unvanını kazanabilmeleri için çalışma süreleri bitiminde hocaları nezaretinde “uzmanlık tezini” de tamamlamış olmaları gerekir. Bu tezin “formalite gereği” jüri tarafından kabul edilmesiyle de uzmanlık alanına göre sözlü ve cerrahi branşlarda uygulamalı bir imtihana girerek başarılı olurlarsa “uzman doktor” unvanını alırlar.
Uzmanlık tezi nedir, ne işe yarar?
Uzmanlık tezi özellikle eğitim hastanelerinde “yapılmış olmak için yapılan” gereksiz çalışmalardır. Bir kere bunlar hemen hiçbir zaman gerçek manada bir “tez” değildir. Bunların kimi daha önce yapılmış klinik çalışmaların kötü tekrarları veya geriye dönük dosya taramaları ve hatta derlemeler şeklindedir.
Bu tezler içinde bazıları bilimsel yayın olarak dergilerde yayınlanabilir veya kongrelerde bildiri olarak sunulabilir ama çoğu, kimse tarafından doğru dürüst okunmadan arşivlerin tozlu raflarında yerini alır.
Bu tezler akademik kariyer yapmak isteyen asistanlar bir çalışmanın nasıl yapılacağını, nasıl değerlendirileceğini, nasıl yorumlanacağını öğrenmesi bakımından faydalıdır ama o kişinin başarılı bir uzman doktor olup olmayacağı konusunda zerre kadar faydası yoktur.
Doğru mudur bilmem ama para karşılığı bu tür uzmanlık tezleri yazıldığını da duyuyoruz.
Dr. Orhan Arslan örneğinde de olduğu gibi bazı asistanlar için bu gereksiz uzmanlık tezleri bir kâbusa dönüşebilmektedir.
Gelelim neticeye
Uzmanlık tezi kulağa hoş gelen, insanda saygı uyandıran “havalı” bir söz olmakla beraber işin aslı hiç de öyle değildir.
BİR: Uzmanlık tezleri, akademik kariyer yapmak istemeyen asistanlar için ayak bağı, zaman kaybı ve angaryadır.
İKİ: İyi bir uzman hekim olmanın yapılan tezle hiçbir alakası yoktur. Önemli olan asistanın uzmanlık eğitimi süresince davranış ve çalışmaları; uzmanlık alanı ile ilgili her türlü bilgi ve tecrübeyi kazanmış olması ve de gereken tüm girişimleri (endoskopi, anjiyo, biyopsiler, radyolojik değerlendirme, ameliyatlar vb) tek başına rahatlıkla ve maharetle yapabiliyor olmasıdır.
ÜÇ: Uzmanlık tezlerinin kaldırılması veya sadece isteyenler tarafından yapılması daha doğrudur.
alp tural (dr)19/08/2011 15:46:30
Hocamizin, ilimle bilimle ilgisi olmadigi icin ve bizim asistanlardan daha az bilimsel yayini oldugu icin herkesi kendi gibi zannediyor, kesinlikle kalkmamali tum dr lar hayatlarinda en azindan bir tane bilimsel yazi nasil hazirlanir nasil yapilir ogrenmeliler, sayet hocalari bu iste yetersizse bu duzeltilmeli ve gerekli ise arastirma egitimi almalilar. Hoca malesef bilimsel gerceklerden uzak basinda adini daha fazla duyurabilmek icin devamli boyle konulari ortaya cikarmaktadir
ayhan erol (öğr üyesi)19/08/2011 15:39:52
Bir öğretim üyesi olarak teze karşıyım. Gereksiz masraf, iş yükü ve zaman kaybı. Stress de cabası. Akademisyen olan yapsın yayını, az yapsın kaliteli yapsın
MT (dr)19/08/2011 13:44:04
Uzmanlık tezleri kalkarsa pazarcı doktorlar hastaneye gelecek. Maazallah. İyi yapamıyorsak kaldıralımcılıktan başka bir şey değil. Uzmanlık tezleri doğru dürüst ve kaliteli olmaya zorlanmalıdır. Yoksa uzmanlık eğitiminin tıp eğitiminden farklı tarafı kalmaz
Uzm (Dr)19/08/2011 13:20:45
Bence de “Tezelden” kalkmalı
serdar savacı (hekim)19/08/2011 13:17:55
Sayın hocama katılıyorum. Tez çalışması diye yapılan ilaç ve sarf malzeme kullanımı da azalır, ülke ekonomisine katkısı olur.
