BEN DE VEGAN OLDUM

Yazı Fontunu Büyült Yazı Fontunu Küçült Yazı Fontunu Sıfırla
kasa fişi

 Ahmet Hakan’ ın sonunu iyi görmüyorum.

Beslenmenin modası falan olmaz.

Bunun tek yolu var: Adam gibi beslenmek!

Veganlığın sonu “feryâd-ı figan” dır.

Olma vegan edersin figan, Ahmet Hakan!

***

Hürriyet’ te Ahmet Hakan‘ ın köşesinden:

“ÇOK moda, herkes vegan detoks yapıyor” falan denilince…

Heveskâr bir tip olmam nedeniyle bu işlerin piri Gül Kaynak’ın kapısını çaldım ve onun yol göstericiliğinde birkaç haftalığına vegan oldum.

*

Sonuçları aktarıyorum:

*

– Kendimi oruçlu gibi hissediyorum. Üzerime bir dinginlik, bir dervişlik, bir rintlik gelmiş durumda.

– İlk iki gün zorlanarak içtiğim o yeşil sebze sularına öyle bir alıştım ki… Tiryakisi oldum resmen.

– Canım dürüm çektiğinde… Lahanadan yapılmış humuslu dürümle yetinmeyi öğrenmiş durumdayım.

– Kâmil bir insan gibi hissetmeye başladım kendimi… Bir mutasavvıf edasıyla dolaşıyorum çarşı pazarı.

– Yeşil… Yeşil… Yeşil… Yediğim her şey o kadar yeşil ki… Yakında “HULK” olup İstanbul’un üzerine çullanabilirim.

– Önüme gelen herkese “40 yaşına kadar kuzu yiyeceksin, 40 yaşından sonra kuzunun yediğini” diye ahkâm kesmeye başladım.

– Hafiflemiş durumdayım: Sabah gün doğmadan kalkıyorum, akşamları ise büyükbabalar gibi erken yatma hakkımı kullanıyorum.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ YA ŞUNU, YA BUNU YAPMALI

SAĞLIK Bakanı Recep Akdağ, Canan Karatay’la ilgili çeşitli iddialar ortaya attı.

Canan Karatay da çıktı, “bunların hiçbiri doğru değil” dedi.

*

Bu saatten sonra Bakan Akdağ…

– Ya Canan Karatay’la ilgili dile getirdiği iddiaların kanıtlarını ortaya koymalı…

– Ya da “boş bulundum, tam araştırmadan konuştum” falan diyerek Canan Karatay’dan özür dilemelidir.

*

Ötesi kurtarmaz.

 

Yazı için 2 yorum yapılmış:

  1. Ümit dedi ki:

    Ahmet Bey,

    Sonu “feryâd-ı figan” olmuş veganlarla ilgili kendi araştırmanızı ya da birilerinin yaptığı bir araştırmayı yayınlamanızı heyecanla bekliyorum. Ancak sizler gibi hayvan severlerin! çokça araştırmaları var. Kendi adıma söyleyeyim vegan/vejetaryen olup da ilaçlara bağlı yaşayan hiç insan tanımamama rağmen eti sofrasından eksik etmeyip de ilaçsız yaşayamayan çok insan tanıyorum.

    Beslenmenin modası takibi kapitalist bir yaklaşım olur,işin özüne,insan anotomisine uygun olanına dönmeli. Mesela tüm etçiller günlerce dışarıda kalmış bir eti yediğinde hastalanmazken insan yiyemez,bağırsakları etçiller kadar kısa değildir,hiçbir etçilde ağızda sindirim başlamaz,çene ve diç yapısı kesinlikle etçil tasarımda değildir gibi …

    Sayın hayvan severler! Ahmet Bey değerli bir doktordur. Yazılarını ve paylaşımlarını takip ederim. Aşırı ilaç tüketimine karşıdır,otla çöple tedavi fırsatçılığı yapanlara karşıdır. Bu noktalarda aynı yerde duruyoruz. Ancak yemek alışkanlıklarını damak tadına ve lezzete göre belirler.

    Saygılarımla

  2. Ali dedi ki:

    Damak tadının yöresel olduğunu söylerlerdi arkadaşlarım, ama gel gör ki Hatay’ın meşhur pişmiş (olgunlaşmış) çökeleğine farklı illerden pek çok arkadaş bayılmıştır. Alışkanlıklarımızı değiştirmenin ne kadar gerekli olduğuna bakmak gerek… yıllarca sigaradan vazgeçemyen eşim hamile olduğunu öğrendiği gün sigarayı bıraktı… gerekçelerimiz önemli… hayvanların da hissedebilen, üzülen, sevinen varlıklar olduğunu kabul edersek bakışımız ve alışkanlığımızı değiştirme isteğimiz belki farklı olur. Saygılar

Siz de yorumunuzu paylaşın: