NEFESLE VEREM TESTİ GELİŞTİRİLDİ
ABD’li uzmanlar tüberkülozu (verem) nefes yoluyla teşhis eden yeni bir test yöntemi geliştirdi.
Nature Communications adlı bilim dergisinde yayımlanan araştırmada geliştirilen testle, hastalığın ilaçlara dirençli olup olmadığı kısa sürede anlaşılabiliyor. Normal yöntemlerle bu altı hafta sürebiliyor.
Tavşanlar üzerinde yapılan denemelerde bakteriler nefes yoluyla verilen antibiyotiğe belirli bir gaz karışımı yayarak tepki veriyor.
Dünya çapında her yıl 8,6 milyon kişiyi etkileyen ve 1,3 milyon kişiyi de öldüren verem HIV’den sonra en çok can alan hastalık.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre veremle küresel savaşta başlıca öncelikler erken teşhis ve tedavi.
Yeni araştırmada tüberküloz tedavisinde sıklıkla kullanılan ve bir tüberküloz enzimi tarafından harekete geçen isoniazid adlı antibiyotiğin nefes yoluyla alınan hali geliştirildi.
ABD’deki Nex Mexico Üniversitesi’nde araştırmayı yapan ekipten Dr. Graham Timms söz konusu enzimin verem hastalığına has olması gerçeğinden yola çıkarak bu testi geliştirdiklerini söylüyor.
Uzmanlar deneyler sırasında tavşanlara özel bir moleküler etiketi olan isonizaid verdi.
Tavşanlarda tüberküloz olduğu takdirde, akciğerlerden etiketli nitrojen gazı çıkıyor ve bu gazı kütle spektrometresi adlı bir cihaz tespit ediyor.
Testten alınan pozitif sonuç, tüberküloz mikrobunun bulunduğunu ve isoniazide hassas olduklarını gösteriyor.
Teşhis ve tedavi yöntemleri
Tüberküloz tedavisi zor bir hastalık. Farklı ilaçlarla yürütülen tedavinin süresi altı ayı bulabiliyor.
Tedavinin yarıda bırakılması ilaca dirençli verem mikrobunun ortaya çıkmasına yol açtı. İlaca dirençli tüberküloz bazı ülkelerde görülen vakaların yüzde 30’unu oluşturuyor.
Tüberküloz teşhisi, uzun yıllar hastanın balgam örneğinden alınan bakterilerin laboratuvarda büyütülmesiyle yapıldı.
Bu yöntemle hastalığın teşhisi bir ila bir buçuk ay sürebiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü son birkaç yıldırsa GeneXpert adlı DNA teknolojisinin kullanılmasını tavsiye ediyor.
Bu yolla balgam örneğinde verem mikrobu olup olmadığı, varsa da mikrobun verem tedavisinde kullanılan önemli ilaçlardan rifampicin adlı antibiyotiğe dayanıklı olup olmadığı üç saat içinde anlaşılabiliyor.
Ancak mikrobun tedavide kullanılan tüm ilaçlara direnç seviyesini anlamak daha uzun sürebiliyor.
Dr. Graham Timmins, “Bir hastayı bir kez görüp, doğru ilaçlarla evine yollayabilmek gerçekten çok faydalı olurdu” diyor.
Şu anda nefes testi sadece isoniazide duyarlılığı ölçebildiğinden, diğer testlerle birlikte yapılması gerekiyor.
Ancak Dr.Timmins bunun başlatmak istedikleri programda sadece bir başlangıç olduğunu vurguluyor.
Bir sonraki adım testin insanlar üzerinde denenmesi olacak.
Tavşanlar üzerinde yapılan denemelerde bakteriler nefes yoluyla verilen antibiyotiğe belirli bir gaz karışımı yayarak tepki veriyor.
En çok öldüren ikinci hastalık
Tüberküloz dünya çapında her yıl 8,6 milyon kişiyi etkileyen ve 1,3 milyon kişiyi de öldüren verem HIV’den sonra en çok can alan hastalık.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre veremle küresel savaşta başlıca öncelikler erken teşhis ve tedavi.
Yeni araştırmada tüberküloz tedavisinde sıklıkla kullanılan ve bir tüberküloz enzimi tarafından harekete geçen isoniazid adlı antibiyotiğin nefes yoluyla alınan hali geliştirildi.
ABD’deki Nex Mexico Üniversitesi’nde araştırmayı yapan ekipten Dr. Graham Timms söz konusu enzimin verem hastalığına özel olması gerçeğinden yola çıkarak bu testi geliştirdiklerini söylüyor.
Uzmanlar deneyler sırasında tavşanlara özel bir moleküler etiketi olan isonizaid verdi.
Tavşanlarda tüberküloz olduğu takdirde, akciğerlerden etiketli nitrojen gazı çıkıyor ve bu gazı kütle spektrometresi adlı bir cihaz tespit ediyor.
Testten alınan pozitif sonuç, tüberküloz mikrobunun bulunduğunu ve isoniazide hassas olduklarını gösteriyor.
Tüberküloz tedavisi zor bir hastalık. Farklı ilaçlarla yürütülen tedavinin süresi altı ayı bulabiliyor.
Tedavinin yarıda bırakılması ilaca dirençli verem mikrobunun ortaya çıkmasına yol açtı. İlaca dirençli tüberküloz bazı ülkelerde görülen vakaların yüzde 30’unu oluşturuyor.
Tüberküloz teşhisi uzun yıllar hastanın balgam örneğinden alınan bakterilerin labaratuvarda büyütülmesiyle yapıldı.
Bu yöntemle hastalığın teşhisi bir ila bir buçuk ay sürebiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü son birkaç yıldırsa GeneXpert adlı DNA teknolojisinin kullanılmasını tavsiye ediyor.
İsoniazide duyarlılık
Bu yolla balgam örneğinde verem mikrobu olup olmadığı, varsa da mikrobun verem tedavisinde kullanılan önemli ilaçlardan rifampicin adlı antibiyotiğe dayanıklı olup olmadığı üç saat içinde anlaşılabiliyor.
Ancak mikrobun tedavide kullanılan tüm ilaçlara direnç seviyesini anlamak daha uzun sürebiliyor.
Dr. Graham Timmins, “Bir hastayı bir kez görüp, doğru ilaçlarla evine yollayabilmek gerçekten çok faydalı olurdu” diyor.
Şu anda nefes testi sadece isoniazide duyarlılığı ölçebildiğinden, diğer testlerle birlikte yapılması gerekiyor.
Ancak Dr.Timmins bunun başlatmak istedikleri programda sadece bir başlangıç olduğunu vurguluyor.
Bir sonraki adım testin insanlar üzerinde denenmesi olacak.
Kaynak: http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/09/140924_verem_test