Mesut Aydın (asistan)19/08/2011 12:43:52
Eğitim Hastanesi asistanları olarak hocamıza aynen katılıyoruz.bu hocamız veya başasistanlarımız için yayın yapmak amaçlı yapılan çalışmalardır.bu iş yükü içinde kimsenin okumadığı çalışmalarla uğraşıyor,istatistik ve kitle için kısıtlı bütçemizden ücretler ödemek zorunda kalıyorz.umarım bakanlık sesimizi duyar.saygılarımla
Emin Erdem (Göğüs Hast Uzm)19/08/2011 12:22:31
Aynen katılıyorum
ışıl
Kesinlikle katılıyorum
19 Ağustos 2011 Cuma 14:39
Çok Saygıdeğer Hocam;
Öncelikle sağlıklı günler dilerim.
Yoğun iş temponuz esnasında e-mailim ile sizi meşgul ettiğim için en derin özürlerimi iletir, e-mailime zaman ayırdığınız için şimdiden en derin teşekkürlerimi iletmeyi bir borç bilirim.
Size bu maili yazma nedenim, Tıpta Uzmanlık Tezleri Hakkında yazdığınız yazı ile ilgili.
Naçizhane akademik hevesleri olan bir kardeşiniz olarak bu konuda sizin görüşünüzü tam olarak paylaşamadığımı bildirmek isterim. Şöyle ki;
Her ne kadar yeni gelen performans uygulamaları aksatsa da, Üniversite veya eğitim hastanelerinde yer alan anabilim dalları ve klinik şefliklerinin ana ve öncelikle görevleri eğitimdir. Eğitim sadece seminerler bazında değil, klinik içi öğretim üyesi dersleri ve seminer saatleri ile de desteklenmelidir.
Bir uzman doktorun öğrenmesi gereken ana konulardan biri de bilimsel makalelere hakim olma becerisidir. Bu hakimiyet, bilimsel bir yayını giriş-gereç -yöntem- metod-istatistik ve tartışma açısından tüm yönleri ile değerlendirebilmeyi içerir.
Bu açıdan bakınca araştırma görevlilerinin yaptıkları tezler bence çok önemlidir. Naçizhane tez danışmanları olduğum araştırma görevlilerinin tezleri sırasında bilimsel bir yayını giriş-gereç -yöntem- metod-istatistik ve tartışma açısından değerlendirebilme yeteneklerinin bir hayli arttığını tecrübe edindim.
Ancak sizin de belirttiğiniz gibi kimi kurumlarda tez sadece yapılmak için yapılan bir uygulamaya dönüşmüştür. Bu aşamada -bilim camiamızın her aşamasında çok gerekli olan- objektif bazı kriterler devreye sokulmalıdır.
Örneğin; uzmanlık tezi yerine, araştırma görevlilerinden, araştırma görevliliği süresince ulakbim veri tabanında dizinlenen bir dergide 1. isim yayın yapmaları, SCI-E ‘de dizinlenen bir dergide yayınlanan bir çalışmada yer almalası, ulusal kongrede en az 3 poster sunmaları gibi zorunluluklar getirilebilir. Bu hem daha objektif hem daha bilimsel hem de suistimala daha az açık bir yöntem olabilir.
