KALP KRİZLERİNİN SEBEBİ YOKSA BİZATİHİ STATİNLER Mİ?
Statin kullanımı tüm dünyada her sene artarken; insanlar yumurtanın, yağlı yoğurt ve peynirin, tereyağının tadını unutup margarin ve “layt ürünlere” talim ederken kalp krizleri ve felçlerin buna “inat” artması size de tuhaf geliyor mu bilmem.
İçime “sakın kalp krizlerinin bizatihi sebebi statinler olmasın” diye bir kurt düştü ve bunu araştırdım.
Statinler aterosklerozu artırıyor
Diabetes Care isimli tıp dergisinde yayınlanan araştırma, daha sık statin kullanılmasının koroner damarlardaki ve aort damarındaki kalsifikasyonu yani kireçlenmeyi hızlandırabileceğini gösteriyor (1).
Araştırmaya göre, statin kullanımındaki her “yüzde 10’ luk artış koroner damar kalsiyumunda 0.41 mm3’ lük artışa” sebep oluyor.
Başlangıçta statin kullanmayan daha küçük bir grupta da sık statin alınmasının kalsifikasyonu artırdığı görülüyor.
Bu, kalp krizi ve buna bağlı ölümlerin daha fazla görülmesi anlamına geliyor; çünkü koroner damarların duvarlarında kalsiyum birikimi (koroner arter kalsiyum skoru=CAC) kalp krizi ve felç riskinin en hassas göstergesi olarak kabul ediliyor.
Bir başka araştırmada da bilinen koroner damar hastalığı olmayan ve koroner bilgisayarlı anjiyografi (KBA) yapılan 6 bin 673 kişiler statin kullananlar ve kullanmayanlar olarak iki gruba ayrılıyor ve her iki grupta plâklardaki kalsifikasyonlar değerlendiriliyor (2).
Plâklar, kireçlenmemiş, kireçlenmiş ve karışık olmak üzere üç gruba ayrılıyor.
KBA, damarlardaki plağın niteliği dâhil aterosklerozla ilgili değişiklikleri doğrudan gösteren ve invazif olmayan yeni bir yöntemdir.
Bu 6 bin 673 kişiden 2 bin 413’ ünün statin kullandığı 4 bin 260’ ının ise kullanmadığı belirleniyor.
Statin kullananlarda, kalsiyum ihtiva eden koroner arter plaklarının prevalansı ve derecesi “yüzde 52 fazla olduğu” tespit ediliyor.
Az sayıda hasta üzerinde yapılmış, gözleme dayalı bu çalışmalardan sebep-sonuç ilişkisi çıkarmak elbette doğru olmaz ama statinlerin faydadan çok zararı olduğunu iddia edenlerin eline büyük bir koz daha geçmiş olduğuna da hiç şüphe yok.
Bu araştırmalar doğru ise, statin sınıfı ilaçların bir taraftan diyabet riskini artırırken diğer taraftan koroner damar kalsifikasyonunu da hızlandırarak hastaları adeta kalp krizi ve ölüme sürüklediğini söylemek yanlış olmaz.
Kalp kasında ko-enzim Q10 eksiliyor
Statin sınıfı ilaçların en önemli “etkilerinden” biri de hücre içinde “ko-enzim Q10” sentezini azaltmasıdır (3).
Bu bazı kişilerde görülebilecek bir yan etki değil, ilacın etki mekanizmasından dolayı herkeste ortaya çıkacak olan ilacın “normal etkisidir”.
Ko-enzim Q10, hücrelerin mitokondrilerinde enerji üretiminde temel maddelerden biridir; bu madde olmadığında hücrenin enerji sistemi bozulur, hücre görevini yapamaz olur.
Kalp kası hücrelerinde diğer hücrelere oranla 200 misli fazla mitokondri vardır; dolayısıyla kalp kası ko-enzim Q10 eksikliğine diğer hücrelerden çok daha hassastır.
Statinlere bağlı ko-enzim Q10 azalmasının kalbe olan zararları hem insanlarda hem hayvan deneylerinde gösterilmiştir.
Ko-enzim Q10’ un E-vitamininden 50 misli fazla antioksidan özelliği de vardır ve eksikliği DNA hasarını da hızlandırır.
Buna göre, statin alan hastaların ko-enzim Q10 eksikliği bakımından yakından takipleri ve eksikliğin ağızdan alınacak ko-enzim Q10 ile giderilmesi ve statinlerin prospektüslerinde böyle bir uyarı konması şarttır.
Statinler diyabete yol açıyor
Statinlerin diyabet riskini özellikle menopoz sonrası kadınlarda ciddi derecede artırdığını, diyabetin de kalp krizi ve felçler için en önemli risk faktörlerinden olduğu biliniyor (4).
Sağlıklı bir insana statin verilmesi o kişinin gereksiz yere diyabet riskini, dolayısıyla da kalp krizi riskini artırır.
Üstelik kan şekeri yüksekliğinin koroner kalp hastalığının gelişimini kolaylaştırmasından başka kalp kası üzerinde de doğrudan olumsuz etkisi var (5).