Haberde bahsi geçen araştırma görevlisi konusunda da, bu tip medyatik haberlerde mutlaka olayın temeline inilmesi gerektiğini düşünüyorum. Acil tıp gibi bir alanda, 5 yıl asistanlık sonrası uzmanlık verilmemesinin, uzmanlık tezinden ziyade asistan ve öğretim üyeleri arasındaki kişisel ilişkilerle, ilişkili olabileceğini düşünmekteyim.
En derin Saygılarımla
Dr. Volkan Hancı
kariyer yapmak istemeyen mi?
kariyer miuzmanlık tezinin asistanlar tarafından angarya olarak görüldüğünü, çoğu zaman işkence halini alabildiğini biliyoruz fakat kaldırılmasını isteyenlere sormak istiyorum “kariyer yapmak istemeyen uzman dr” ne anlama gelir? uzmanlık zaten başlıbaşına bir kariyer değilmidir? asistanlık gibi bütün bilgilerin taze taze öğrenildiği bir dönemde bile düşüncelerini pratiğe döküp yeni bir bilgi üretemeyecek birinin ileriki yıllarda gelişmeleri takip edip çağa ayak uydurabileceğine nasıl inanabilyorsunuz?
19 Ağustos 2011 Cuma 17:5495.10.139.143
umut (dr)19/08/2011 18:53:38
Tez yapmak sadece yayın yazmak değil, okuduğu yayını anlayabilmeyi, yorum yapabilmeyi de gerektirir. Doktor olacak biri için bu nedenle en önemli fırfattır. hayatında hiç istatistik yapmayıp yorumlamayan bir doktor okuduğu makaleden ne anlayabilir? Yoksa hayatı boyunca hiç makale okumadan hekimliğini sürdürmeye çalışan durayen (duayyen değil!), her hasya serum içinde bemiks, antibitotik, metpamit takıp iyileşmesini bekleyen sözde doktorlardan mı olmak istiyorsunuz. Yapmakta zorlananlar bu tür şeylere gereksiz diyebilir, kimseyi uyutmasınlar
Sorcin (Doktor)19/08/2011 19:21:13
Yazi yazmasini bilmeyen doktor mu olur?
Hekimlik meslegi basli basina akademik bir kariyerdir.
Tezlerin gereksiz olduguna soyleyenlere yazik . Ozaman kalp ameloyati yapmayacak olan kalP damarcilar bostan yere 6 sene okumasin. 2 senede damar cerrahi olsun, isteyen 4 daha okusun kalp cerrahi olsun. Hatta kadin hast uzmani icin 2 yil dogum isteyen 2 yil okusun dogumcu olsun. Yapilan tez kabul edilecek diye bir sart yok. Adam gi i yaparsan kabul olacaktir .saygilar
Dr. kky (doktor)19/08/2011 20:03:13
Uzmanlık tezleri yalan. Hasta sayıları yetmiyor. veriler kafadan atılarak giriliyor. Tezi inceleyen juri, asistanın kaç hastanın hangi verisini girdiğni nerden bilsin.yazının tarzına, noktalama işaretlerine, tabloların düzgünlüğüne bakıyor karar veriyor. 2 defa uzmanlık tezi yazdım ben. Allah için ikisi de kaliteli hocalarca ve ”gerçek” anlamda yapılmış tezlerdir. Ancak uzmanlık eğitimime zerre katkısı olmamış, bilakis, geçen zamanımı, istatistikçiye ödediğim paraları falan göz önüne alınca o kadar zamanda yabancı bir dil öğrenebileceğimi , işe yarar bir iş yapabileceğimi düşünüp hala kahırlandığım bir zulüm olmuştur tez yazımı
akademisyen (kvc)19/08/2011 22:51:22
Uzmanlık tezinin amacı kişinin bilimsel çalışma yöntemini öğrenmesini sağlamaktır. Aksi takdirde iyi dikkatli bir ameliyat hemşiresini de bıraksanız ameliyat yapabilecek yeteneğe ulaşabilir. Uzmanlık tezi denilen çalışma sayesinde asistan birçok bilgi edinecektir, öğrenmeyi bilgiyi harmanlamayı öğrenecektir. Saygıdeğer Küçükusta meslekdaşımız asistanalarına adam gibi çalışma yaptıramıyorsa bunun suçlusu sistem değildir. uzmanlık tezinin kaldırılması bir yana daha da zorlaştırılmalıdır. Beğenmediğimiz Arap ülkelerinde dahi böyle bir tezi yapmayana bırakın uzmanlığı dr diploması bile vermiyorlar. Ancak mevcut çalışma sisteminde asistanların nefes alacak zamanları olmuyor, tez yapılacaksa asistanı klinikten ayırıp bu işe yöneltmek gereklidir. Eğer asistan tezi bitirecek zihin ve düşünce kapasitesine sahip değilse örnekteki gibi gidip manavlık yapsın daha iyi olacaktır. Uzmanlık tezini yapamayanların hekimlik değil doktor yardımcılığı gibi hekime teknik destek sağlayan bir eleman olması daha uygundur
atilla yılmaz (hekim)19/08/2011 22:59:33
sizi nasıl öğretim üyesi yapmışlar, inanılır gibi değil.
1. uzmanlık veren birimlerin önemli bir kısmının (üniversiteler dahil) yeterliliği içler acısıdır.
2. eğitim hastanelerinde “el işi” öğretilmesi sistemin sorunudur. iki yanlış bir doğru yapmaz. amacın bu hastanelerindeki eğitimin de olması gereken bilimsel seviyeye çekmek olmalıdır.
3. uzmanlık eğitimlerinin bir an önce sadece üniversite hastanelerine kaydırılması ve eğitim verecek öğreim üyelerinin yeterliliklerinin denetlenmesi gerekmektedir.
4. masraftan söz eden meslektaşlarımız acaba bugün kaç liralık gereksiz tetkik istemişler ve gereksiz ilaç yazmıştır.
5. uzmanlık yapan hekim arkdaşların hayatlarında hiç olmazsa bir kez bile bilimsel bir faaliyette bulunması hiç bir işe yaramasa bile en azından en sıradan makalenin bile ne emeklerle yazıldığını anlamalarına yardımcı olur.
uzman (dr)20/08/2011 00:09:28
Pubmed e girip sayın Küçükustanın yazılarına baktım, doğrumudur bilmiyorum ama sadece 1 tanecik 8. sırada olduğu bir makale gördüm. eğer böyleyse sayın küçükustanın bu konuda ahkam kesmesi hiç de doğru olmamış. Himmet eder millete, kendi muhtaç himmete durumu olmuş. Şimdi niçin uzmanlık tezi kalksın dediğini daha iyi anladım
tıp bir meslektir. her doktor bilim adamı olmak zorunda değil. bırakın bilimi kendini adayacak insanlar yapsın. amerikaya bakarsanız böyle olduğunu görürsünüz.
ben su an tip fakultesi ogrencisiyim ve su anda asistanligin son senelerinde olan meslektaslarim icin ingilizce makale cevirisi yapiyorum. henuz dil bilmiyorlar, makale nasil okunu ozetlenir sunulur bilmiyorlar, nasil arastirma yapilir hangi arastirmanin sonucuna guvenilir, guvenilirlik kistaslari nelerdir bilmiyorlar. doktorlarin da cogu boyle. bu durumdayken nasil kanita dayali tip hizmeti vercekler? tip alaninda hergun yeni tedaviler yeni yaklasimlar kesfediliyor ve bu yenilikleri de uzmanlik tezini bile yapmaktan aciz turk doktorari bulmuyorlar. sizin oneriniz tamamen turk isi kolaycilik..
tamamen haklısınız ancak türkiye’de basit gerçeklerin uygulamaya geçişi en az 30-40 yıllık bir laçkalaşma süreciyle oluyor nedense.
doktoralı dişhekimiyim ve hocama tamamiyle katılıyorum.