Birkaç senelik kısa takiplerde, statinlerin faydasının diyabet riskinden “sınırlı” olarak fazla olduğunu gösteren çalışmalar varsa da “uzun vadede” neler olacağı belli değildir.
Kolesterol ilaçları egzersizin faydalarına da mâni oluyor
Journal of American College of Cardiology isimli tıp dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, kolesterol ilacı simvastatin fazla kilolu veya obez hastalarda egzersizin faydalarına engel oluyor (6).
Bu çalışmada kolesterol ilaçlarının, aerobik egzersiz idmanlarının ‘kardiyo-respiratuar fitnes’ ve iskelet kasları mitokondri ‘sitrat sentaz aktivitesi’ nde meydana getirdiği değişiklikleri nasıl etkilediği araştırıldı.
12 hafta sonunda yapılan değerlendirmede, sadece egzersiz programını uygulayanların ‘kardiyo-respiratuar fitnes’ larının yüzde 10, simvastatin alanların ise yüzde 1.5 arttığı tespit edildi.
Sadece egzersiz yapan grupta iskelet kasları sitrat sentaz enzimi aktivitesi de yüzde 13 artarken simvastatin alan gruptakilerde bunun yüzde 4.5 azaldığı ortaya çıktı.
Kardiyo-respiratuar fitnes, dolaşım ve solunum sistemlerinin sürekli egzersiz sırasında iskelet kaslarının oksijen ihtiyacının sağlanması kudretini gösteren bir tabirdir.
Düzenli egzersiz kalp kasının daha fazla kan pompalamasını sağlayarak ve egzersiz yapan kaslarda küçük atardamarların sayısını artırarak çalışan kaslara daha fazla kan gitmesini temin eder.
Egzersiz, solunum sistemini de solunan ve dokulara sağlanan oksijeni artırarak etkiler.
Kardiyo-respiratuar fitnes, kalp hastalıkları, kanser, tip 2 diyabet, felç ve başka birçok hastalık riskini azalttığı için uzun ve sağlıklı yaşamanın olmazsa olmaz unsuru olarak kabul edilir.
Sitrat sentaz aktivitesinin artması, kas hücrelerinin glikoz ve oksijeni enerjiye daha etkili olarak çevirdikleri, azalması ise kasların enerjiyi iyi kullanamadıkları manasına gelir.
Az sayıda hasta üzerinde “ekokardiyografi” ile yapılan araştırmada statin kullananlarda sol ventrikül gerilim hızına göre kalp kası fonksiyonlarının azaldığı görülüyor (7).
Kas ve iskelet sistemi de bozuluyor
Statinlerin kas ve iskelet sistemi üzerine olan kas ağrısı, kas zayıflığı, kas krampları, rabdomiyoliz, oto-immün kas ve tendon hastalıkları gibi yan etkileri “çoktan beri ve gayet de iyi biliniyor”.
Kas zafiyetinin, kanda kreatin fosfokinaz yükselmeden de gerçekleşebileceğini bunun da ancak kas biyopsisi ile gösterilebileceğini hatırlatarak, bunları geçiyorum (8).
46 bin 249 hastada gerçekleştirilen araştırmada statin kullananlarda gerilme, burkulma, çıkık gibi “eklem hastalıklarının” da daha fazla olduğu tespit edildi (9).
Kas ve iskelet sistemini ilgilendiren tüm bu hastalıklar çok önemli çünkü kalp hastalıklarından korunmak için yapılması gereken esas şey hastanın hareketli olması, düzenli egzersiz yapmasıdır.
Statin vererek kas ve iskelet sistemini “dağıtılan” bir kişinin bırakın egzersiz spor yapmasını, “yerinden kalkması bile mesele hâline geliyor”.
Mikroalbüminüri de artıyor
Statinler, damar disfonksiyonunun iyi bilinen bir belirteci olan “mikroalbüminüri” prevalansını da artırır (10).
Mikroalbüminüri, tip 2 diyabet hastalarında kardiyo-vasküler olayların riskini iki misli artırır.
Gelelim neticeye
Kalp-damar hastalıklarından korunmanın “sağlıklı beslenme, hareket ve sigara içmeme” gibi tüm ilaçlardan daha etkili, hiçbir yan tesiri olmayan ve üstelik bedava yöntemleri varken, yüzde 7.5 riski var diye “sapasağlam insanları riske atmanın” ve “ilaç bağımlısı” yapmanın mantığı var mı?
Statinleri en emniyetli ilaçlardan biri olarak ilan edenlerden cevap bekliyorum.
KAYNAKLAR
1. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22875226
2. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/22981406
3. http://www.fda.gov/ohrms/dockets/dailys/02/May02/052902/02p-0244-cp00001-02-Exhibit_A-vol1.pdf
4. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/23456437
5. http://content.onlinejacc.org/article.aspx?articleid=1201092
6. http://content.onlinejacc.org/article.aspx?articleid=1679527
7. http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/20027659
8. http://www.cmaj.ca/content/181/1-2/E11.abstract
9. http://archinte.jamanetwork.com/article.aspx?articleid=1691918
10. http://www.plosone.org/article/info%3Adoi%2F10.1371%2Fjournal.pone.0031639