biri bu adami susutursun artik, bilimsellikten uzak yazilariyla herkesin aklini karistirmakta, 2-3 bilimsel makale ile profesor olmus biri olarak bence bunlari konusmaya uygun kisi degil kendisi, tez bir uzaman dr belkide hayatinda yaptigi ilk ve son bilimsel islemdir, lutfen bunu kaldirip bilimsellikten uzak dr yetistirmeyin
yapilan tezlerin % 90 i (biraz abartili oldu ama) anlamsiz ve boş. tez ola beri gele …
uzmanlık tezi kaldırılmalıdır, çok doğru bir tesbit.yalnız uzmanlık teziyle beraber yaptığı asistanlığı unutup komplekslerini asistanlardan çıkarmaya çalışan ve güya hoca olanlar da kaldırılsa sanırım daha iyi olur.ayrıca, hoca olacaklarda insanlıkdan nasip almış olma şartı aransa ve asistanların da insan olduğu ve insan hakları olduğu kabul edilse daha da iyi olur diye düşünüyorum.
toplam bilimsel yayin sayiniz bizdeki asistanlardan az oldugu halde nasil boyle konusabiliyorsunuz anlamiyorum,
hocam birde zorunlu doğu hizmeti var o da kaldırılmalıdır.
ülkemizde bilim adamlığı ne yazıkki sadece bir kaç üniversitede sadece doktora öğrencisi iken yapılır, yrd. doç. olduktan sonra ego tatmini başlar ve sadece lecturer (ders anlatıcı) görevi yapılır. danışman olunan doktora öğrencilerinin makalelerine isim yazdırarak da yatarak profesör olurlar.
bencede tez olayı malesef ülkemizde çok iyi yapılmıyor.tezlerin çoğu daha önce yapılmışların bir tekrarı.sadece tez bittti diyebilmek için yapılıyor.dr ların çoğu bunu yaparkende tek başına yapamıyor, ve çeviri yaptırıyor, çömezlerini kullanıyor.bence tez kalkabilir, bunun yerine uzmanlık eğitimi boyunca her yıl için bir sci makale zorunlu olmalı, uzmanlık sınavları genel olarak yapılmalı.asistanlarada aralıklı sınavlar yapılmalı.uzman olanlarda 3-5 yılda bir yeterlilik sınavından geçirilmeli.en önemliside bunlara eğitim yapan sözüm ona hocalar da dahil edilmeli.asistan dr
mühendis olmak için göbeği çatlayan arkadaslar; bizim bir ömür boyu gecemiz gündüzümüz, o sizin hafta sonu tatillerinde ,resmi tatillerinizde bile sıcacık yuvanızda ailenizle geçirdiğiniz saatlerde hastane köşelerinde nöbet tutarak, ameliyata girerek, üstüne üstlük birde akp tarafından dr ların üzerine saldırganlaştırılan hasta ve hasta yakınları ile uğraşarak yaşamaya çalışıyoruz.malesef kalite çok düşük, ve bu gidişle daha da kötüye gidiyor. vatandaş bunun farkında değil hala.eskiden yarım saat hasta muayene edebilirdik, şimdi 1-2 dk sorgulayıp hemen tetkik isteniyor.asistan dr.
bu sistem asistanları tamamen hocaların kölesi yapıyor.
bilimsel verilerin değerlendirilip, yorumlanması için tez şart mı yani, tez yerinde 1 tane bilimsel makale zorunluluğu getirilemez mi? biraz geniş düşünün, tezlerin çoğu yayın bile olmuyor ama direkt yayın şartı koyarsın sci’de, olur biter. tez kadar zaman ve emek harcanmadan daha faydalı bir iş yapılmış olur.
çok güzel bir yazı olmuş asistanların hakları konusuna sağlık bakanlığı bir an önce el atmalı
tez hazırlamak cok kompleks bir iş değil zaten tum doktorlar guncel bılgılerı takıp edebılmek adına bu tip arastırmalar yapabılıyor olmalıyız. zaten tez calısmalarımıza yardımcı olmak bızı yonlendırmek ıcın danısman hocamız oluyor. sımdıye kadar tezını yazamadıgı ıcın uzman olamayan doktor duymamıstım.
doktorluk marangozluk veya kasaplık gibi babadan öğrenilen bir zanaat değil. tıp sürekli kendini yenileyen bir alan ve alanında uzmanlaşacak kişiler bu yenilikleri takip edebilmemli. tıpta uzmanlık tezi, doktorlara alanlarındaki güncel konuları takip edip bu konuda yeni birşeyler üretme ve bildiklerini güncellemeyi öğretiyor. bu sinavi kaldırınca elde edeceğiniz şey kasaptan bozma, dünyadan haberi olmayan doktorlar olur.
ey halkim daha anlamadinizmi her olayda oldugu gibi imam hatip okullari meezunlaina kadro aciliyor.
dünya literatürü tezlerden mi oluşuyormuş, sallamayın kardeşim, tezlerin yüzde kaçı yayın oluyor bu ülkede haberiniz yok belli ki. asistan eğitiminin önündeki büyük bir engeldir tezler, çünkü son yıl asistanı işi gücü eğitimi bırakıp bilime katkısı tartışmalı teziyle uğraşıyor. sonra o tez raflarda çürüyor
Cevapla
arkadaşım uzmanlığı veremiyorsan uzman değilsindir.bu sınavlar daha da ağır olmalı doktorlara da iyi para verilmelidir.al diplomayı ömür boyu dr. ömür boyu mühendis, avukat olmaz öyle belirli periyodlarda yeterlilik sınavları konmalı kendini yenilemeyen, geliştirmeyen elenmelidir.bunu yapan ülkeler var
tıp aleminde uzmanım diyenlerin ne aşamada olduğunu görüyoruz.artık doktor kendi hasta olduğunda bile 2. bir doktora müracaat ederek tasdikletme gereği duyduğu bir ortamda az bile uamnalık sınavı.. hatta uzmanım diyebilmek için en az 5- yıl çalıma yaptıracak ve sınavdan başarılı olursa vereceksin uzmanlık belgesini. bu gün aynı sorun hukukta aynı sorun din adamında vel hasıl yarım doktor candan yarım imam dinden ve yarım hukukçu adamı maldan eder!!
ayh erol (dr)20/08/2011 14:07:54Dr Umut Bey,
Bemiks, Metpamid ile tedavi yapan doktorlar da zamanında tez hazırlayıp uzman olmuştu. Tez kalkarsa o doktor yine aynı tedaviyi yapacak. Yani tezin “istemeyene” katkısı yok
dr murat (ürolog)20/08/2011 13:58:30
Büyük bir üniversiteden uzmanlığımı aldım. Yaptığımız yayınların çoğu retrospektif ve uydurma idi. Mesela bir arkadaşım tavşan deneyi yaptı, ilaç uygulamasından bir hafta sonra kan ölçümü yapacaktı. 1 gün sonra bütün tavşanlar öldü. Gene de uydurmasyon bir tez yazdı. Hocalar da onayladı. Zaten en afilli tez onundu, bizimkiler ya eski yayınlardan araklama, ya eksik verileri olması gerekene yuvarlama gibiydi. Mesela bir ameliyatı hastanemizde ilk kez yaptık. 2.’yide 3 ay sonra yaptık. Hoca beni çağırdı. 4 ay sonraki kongreye ben …… üzerine ilk 10 vaka deneyimimizi içeren bildiri yazdım. Poster oldu. Türkiye’de bilim budur, kimse de kıvırmasın. 2-3 tane üniversite gerçekten yayın yapmaya çalışıyor, geri kalanlarda insanlar doçent olmaya çalışıyor. Şu an taşrada doktorum, mutluyum. Şimdi ki asistanlara soruyorum, performans gelmiş yoruluyorlarmış ama yayın düzeni değişmemiş . Herkesin bildiğini, açıkça söylemekten korkmayalım, bu düzen yüzünden çoğu öğretim üyesinin, hocanın orijinal yayını yok
öğretim üyesi (öğretim üyesi)20/08/2011 10:23:44
Burada amaç tez yapıp diploma almak değil, merak edilen bilimsel bir soru sorup onun cevabını aramak, bunun sonuçlarını bilim dünyasına duyurmaktır. Bu olmuyorsa tezi kaldırmak yerine, bu sorunun neden sorulamadığını,yüksek puanlarla tıp fakültelerini kazanmış, üniversite sınavlarında ilk 10 binine girmiş bu güzide toplulukta bilimsel merakın neden yeşer(e)mediğini, tezlerin neden yayına dönmediğini araştırmak ve bunları düzeltmek gereklidir. Tezi kaldırırsanız bilim dünyasından iyice uzaklaşmış, bilimsel katkı nasıl yapılır bilmeyen, başkalarının yaptıklarıyla yetinen,zaten az bilim üreten bir topluluğa bir darbe de siz vurmuş olursunuz. saygılarımla
Alp tural (Dr)20/08/2011 03:08:24
Hocanin nasil prof oldugunu anlamadim ama neden akademisyen dusmani oldugunu ve bu isi kucumsedigini anladim, anlat hocam nasil hic yayin yapmadan prof oldun ben onu merak ediyorum, herkeste ogrensin nasil oldugunu, boylece sende bildigin konularda yazi yazmis olursun
Hoca doğru söylüyor
Neye katılıyorsunuz anlayamadım Işıl hanım.Hocaya mı yoksa yorum yapan arkadaşa mı?Hoca sanki burada araştırma yapılmasın,yeni fikir üretilmesin demiş gibi bir sonuç çıkartmış arkadaş.Hoca çok doğru söylüyor.Türkiye’de ttez yapılırken geçmişe dönük 500 tane dosya alırsın arşivden;sonra dersinki filanca hastalıkta Hb değeri şu kadarken bilmemne ilacı verilenlerde 3 ay sonra şu kadar olmuştur.Demek ki bu ilaç Hg i düşük olanlarda faydalıdır.Bu da sana bilimsel(!) bir tez olur.Hepsi palavra…
Dr. Mustafa ALAN
dr kcy (asistan)20/08/2011 18:29:20
Tez asistanlık sürecinde yapılan en büyük angaryalardan biri. Belki 100 defa yapılmış bir çalışmayı 101. defa siz yapıyorsunuz. Dünyanın parası gidiyor. Bu parayı asistanın maaşına yansıtsalar en az 400-500 lira artış olur. Bırakın isteyen yapsın. O zaman yapılan tezlerin kalitesi de artacaktır. Neymiş yayın sayımız artmışmış! Yahu bırakın, şu bilim dünyasına zerre kadar faydası olmayan çalışmaları…
hematolog (öğretim üyesi)20/08/2011 17:41:38
Bu yazıda yapılan nedir biliyor musunuz? Günümüzde her alandaki yılların birikiminin harcanması ve törpülenmesinin moda olduğu üzere, yüzyıllık akademik tıp birikimlerimizi bir anda silip süpürmekten başka birşey değil. Daha iyisi gelene kadar en iyi sistem şimdilik bu. Bilimsel çalışmaları zat-ı alinize beğendirmek için daha ne yapacaktık? Artık yayın yapmadığınız ve bilimsel çalışmalara aktif olarak katılmadığızın için kendinizi böyle görmenizi belki anlarız ama genelleme yapma hakkını ve herkes adına konuşma hakkını nereden buluyorsunuz?. Yazınız yüksek eğitim düzeyine imrenen ama yeterince çalışmadığı için başaramamış kişiler için ilaç ve terapi niteliğinde. Ama sadece PLASEBO olarak. Hasta hakları büroları, kendi hekimini seçme hakkı gibi yükselen değerleri okşayan tam POPÜLİST YAZI. SADECE KENDİ ADINIZA KONUŞUN VE YAZIN.
Tez gerekli değilmiş. Ha bi siz biliyordunuz doğrusunu. Biz hiç düşünmemiştik bunu değil mi? Amma da orijinal bir fikir. Bakın Ahmet Bey, her meslekte bazı angarya gibi görünen ama bellekten çıkmaması için özellikle yaptırılan işler vardır. Tez yazımı da bunlardan biridir. Tez yayın olmak zorunda değildir. Burada amaç farklıdır. Tez çalışmaları ile her hekim hayatında en az bir kez bilimsel çaılşma metodolojisini az veya çok, eksik-ziyade tanıma fırsatı bulur. Metodolojik düşünmeyi, yazı dilini öğrenir. Hiç yapmamaktan bin kez yeğdir. Ahmet Bey bence artık profesörlük titrinizle böyle yazılar yazmayın. Yanıltıcı oluyorsunuz. Profesörlük titrinizi gören ve eksik bilgiye sahip kendini iyi yetiştirememiş kişiler, bu yazılara daha çabuk kanıp hem kendi kariyerine hem ülkedeki tıp uygulamalarına zara verebilecek indirgeyici, kolaycı ve popülist düşüncelere kapılabilir. Ama, “ben bunları zaten biliyorum da benim misyonum farklı” derseniz, o misyonu açıklayın o zaman
sibel tayga (dr)20/08/2011 16:40:20
dr murat arkadaşım madem bu tezler uydurma ile yapılıyor,siz neden bunlardan 15-20 tane yapıp da profesör,doçent olmayı akıl edemediniz de şimdi taşrada çalışıyorsunuz?madem uydurun, yazın arkadaşım,öyle uzaktan çamur atarak konuşmakla olmaz.zamanında yaptığınız usulsüzlük sizi bağlar.bu sizin ayıbınız.ingilizce bir makale yazmak,veri toplamak,istatistiklerinin yapılması bir dr un kaç gününü alıyor biliyor musunuz siz,gerçek bir emek ürünüdür yabancı makale. türkiyede bilim bu diyemezsiniz.sizin yaptığınız o yalan tezden,en az 20 tane türkçe,en az 20 tane yabancı yayını,50-60 tanede posteri ve 3-5 tanede kitabı oluyor bu beğenmediğiniz doçent yada profesörlerimizin,yetiştirdiği asistanlara verdiği eğitimi zaten saymıyorum bile
ben bitirme aşamasında bir asistanım.tezle uğraşmaktan sınava çalışamıyorum.hiç olmazsa bir defa olsun teorik bilgileri toparlayıp o şekilde mezun olmak isterim.ama tez buna mani oluyor.harcanan para da cabası.
ben hayvan çalışması yapacağım
devamlı hayvan labaratuarına gidip geliyorum bu gidiş gelişler okadar yoğun çalıştığımız şu günlerde rutin işlerimizi aksatıyor.hepsi bitince bir de tezi yazması var. o da bir hayli gereksiz zaman alacak.oysa sınava çalışsam hekimliğime yansıyacak bir alt yapı edinmiş olurum.tezler gerçekten gereksiz.bilime de bir faydası yok.SON olarak o kadar işsizin olduğu ülkemizde bilim adı altında parayı sokağa atmak adı TEZ olunca mümkün oluyor.
o tez kalkmamalı diyen çok bilmiş arkadaşlar ,madem o kadar araştırma yapmaya meraklısınız bir zahmet cebinizden laboratuar parasını karşılayarak yapın tezinizi.benim yaptığım tez 9000 tl lik ve sonuçtada hiç bir önemi olmayan yapılmış olsun diye yapılacak bir tez…
o paraya gerçekten araştırma yapmak isteyen bir kişi için harcansa ve bir kibrit çöpü kadar faydalı birşeyler bulsa gene de bizim yaptığımızdan iyidir.
kalksa ne olur olmasa kac yazar,once ınsan olun dr luktan once